Bu yaz bol bol yüzdüm. Geçen yaz yoğunduk, sıkıntılıydık, Bodrum'da kuzende geçirilen iki günün haricinde deniz tatili yapamamıştık. Bu sene iki hafta boyunca denizden çıkmayarak acısını çıkardık. Bir hafta Bodrum'da, bir hafta Kos Adası'nda çok keyifliydik. Özellikle Kos gezisi ailecek çıktığımız gezilerin hanesine artı puanlarla yerleşti. Gel gör ki konu ister istemez keyifsiz yere kayacak çünkü bizim ayrılmamızdan hemen sonra her iki belde korkunç bir sarsıntı yaşadı. Kayıpsız atlatan Bodrum için mutluyum, Kos için hüzünlü... İki kayıp veren adada yaşayan, gezen, çalışan o kadar çok Türk var ki bunlardan birinin Türk olması kaçınılmaz bir sonuç. Diğeri ise İsveç vatandaşı. Birkaç gün önce dünyanın her yerinden gelen insanlar yaz tatilinin keyifli havasını soluyorlardı hep birlikte. Ada bugün haklı olarak ülkelerine geri dönen turistler nedeniyle tenha bir haldedir muhtemelen. Fotoğraflarını gördüm, gezdiğimiz meydanlar, oturduğumuz kafeler tarumar olmuş. Turizmle geçinen insanlar için üzücü bir durum. Ama yine de bir sonraki yazıda anlatacağım Kos Adası'nda geçirdiğimiz tatili. Dediğim gibi yaşadığımız her güzel an yanımıza kar kalıyor. Ve Ada toparlandığında, yaralarını sardığında yine gidenler olacak, ben de sıcacık insanları hatırına her zaman tavsiye edeceğim.
2017 yazı ağır aksak, bir öyle bir böyle ilerliyor... Ben keyifli anlarını yazacağım...