Aklı başında olanlarımızın aynı durumda olduğunu biliyorum ama söylemeden duramayacağım, canım fena sıkkın. Uzak, yakın birçok tanıdıktan covid pozitif haberleri arka arkaya geliyor. Kimi atlattı, kimi atlatmak üzere, kimi bekleyişte... Her biri için ayrı ayrı kaygılanıyorsun, sağlam durmaya çalışıyorsun. Dikkat etmeyenlere, sosyalliğinden ödün vermeyenlere kızgınım. Önlem almayan yetkililere daha da kızgınım. Şu işin başından beri olumlu düşünen ben, soğukkanlılığımı yitirmek üzereyim. Umarım yitirmem. Bu hafta kafamı boşaltmak için her gün yürüdüm. Yine Yaşam Vadisi'ndeydim. Genç, yaşlı birçok insan biraz nefes almak için çıkıyor vadiye. Çimenlere örtüler, sandalyeler atılıyor. Ölçülü bir kalabalık oluyor neyse ki. İç içe bir durum yok. İnsanlara bakıyorum, gencine ayrı yaşlısına ayrı üzülüyorum. Geçen gün bir kayanın üzerinde şahane bir kertenkele gördüm. Şehir içinde şu kadarcık yeşillikte yaşamını sürdürüyor olması gözlerimi yaşarttı. Dışarıda olmasam hüngür hüngür ağlardım sanırım. Yani gözüm bu ara ne çiçeklenen dalları görüyor, ne de cıvıldayan kuşları. Nereye baksam hüzünleniyorum. Ve bu benim için alışılmadık bir durum. Çarşamba günü, canım enginar dolması istediği için pazara gittim. Pazara girerken ikinci maskeyi taktım, sadece enginar ve çilek alıp hızlı hızlı çıktım. Canımız sıkkın olsa da boğazımız durmuyor maşallah. 2 sene önce verdiğim 5 kilonun 3'ünü salgın döneminde geri aldım. Dün vadide otururken D vitamini almak düşüncesiyle avuçlarımı güneşe doğru açmıştım. Bir süre öyle oturdum. Akşam bir baktım ki avuçlarımın içi kıpkırmızı olmuş. Nedense avuç içi hep beyaz kalırmış gibi geliyordu bana, öyle olmuyormuş. Dilerim iyice bir miktar D vitamini stoklamışımdır. Enginar dolmasının tarifini teyit etmek için Gemlik'teki halamı aradım. Hayatım boyunca ağzından bir kere bile şikâyet duymadığım halacığımın salgın döneminde nasıl zorlandığını dinledim. İlk defa sıkıntısını dile getirdi. Sakin sakin, kendine özgü tarzıyla... Keşke yakın olsaydık dedi. Herkese açılmaz. Bana döküldü. Şu hayattaki görevimin insanları dinlemek olduğuna kesinlikle karar verdim. Bu ayrı bir mevzu. Belki bir ara bahsederim. İşte böyle... Keyifler kaçık olunca okuduğundan, izlediğinden de pek bir şey anlamıyor insan. Bu açıdan kısır bir dönemdeyim. Ancak bir dizi var ki beni gerçekten gündemden uzaklaştırdı. The Serpent'ı ilgiyle izledim. Diziye konu katili daha önce seri katillerle ilgili bir kitaptan okumuştum. Olayları şahane görselleştirmişler. Şu noktada "Bozuk ruh halini gerçek bir suç dizisi izleyerek mi düzeltmeye çalıştın?" diyebilirsiniz. Vallahi öyle oldu. Bazen olur. Komedi dizilerine, romantik filmlere, çiçeklere, böceklere tahammül edemediğin isyan hallerin olur. Ve işin bir diğer yanı, dizide yetmişli yılların havası öyle iyi yansıtılmıştı ki... Kostümler, atmosfer şahane... Ramazan başlamadan önce hafta içi bir zamanda iki günlüğüne Amasra'ya gitmiştik. Hiç mola vermeden gidip geldik. Tarihi köprüye bakan, denizin hemen dibinde temiz ve güzel bir ev kiraladık, minimum sayıda insanla münasebette bulunduk. Normal zamanda bahar aylarında kalabalık olan Amasra çok sakindi. İyi ki gittik diyoruz şimdi. O ufak kaçamak olmasa şimdi çok daha zor durumda olurdum diye düşünüyorum. Ve kaldığımız ev... Öyle güzeldi ki. Manzarası o kadar şahaneydi ki.
