Daha önce yurt dışı gezilerimizi bahar ve yaz aylarında gerçekleştirmiştik. İlk defa bu mevsimde farklı bir ülkeye seyahat etmiş olduk. Tallinn malum kuzeyde. Çok soğuk olacağını düşünerek gittik ama bizim orada bulunduğumuz sırada İstanbul daha soğuktu. Yani fazla zorlanmadan gezdik. Üşüdüğümüz zaman sıcak şarap ve kahve molaları verdik.
Tallinn Christmas nedeniyle ışıl ışıldı. Diğer Hristiyan ülkelerdeki kadar parlak değildi belki ama yine de süslüydü. Diğer ülkelerle kıyaslamamın nedeni Estonya halkının yaklaşık yüzde yetmişinin hiçbir dine inanmıyor olması. Dolayısıyla yeni yıl ruhu ve renkleri vardı ama dini semboller yoktu diyebilirim.
Old Town'da kurulan christmasmarket küçük ama sevimliydi. Beklentilerimin tersine standlarda sergilenen hediyelikler sonbaharda gördüklerimizle aynıydı. Noel Babalı kar küreleri vs. alırım dedim ama yoktu. Estonya'ya özgü yün giysiler, ahşap malzemeler, keçeden yapılmış eşyalar, amber takılar vardı yine. Farklı olanlar yerel sokak yemekleri ve sıcak şaraplardı.
Kocaman bir yılbaşı ağacı ve Noel Baba eksik değildi ama. Noel Baba'nın kulübesinin önü her saatte çocuklarla doluydu. Kapıdan şöyle bir göz atıverdim. "Gördüm! Gördüm!" diye mutlu oldum bir de üstüne:)
Kaldığımız otel de yakın olunca her gün gece ve gündüz çeşitli saatlerde uğradık
Old Town'ın neşeli ortamına.
Kalan zamanımızda kafamıza göre gezdik. Daha önce Eylül'de geldiğimizde tercih etmediğimiz ancak bu kez mevsimsel nedenlerden dolayı ara sıra kendimizi attığımız alışveriş merkezlerinden birinde şahane bir kitapçı keşfettik. İki kez ziyaret ettik burayı. Birinde kafe bölümünde uzun uzun sohbete oturduk kitaplara karşı. O kadar enfes kırtasiye malzemeleri ve farklı eşyalar vardı ki bir sonraki gelişimde sırf burada harcamak üzere para biriktirmeye başlayacağım.
Soğuk havada yapılacak en güzel şeylerden biri de müze gezmektir. Önceki gelişimizde gezmediğimiz Museum of Occupations'ı ziyaret ettik. Burası Estonya'nın Naziler ve Rusya tarafından işgal edildiği yılları anlatan bir müze.
Naziler ülkeyi 2.Dünya Savaşı'nda işgal ediyorlar malum. Arkasından Rusya geliyor ve uzun yıllar baskı uyguluyor. (Tallinn'le ilgili ilk yazılarımdan birinde bu konudan ayrıntılı bahsetmiştim). Müzede işgal edenler, işgale karşı çıkanlar, baskıdan kaçanlar var. Acıtıcı gerçekler yani. Dünyanın her yerinde her zaman görülen bitmeyen bir durum...
Tallinn'de bulunduğumuz 4-5 gün içerisinde ülkemizde Kayseri patlaması ve Rus büyükelçinin öldürülmesi olayı yaşandı. Gezip gördük belki ama memleketten haber almak isteğiyle bir gözümüz devamlı telefonumuzdaydı. Ve tabii ki yüreğimiz...
Özel anlamda sevdiklerin mutlu değilse, genel anlamda vatanında huzur yoksa senin de mutlu olman mümkün değil. Bu da böyle hatırlayacağımız bir seyahat oldu.
Geçmiş yıla bakıp hayıflanmazdım hiç ama 2016 için aynı şekilde davranamayacağım. Güzellikler de yaşandı elbet ve aldığımız dersler mutlaka olmuştur. Ancak çoğunlukla sıkıntılı bir yıldı. 2017 için güzel şeyler umut etmek zorundayız fakat görüyorum ki bu sefer herkes tedbirli konuşuyor. Ne yapalım? Yine de enseyi karatmayalım.
2017 güzelliklerle gelsin inşallah. Herkesin yeni yılını gönülden kutluyorum.
Mutlu bir yıl olsun! Bütün güzel dileklerimiz gerçek olsun!