ANTOINE WATTEAU (1684-1721) - GERSAINT'İN DÜKKÂN TABELASI
Hepimiz -kısa ya da uzun süreli olsun- arkadaşlarımızın misafiri olmuşuzdur. Ancak minnettarlığımızı Watteau gibi belirtenimiz azdır. Fransız ressam Watteau, tablo taciri olan arkadaşı Edme-François Gersaint'in evinde kalıp kalamayacağı sorusuna aldığı olumlu cevap sonrasında arkadaşı için yukarıdaki tabloyu yapmıştır.
O sırada hastadır Watteau. Veremle savaşmaktadır. Sağlık bulmak için gittiği Londra'dan tekrar Paris'e döndüğünde Gersaint'in misafiri olur. Güçsüzlüğü nedeniyle sadece sabahları çalışarak sekiz günde bitirir bu resmi. Gersaint'in tablo dükkânını betimlemiştir. Resim aynı dükkanda sergilenir ve büyük ilgi görür. Ne yazık ki Watteau'nun misafirliği uzun sürmez. Kısa bir süre sonra, 37 yaşında hayata veda eder.
163x306 cm.'lik büyük boyutuyla Gersaint'in Dükkân Tabelası, zamanın sanat galerisini göstermesi açısından önemlidir. Watteau arkadaşının dükkânını herhangi bir anı belgelercesine yansıtmıştır yansıtmasına ancak resim fazla sayıda mesaj da içermektedir. Ön planda sağ ve sol köşelerde gördüğümüz saman demeti ve köpekle bir sokağa açıldığını anladığımız mekânda çok sayıda tablo ve insan dikkat çeker. Sol tarafta bir sandığa bir portrenin yerleştirilmekte olduğunu görürüz. Bu portre tam 72 yıl Fransa krallığı yapmış 14.Louis'nin portresidir ki sandığa yerleştiriliyor oluşu artık bir devrin kapandığını anlatır. Watteau 14.Louis döneminin bitişine memnun olanlardandır. Portrenin kaldırılması eylemini 3 kişi seyretmektedir. Bir hamal, ayna taşıyan bir çocuk ve o sırada dükkana giren bir kadın. Kadın sevgilisiyle el eledir. Boyut küçüldüğü için burada seçmek çok zor ancak dükkâna girmekte olan bu çiftin arkasındaki iki tabloda "Venüs ve Küpid" ile "Venüs ve Mars" yer alır. Venüs ve Mars gayrimeşru ilişkiyi simgeler ve buna göre bu çiftin gayrimeşru ilişki içinde olduğunu söyleyebiliriz. Resmin sağındaki grup yedi kişiden oluşmaktadır. Grubun solundaki yaşlı ikiliden erkek olanı, merakla çıplak figürlerin yer aldığı bir resmi incelemektedir. Onun davranışına karşıtlık oluşturmak için figürün üstündeki tabloya dua eden bir papaz yerleştirilmiştir. En sağdaki dörtlüden bir kadın satıcıdır. Diğer üçü, dükkânda onca güzel tablo dururken satıcı kadının elindeki aynaya bakmaktadırlar. Sanatçı burada yine insana özgü bir özellik olan kibri vurgulamıştır. Satıcının arkasındaki tabloda Azize Katherina ile Çocuk İsa'nın mistik evliliği yer alır ki bu da yine zengin ve kibirli müşterilerle karşıtlık oluşturmak için vurgulanmıştır. Zira Azize Katherina yoksullara yardımla özdeşleşmiştir. John Berger'in deyimiyle Watteau'nun resimleri narin ve uçucudur ancak olağanüstü bir gözlem gücünü ve duyarlılığı yansıtır. Ne kadar şenlikli, neşeli resimler yapmış olsa da aslında "Fanilik" gibi trajik bir konusu vardır. Ona göre Watteau, erken öleceğini hissediyordur. Hâttâ kendisine resim sipariş eden aristokrat kesimin sonunun yaklaştığının da farkındadır. Sırf bu tablo üzerine düşündüğümüzde bile Berger'i haklı bulmak mümkün.