Ev sahibi emekli öğretmenin yıllar önce emeklilik ikramiyesiyle o daireyi aldığını öğrendik. Acı acı güldüm, oğluma "Evet oğlum, bir zamanlar emeklilik ikramiyesiyle ufak da olsa bir ev alınabiliyordu" dedim.
*Fotoğraf Amasra kaçamağından... Kuşkayası Yol Anıtı (M.S 1.yy)
Dilerim tüm sevdikleri(n/m)iz bu illetten bir an evvel kurtulur. Zira son bir ayda çevremde neredeyse herkes virüsle burun buruna geldi. Annem dahil.. Ayakta atlatanlar, hafif geçirenler ve bir tane de vefat. Ne zaman bitecek nasıl olacak bilmiyorum ama ciddi tahribatlar bırakacağı kesin, ama psikolojik, ama fizyolojik.
YanıtlaSilAmasra'yı severim, çok tatlıdır :) Fotoğraf da maşallah film karelerine taş çıkartır :D Puslu havada antik ve tarihi yerlerde kareler yakalamaya bayılıyorum. Persepolis'te artık gece çökerken alandan ayrıldığımda sis inmişti. Epey spooky kareler yakalamıştım, onu hatırlattı :)
Atlatan herkese geçmiş olsun, hastalar iyileşsin, virüsü kapmayanlar aynen öyle devam etsin. İleriye ötelenen psikolojik etkileri düşünmek istemiyorum. Dilerim maksimum seviyede kalır.
SilFotoğraf iyi oldu:) Nasıl sis vardı anlatamam. Anıtı görmek için sisler içinde yol aldık, korka korka tırmandık. Bir yandan da hafif hafif yağmur yağıyor:) İyi ki yapmışız ama:) Teşekkür ediyorum Zihin. Sevgiler...
Selam bizde Ekim ayında bir arkadaşla kaçamak yapmış Amasra'ya gitmiştik. Küçük güzel sevimli bir yer. Sonbaharı ayrı güzel her mevsimi ayrı güzel. İyi yapmışsınız.Sevgiler.
YanıtlaSilBiz de çok severiz Amasra'yı. Yaz kalabalığını sevmiyorum, bahar aylarında, mümkünse hafta içi şahane oluyor:) Benden de sevgiler...
SilSüreç uzadı, Bahar geldi, aşılar tamamlanmadı.... :(
YanıtlaSilBöyle zamanlarda ruha iyi gelenler kişiye özel. Çıkış yollarını bulmaya çalışmaktan vaz geçmek yok!
Sevgiler
Sadece kendini değil, tüm sevdiklerini düşünüyorsun, durum böylece daha da ağırlaşıyor. Ama dediğiniz gibi vazgeçmek yok Tülin Hanım. Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler benden...
SilNe güzel, nasılda içten bir yazı. Bende bazen dinlemekten yanayım.Karşımdakine faydası oluyorsa ne mutlu bana. Amasra çok güzel bir şehirdir. Kendinize iyi bakın.
YanıtlaSilSevgiler.
Rahatlamak için yada herkesin anlayışla karşılamayacağı şeyleri konuşup iyi hissetmek için arananlardanım. Açıkçası bu beni mutlu ediyor. Kimsenin kimseyi dinlemediği bir zamanda sevdiklerime en azından bu şekilde bile yardımcı oluyorsam ne mutlu bana:) Çok çok teşekkür ediyorum. Kocaman sevgiler...
