5 Ocak 2024 Cuma

JISBAR İSTANBUL'DA...

    Hazır hafta sonu yaklaşırken renkli mi renkli, sizi gündemin ağırlığından uzaklaştıracak bir sergi tavsiyesiyle buradayım efendim. "Jisbar İstanbul'da"... Ve Taş Konak'ta... 

    Fransız sanatçı Jisbar'ın eserleri geçtiğimiz kasım ayının başında Kalyon Kültür / Taş Konak'ta izleyiciyle buluştu. Ben de tam o günlerde gezip görmüştüm ancak şimdi yazma fırsatı bulabildim. Kuratörlüğünü sevgili dostum Aslı Bora'nın yaptığı sergiyi kaçırmayın derim. 14 Şubat'a kadar meraklısını bekliyor olacak. 

    Jisbar, sanat hayatına Paris sokaklarında graffiti yaparak başlamış. Anlamca bağdaştırması zor olan sokak sanatını ve pop sanatı eserlerinde birleştirerek kendine özgü bir tarz yaratmış. Eserlerinde sanat tarihinin ikonik figürlerini yorumlarken, onların nasıl popüler hale geldiğine vurgu yapmış. Sanatın metalaşmasını sorgulamış. 
Kimi zaman kendine ait deyişlerle, kimi zaman bilindik isimlere ait ünlü sözlerle ve simgelerle desteklemiş çalışmalarını. Her biri amaca hizmet eden destekler bunlar. Ve oldukça oyuncaklı bir etki yaratmaktalar. 

   Jisbar'ın çalışmalarının önünde uzun uzun kalıp her bir simgeyi yorumlamaya, her yazının üstlendiği görevin ne olduğu konusuna yoğunlaşırken çocukça bir heyecana kapılıyorsun. Yakaladığın her ayrıntı, dağarcığını yoklayarak ortaya çıkarmaya çalıştığın her bilgi, renklerle de birleşip tatlı bir sevinç yaratıyor. 


    Buyurunuz Tony Montana... Efsane bir karakter mi? Evet öyle. Açgözlü müydü? Zenginlik onun için ne ifade ediyordu? Nereden geldi, nereye vardı? Tony'nin başının üzerine yerleştirilmiş "Parayı al ve kaç" kimin sözü? 
Ön plandaki Paul Getty'ye ait söz ne ifade ediyor? Pek çok eserinde "Sanat paradan daha değerlidir" yazan Jisbar haklı mı? Geçmişin ünlü sanatçıları Frida, Van Gogh, Monet, Manet, Matisse, Klimt... Bu isimler nasıl oldu da popüler kültürün birer parçası oldular? 

    Jisbar kafasındakileri resme dökerken hep aynı sembolleri, sürükleyici öğeleri kullanmış ki bunlar yıldızlar, merdiven, taç, pırlanta, uçak, para gibi nesneler. Yani onun eserlerini tanımlayan şeyler. Eski yeni, maddi ve manevi, klasik ve popüler... Her biri çözülmeyi bekleyen birer bulmaca havasındaki kompozisyonlarda yerini bulmuş. 

Sokak ve özgürlük deyince motosiklet. Tarihi bir mekânda düzenlenen sergiye en yakışanı Vespa. 
Jisbar bu motosikleti ve kaskları açılış günü Kalyon Kültür için boyamış. 
Her birini tek inceledim desem yalan olmaz. 

   

    Kısacası bol anlamlı, çok renkli bir sergi bu. Dali'den Benjamin Franklin'e, Metallica'dan Tony Robbins'e, Banksy'den James Bond'a, Süperman'den Bugs Bunny'ye, Karl Lagerfeld'den Jane Birkin modeli meşhur çantaya kadar pek çok detay, pek çok iz Fransız sanatçının çalışmalarında. Daha çok şey anlatmak isterdim ancak yazıyı sergi kataloğuna döndürmek istemem:) İstanbul'da olanlar 14 Şubat'a kadar ücretsiz olarak gezebilirler. 
    Her şey para mı? Popüler olan mı daha makbul? Maddi olanın şekillendirdiği günümüzde karmaşa içinde bunalan ruhumuza, eserlerinde bir umut kapısı da açıyor Jisbar. Bir çalışmasında yer alan ve Mahatma Gandhi'ye ait olan söz beni oldukça düşündürdü: "Gelecek bugün ne yaptığına bağlıdır".
    Her zaman hissettiğim ve söylediğim gibi, sanat olmasa hepten yanmışız.