Şimdi Gersaint'in dükkânından çıkalım ve biraz daha sanatçının hayatına, üslubuna göz atalım: 1864 Valencia doğumlu Antoine Watteau, okumayı ve müziği seven, sanata meyilli bir çocuktur. Erken yaşta babası tarafından bir ressamın yanına çırak verilir. Gün gelir sanatın kalbi Paris'e doğru yola çıkar. Çeşitli atölyelerde çalışır. 25 yaşında Kraliyet Akademisi'ne kabul edilir, 3 yıl sonra akademinin üyesi olur. Bugün ben farklı bir tablosunu seçmiş olabilirim ancak Watteau daha çok uçarı manzara resimleriyle, saray ahalisinin kır eğlencelerini anlatan eserleriyle bilinir. Resim tarihinde zaman Rococo'yu göstermektedir. Watteau'nun gizli erotizm barındıran hafif meşrep kır sefaları betimlemeleri, onun Fetes Galantes denen resim türünü yaratmasını sağlamıştır. Fetes Galantes, kır manzarası içinde aşk oyunlarıyla meşgul çiftlerin resmidir. Watteau'nun bu konuda takipçisi çok olmuştur ancak insana dair duyguları kimse onun gibi yansıtamamıştır. Gözlem gücünün yüksekliği, insan psikolojisine dair anlamlandırma yeteneği ve zarif çizgileriyle öne çıkar Watteau. Sahne sanatlarını ve müziği de eserlerinde sıkça kullanır. Rönesans döneminde İtalya'da ortaya çıkan, ileride Fransa'da da oynanacak olan, 12 karakter üzerinde şekillenen Comedia dell'arte oyuncularını da resimlemiştir. Bu da Rococo resmin özelliklerinden biridir. Watteau, Rubens'ten etkilenen sanatçılardandır. 17.yüzyılın son 30 yılında Fransız Kraliyet Akademisi'nde revaçta olan klasik ve yenilikçi tartışmanın taraflarından olan Rubensçiler, klasik olanı reddetmiş ve renkçiliği yüceltmişlerdir. Klasik sanatın sadece akla hitap ettiğini ve dolayısıyla herkes tarafından anlaşılmadığını, renklerin ise genele hitap ettiğini ve doğaya daha yakın olduğunu söylemişlerdir. Watteau'nun resminde de Rubenist anlayış hâkimdir. Çizgiyi, rengi, aklı bir yana bırakacak olursak, Watteau'nun bu yazıya konu olan resminde yer alan köpek dahi Rubens etkilidir. Her ikisi de tablolarında bu küçük dostlara sıkça yer vermiştir.
Kır eğlencelerini, sahne sanatlarını, festivalleri, maskeli baloları, yani hayatın eğlenceli yanını bizlere gösteren, resimlerinin iyi bir müzik parçası dinler gibi etkili olmasını isteyen, izleyicide özgürlük duygusunu hedefleyen sanatçının hayata erken veda ettiğini bilmek üzücü. Hastalığının türü onun ince ruhunun göstergesi gibi. Misafir olduğu arkadaşının yardımının altında kalmamak için sanat tarihine geçecek bir tabloyu meydana getiren Watteau'yu tüm ince ruhlar adına saygıyla anmak isterim.
Serinin diğer Rococo tablosu için bkz: François Boucher-Madam de Pompadour
Serinin diğer 18.yy.Fransız tablosu için bkz: J.B Simeon Chardin-Şalgam Soyan Kadın
Rococo hiç ilgimi çekmezken, şu okuduklarımla bu değişecek galiba! Anlam içinde anlam! Bense “sadece dönemin görüntüsü” diye (boş boş) bakıyormuşum bunca zamandır!!!! Çok teşekkürler bu aydınlanma için..
YanıtlaSilRococo fazla şaşalıdır, rüküştür fakat altyapısı var sahiden:) Ne olaylar, ne olaylar! :)
SilBen çok teşekkür ediyorum Ceren. Kocaman sevgiler...
Sanat eserleri,sanatçı eliyle yaratılan ve insanın kadim duygularını farklı hallerde,insanlığa armağan eden çok değerli çalışmalardır.Onlar,zamanlar arası gezinmemizi sağlayan en güzel köprülerdir; teşekkürler Sezer..