SilYalnız olmadığını biliyorsun, değil mi? Canı sıkkın olmayan var mı ki? Sadece bir şekilde baskılamaya çalışıyoruz. Zaman zaman başarılı da oluyoruz. Ee, ne de olsa 1 yılı aştık. Uzmanlık yolunda ilerleme kaydediyoruz demek ki:)) Bak işte, işi espriye vurdum, geçti sıkıntı;) Amasra kaçamağınız iyi olmuş. Siz bunu ara ara yapın. Yürüyüş yapmaya da çalış bulduğun açık hava yerlerde. Etkisi yadsınamaz. Aşı konusuna biraz daha önemseyip önlem alacaklar bence. Öyle hissediyorum. Az daha sabır. Sevgiler Sezer...
YanıtlaSilSevgili Zeugma, diğer mesajı da aldım. Öncelikle durumu açıklayayım. Yahoo'ya gelen yorum maillerini bazen hemen o an değerlendiriyorum ve yayınla diyorum. Bazen de bilgisayarımı açınca buradaki yorumlar kısmından yayınlama yapıyorum. Dün akşam senin mesajdan öncekileri, uyumadan önce, yine telefon üzerinden tıklayıp yayınladım. Sabah kalktığımda da bugün gelenleri telefon üzerinden yayınladım. Seninki o araya denk gelmiş:) Ama bilgisayarı açıp Blogger'a girdiğimde muhakkak görecektim zaten. Spam'e düşmemiş kısacası. Gecikme için kusuruma bakma lütfen. Asıl konuya gelecek olursak, rahatlatma sözlerin için teşekkür ederim. Hepimiz yıldık. Ama hani daha rahat davranıp şu 1 Mart'taki açılmadan sonra kapalı alanlarda arkadaşlarıyla devamlı surette toplanıp yiyenler içenlerle, sosyalliğinden ödün vermeyenlerle bir tutamıyorum kendimi. Ha ben tehlike geçene kadar evde kalmaya, arkadaşlarımı, seyahatlerimi özlemeye devam ederim. Ama gençler var, çocuklar var. Oğlum, şu sıra hayata geçirmek mümkün olmadığı için planlarını, hayallerini erteledi, bekliyor. Bunaldı. Çocuklar okula gidemiyor. Yalnız değiliz. Biraz akıllı davranılmalı. Aşı işinde dilerim haklısındır. Aşıyı kabul etmeyenler tehlike oluşturuyor. Herkes kabul etse, bu sefer zaten yeterli aşı yok. Bakalım, umarım halledilir. Sabretmeye devam. Benden de kocaman sevgiler...
SilFotoğraf bir film sahnesi gibi, çok güzel.
YanıtlaSilDuygu karmaşası olarak aynı senin gibi hissediyorum. Geçen bahardan beter. Çünkü durumda geçen bahardan beter,o kadar çok hasta var ki etrafımda.
The Serpent dikkatimi çekti ama bu aralar hiç yabancı dizi modum yok , nedense.
Amasra'ya çok kalabalık bir dönemde gitmiştik. Sakin zamanlarda şahanaedir eminim, hele ağaçlıklı bir yoldan geçmiştik , çok güzeldi. Ne güzel yapmışsınız. Evet bir zamanlar emekli parası ile ev alınıyordu. Şu anda oturduğumuz evi emekli parası ile aldık biz mesela, şimdi asla mümkün değil.
Sevgiler..
Aslında Amasra'da kaldığımız 2 gün boyunca hava çok güzeldi. Dönüşte bozdu. Yoğun sisli ve yağmurlu bir anda anıtı görmeye gittik. Fotoğraf tahminimden güzel oldu:) Amasra'ya kalabalıkken hiç gitmedik, hep sakin zamanları seçtik. Öylesi daha iyi dediğin gibi. Kaldığımız daireyi, öyle bir manzarası varken bugünkü emekli ikramiyesiyle almak mümkün değil:) Nereden nereye.
SilÇok teşekkür ediyorum Mehtap. Sağlıkla kal! Kocaman sevgiler benden...
Ah Sezercim ruh hallerimiz o kadar benzer ki. Pandeminin başından beri bu kadar karamsar, bu kadar mutsuz hissetmemiştim kendimi. Sanırım tedaviye rağmen bir türlü yola girmeyen dizlerim de etken. Pandemi bitse de hayata karışamayacakmışım gibi bir duygu gelişiyor. İçimizdeki karanlık yönleri ortaya çıkardı bu meret.
YanıtlaSilSerpent'i ben de izledim, o herifin soğukkanlı tavırları zaman zaman ekranı kırma isteği uyandırdı bende :( Bu aralar İstanbul Film Festivali filmlerine takıldım, çok iyi filmler izledim, pandeminin yegane iyi yönü festivali online ayağımıza getirmesi oldu sanırım. Ve Amasra, nasıl severim. Bütün çocukluk yaz tatillerimi orada pansiyonda kalarak geçirdik. O kadar bakir ve güzeldi ki. Son zamanlarda gitmedim ama gördüğüm fotoğraflar çok yabancı. 25 yıl önce uğradığımızda bile çok farklı gelmişti. Keşke rağbet gören yerleri büyük şehirlere benzetmesek.
Sanak kucak dolusu sevgiler üflüyorum Antalya'dan, sanırım biz de 15 güne kadar Ankara yollarına düşeriz, başta torun olmak üzere herkes çok özlendi...
Bu sene bahar aylarında daha iyi durumda olacağımıza inanıyordum. Olabilirdi de... Ama olmadı. Sebepler çeşit çeşit. Pandemi bitince, öyle ya da böyle, inatçı dizlerinize rağmen hayata karışacağınızı düşünüyorum Nurşen Hocam. Olacak, göreceksiniz.
SilFestival filmlerini henüz izlemedim. Tam satın alacağım, aman kredi kartını şimdi kim kalkıp alacak, o film mi bu film mi derken, saçma sapan bahanelerle öteledim. Online işleri niye sevmiyorum ben? Oysa teknolojiyle aram iyidir, yeniliklere açığımdır ama bazı şeyler olmuyor işte. Özellikle sanat konusunda. İllâ o kitap elde tutulacak, film illâ salonda izlenecek:) Ama inadı ve tembelliği bırakıp festival programına tekrar göz atmalı.
Yazılarınızda Amasra tatillerini keyifle okumuştum. Biz son birkaç sene içinde bahar aylarında ziyaret ettik. Eskiden beri bilenler Amasra'nın çok değiştiğini söylüyorlar. Hakikaten o şahane manzaranın içerisine çok anlamsız binalar dikilmiş. Bozulmamış yıllarını deneyimlediğiniz için ne mutlu size.
Çok teşekkür ediyorum Nurşen Hocam, sağlıkla kalın. Torununuzla keyifli günler dilerim:)
bu ara arkadaşlarıma mesaj atmaya korkar oldum kötü bir şey duyacağım diye
YanıtlaSilselam naber nasıl durum iyisiniz değil mi ailece ...
sürekli bu cümle
ve mutlaka birinden biz iyiyiz kardeşim pozitif ben iyiyimde eşim pozitif gibi cevaplar almaya başladım
gerçekten çok mutusuzum bende
Durumlar bizde de aynı. Ya sabır! Gerçekten ne diyeceğimi bilmiyorum. Söylenecek yeni bir şey de kalmadı. Hepimiz adına keyifli yazılar yazmak dileğiyle.. :) Sevgiler benden...
SilSalgın uzadıkça bıkkınlık artıyor. Vaka sayısı azalacağına artıyor bununla birlikte aşı hızı gittikçe düşüyor maalesef. Yorulduk artık.
YanıtlaSilÇok da şikayet etmek istemiyorum ama gerçekten yorulduk. Baskıla baskıla ne olacak bakalım halimiz.
SilHer şeye ağlama durumu bende zaten hep vardı şimdi sinirlerimiz mi yıprandı yoksa başka bir şeyden
YanıtlaSilmi daha da çoğaldı. ya da yaşla birlikte mi böyle oluyoruz. Herkesin sana bir şey anlatması
senin güzel bir dinleyici olduğunu gösteriyor. ne yazık ki artık bu özellikte insanlara
rastlanmıyor. çünkü herkes bir şeyler anlatıyor, çok konuşuluyor ama birbirini
dinlemeden.