YanıtlaSilBen çok teşekkür ederim...
SilBayılıyorum bu tarz klasik tablolara saatlerce bakabilirim bakmalara doyamam siz de ne güzel anlatmışsınız en küçük detaya kadar...Çok teşekkür ederiz..
YanıtlaSilBen çok teşekkür ederim, sevgiler... :)
SilBaşıma iş gelmeyecekse, bu sanat ise günümüzün postmodern "ürünleri" ne acaba? Resimden anlamadığımı her fırsatta belirtiyorum ama bazı tablolar karşısında afalladığım, etkilendiğim de gerçek. Modern ve klasik eserler az çok bana hitap ediyor. En azından baktığımda sürreal olanı bile bir şey söyleyebiliyor. Postmodern şeyler ise sadece bön bön suratıma bakıyor. Meh :/ Watteau'nun tablolarına biraz baktım da, tam evimin duvarlarına asılası cinsten (eminim onun da çok umrunda olurdu :D). Rüküş elbiseler ve çalgılar. That's all we need :D
YanıtlaSilGelmez gelmez:) Ama herkesin farklı nedenlerle etkilendiği postmodern işler de illâ bulunur diye düşünüyorum. Bir gün böylesine denk gelirsen haber ver tamam mı, merak ettim:)
SilBugünün işleri de ileride mi değer kazanır acaba? Zamanında farklı görülenler, tepki çekenler bugün nasıl benimsenmişse ve seviliyorsa...
Bugün internette ListeList'te, HomeAdvisor'ın tasarımcılarının salon iç tasarımının son 500 yılda nasıl değiştiğini gösteren fotoğraflarına rastladım. "Hangisi senlik?" deyip yeğenime attım. Direkt "Rococo" dedi:) Bana onu hatırlattın:) Seneler önce Rococo tarzda bir tablonun 1000'lik puzzle'ını yapmıştım. Çok keyifliydi. Ama kocaman bir şey oldu. Kalktık bir de çerçevelettik. Nereye asacağımı bilemedim. Yatak odasında asılı şimdi:)
Ressam hakkındaki kısa açıklamanız güzel. Tabloyu okumanız ise çok daha güzel.
YanıtlaSilTablo okuyabilmek için sadece resim sanatı yetmiyor; tarih ve felsefe başta olmak üzere birçok bilime de vakıf olmak gerekiyor ki siz bu vukufiyetinizi belirtmiş oldunuz. Bu arada Rococo tarzda bir tablonun puzzlesini yaptığınızı yazmışsınız. Tebrik ederim.
Ben, resim sanatı hakkında fazla bilgim olmamasına rağmen resmi seviyorum ve resimle ilgili yazıları zevkle okuyorum.
İyi çalışmalar dileğiyle saygılar...
Teşekkür ederim Sabahattin Hocam. Sanat tarihi çoook geniş bir alan. Üniversitede hocalarımızdan öğrendiklerim, zamanla artan okumalar, sergi ve galeri ziyaretleri, ilgiyi canlı tutmak derken elimden geldiğince konudan uzak durmamaya çalışıyorum. Şu an aktif şekilde çalışıyor değilim ancak eğitimini aldığım sanat tarihinden uzak kalmak da istemiyorum. Çocukluğumdan beri ilgim de hep bu yönde. Kendi adıma keyif alarak ilerliyorum:)
SilSeneler önce puzzle yapmıştım. Çok da severim. Ancak bitirince ne yapacağını bilemiyor insan:) O yüzden tek olarak kaldı.
Sevgiler, selamlar benden...
Tabloya hayran oldum bir an içinde kaybolmak istedim
YanıtlaSilrubens, kır resimleri, ne güzeel :)
YanıtlaSilBen döneme göre okumalardan ne kadar çok bilgi öğreniyorum, farklı aydınlanmalar yaşıyorum, gerçekten çok teşekkür ederim. :)
YanıtlaSilHer satırdan sonra dönüp tabloya tekrar baktım. Ufkumu açtın :)
YanıtlaSilNe kadar canlı bir tablo insan kendini o odada hissediyor ☺️
YanıtlaSil