Amasra'da ki evi nereden buldunuz, bana da numarası varsa verir misin? Annemler gitmek
isteyebilir çünkü.
Ben aslında kolay kolay ağlayamam. Psikolojik bir altyapısı olduğunu düşünüyorum. Ağlamakla ve devamlı ağlayanlarla ilgili sıkıntım var:) Gel gör ki bu ara gözyaşım gözümün ucunda, bekliyor. Anormal zamanlardayız, beklenebilir bir durum deyip geçiyorum.
SilBazı insanlar çok acayip. Dinlememe yanında yargılama, kendi fikrini empoze etme, karşısındakini aşağı çekme gibi durumları da var. Küçük bir örnek, bir arkadaşım keman dersi almak istiyormuş. Kimseye söylememiş alay ederler, bu yaşta olmaz derler diye. Bana rahat rahat söylüyor ama. Böyle bir durumda "neden olmasın?" dediğim gibi, arkadaşım adına keman hocası araştırırım mesela. Vb.vb.vb. örnekler...:) Teşekkür ediyorum Buket.
Amasra'daki evi Airbnb'den ayarladım. Linki şu: https://www.airbnb.com.tr/rooms/45466569?adults=3&check_in=2021-05-04&check_out=2021-05-06&federated_search_id=cc89f963-b93b-4fce-b172-ebd12580b8f9&source_impression_id=p3_1619438195_mUXCMKWC%2BYOmmWC%2F
Kale Apart olarak geçiyor. Tam köprünün ayağında. İlgilenen Çiğdem Hanım'ın numarası var ama "Airbnb üzerinden çalışıyoruz, daha düzenli oluyor" dedi. Airbnb'den göremezsen numarayı veririm yine.
Sevgiler...
Covid hepimizin psikolojisini bozdu. En yakın zamanda defolup gider umarım.
YanıtlaSilLütfen bir an önce gitsin!
SilCorona artık hayatın bir gerçeği. Maske, hijyen, mesafe... Bunları sağlayarak normal hayatlarımıza devam etmek zorundayız. Corona korkusuyla yaşamak çare değil. Sürekli olarak bedensel sağlığımıza vurgu yapılırken neden kimse psikolojik sağlığımızı düşünmüyor anlayamıyorum. Evlere hapsedilen öğrenciler, çocuklar, yaşlılar, kendini eve hapseden her yaştan insan... Bu durumun psikolojik etkileri en az Covid kadar yıkıcı olacak bence. Belli kurallar çerçevesinde sosyalleşen insanlara kızmıyorum. Hayat bir şekilde devam etmek zorunda. Sadece nefes almak yaşamak değil bence. Bitti bitecek, az sabredelim ile çözülecek bir şey değil Covid. 1,5 yıl oldu neredeyse, bitmedi. Yakın zamanda biteceğini de düşünmüyorum. Alışmak gerek.
YanıtlaSilİşin psikolojik kısmı sürekli öteleniyor. İleride başımıza iyice iş açmaz umarım.
SilBelli kurallar çerçevesinde sosyalleşenlere ben de bir şey diyemiyorum ama inan İstanbul kalabalığında çok çok riskli. Pik zamanı bari bir parçacık ödün verseler belki çok şey farklı olacak. Yoksa haklısın, tehlikeli abartılara girmeden hayata devam etmek zorundayız.
Ruh hallerimiz hemen hemen aynı Sezer'cim. Bu son birkaç hafta bizim için de yaşadığımız en zor haftalardan biri oldu. Eşimin iş yerinde 5 arkadaşı covide yakalandı. Yaşları da 30-35 arasında. Birinin durumu ise ağırdı, günlerce hastane arandı, çoğu doluydu. Nihayet bulundu. Şimdi biraz daha iyi. Eşimin test sonucu negatifte olsa yine de her ihtimale karşın, karantina uyguladık tabi ki!. Bakalım yarın aşı olacağız. Dilerim aşı yok demezler. Bu arada Amasra'yı ben de çok severim. Gitmekle ne iyi yapmışsınız. Doping olmuş. Endişe içinde geçen günler ve resmen hapis hayatı içinde olduğumuz şu günlerin bir an önce bitmesini diliyorum. Yeni hafta, yepyeni umutlarla gelsin. Hepimizin yüzü gülsün. Sevgilerimi gönderiyorum Sezer'cim. İyi haftalar ❤
YanıtlaSilAtlatanlara geçmiş olsun, sizin de antikorunuz bol olsun Esincim:) Sıramızı bekliyoruz biz de:)
SilMutlu bir hafta diliyorum sana, kocaman sevgiler...❤
Hayatla oyalanıyorum yoksa aklımı kaçıracak derecede bunaldım. İlk günlerde bir rahatlama vardı aşıdan dolayı ama aşı olanların da geçiriyor olduğunu duyunca yine sar baştan aman anne çıkmayın aman anne dikkatli olun. Annemler de seyahat ediyor! Datçaya gitmişler bir de çiçek falan topluyorlar dizi diZi yolladıkları fotoğraflarda. Neye sinirleneceğimi ve endişeleneceğimi şaşırdım artık.... İkisi de doktor diyecek bir şeyim yok, aynen halanız gibi onlar da bıktılar bu yalnızlık hissinden.. Biz ortayaşlılar iyi kötü birşeylerle oyalanıyoruz ama onlar için hakikaten çok zor... Dha sık arayıp sormalı...
YanıtlaSilİstanbul'da olmamalarına sevinmelisin Cerencim. İnsanlarla yakınlaşmadıkça Datça vs.yerler yine iyi. Aşı olanlar daha hafif atlatıyor diyorlar. Şu an tehlikede olan bizim yaş grubu aslında. Neyse olumlu düşünelim:) Benim kızdığım, sayılar yükselmişken her yeri açmaları. İnsanlara maddi destek olup 2-3 hafta kapama yapamıyorlar. İnsanların üzerinde bir de ekonomik zorlukların sıkıntısı var. Ne diyeyim? İşimiz Allah'a kaldı.
Silsorma kardiş sabredicez, neyse ki bak geziyosun :)
YanıtlaSilSabrediyorum, ne yapayım?:) Herkes gibi...
YanıtlaSilO kadar benzer ki hislerimiz, normalde evden çıkmadan sıkılmadan günler gecirebilirim aslında, her saniye yapacak bir iş bulabilirim ama bu sene ikinci oldu artık, en sevdiğim mevsimi camdan izliyorum. Çiçek açan ağaçlara burnunu yapıştırmak gibi bır huyum var benim çocukluğumdan beri, geçen sene hiç koklamadim, bu sene yolda anı bı frenle durdurdum arabayı, maske filan takmadan bir erik ağacına yapıştırdım burnumu. Kaç dakika kokladım bilmiyorum, sonra böyle rüyadan uyanır gibi garip bı kafayla arabaya dönüp yola devam ettim. Bu görüntüyü bir film sahnesi olarak bağışlıyorum dünyaya... Özetle ruh sağlığımdan geriye pek de bişey kalmadığını bu sayede anlamis oldum... İyi haberler alacağınız sağlıklı günler diliyorum size ve ailenize...
YanıtlaSilHakikaten yaşadığın bir film sahnesi gibi... Okurken duygulandım. Bu dönemden geriye öyle tuhaf şeyler kalacak ki... Dilerim olumluya çevirmenin yollarını buluruz. Çok teşekkür ediyorum. Sağlıkla kal sevgili Bahar...
SilÇok haklısınız zor bir dönem. Sakiz gibi uzadıkça da bunaltıyor koruma kalkanı zayıflıyor insanın. İlk başladığında daralan bir çember gibi demiştim. Çember daraldıkça etrafımızda hasta tanıdık sayısı artıyor ☹️
YanıtlaSilHerkes en az hasarla atlatsa şu dönemi. Tüm dünyanın dileği bir.
Sil