Geçtiğimiz cuma akşamı Devlet Tiyatroları tarafından sergilenen "Lüfen Kızımla Evlenir misiniz?" isimli oyunu izledik. Keyifle takip ettiğim İçimdeki Kelebekler blogunun sahibi Sevgili Greta önermişti bu oyunu. Oyun hakkındaki yazısını okudum ve hemen internete girip 2 bilet aldım. Biri annem için, biri benim için. Anneannemin vefatından beri sosyal anlamda herhangi bir etkinlikte bulunmamıştı annem. Bu oyunu beğeneceğini ve keyif alacağını düşündüm. İyi de yapmışım.
Söz konusu oyunumuz bir anne-kız hikayesi. Muzaffer İzgü'nün eseri. Çeşitli tarihlerde, çeşitli oyuncular tarafından sergilenmiş (Kent Oyuncuları gibi). Bu yıl anneyi Hanife Şahin, kızı Nurhayat'ı ise Hülya Çelik Kalebayır canlandırıyorlar. 2,5 saat süren 2 perdelik bir komedi. Türü komedi ama evlilik kavramına ve kadınlara evlilik konusunda dayatılan rollere göndermelerde bulunan bir komedi.
Oyunumuzun konusuna gelecek olursak...
Neriman'ın eşi 5 yıl önce vefat etmiş. Fakat hala eşinin anılarıyla yaşıyor ve yalnız kaldığında eşiyle konuşmaya devam ediyor. Neriman, kendini yalnız hissediyor çünkü bir bankada çalışan kızı Nurhayat eve yorgun argın geliyor ve annesiyle doğru dürüst konuşmuyor bile. Annesinin hayatını kocasına adamış olmasına, hala onun anılarıyla yaşamasına kızıyor. Bu yüzden evliliğe karşı tepkili. 40 yaşını geçmiş ama evlenmek istemiyor. Neriman'ın ise tek bir amacı var, kızını evlendirmek. Kendisinden sonra Nurhayat'ın yapayalnız kalacağından korkuyor. O, kızına talipler buldukça Nurhayat daha da hırçınlaşıyor. Nurhayat hayatından memnun değil. Aslında çok sevmesine rağmen, belki çoğumuzun yaptığı gibi tüm sinirini annesinden çıkarıyor. Çünkü onun nazını çeken o, en sevdiği o... Neriman ise hep pozitif, hep alttan alan bir anne. Olaylar gelişiyor, gelişiyor ve bir sona bağlanıyor tabii. Acaba mutlu bir son mu, yoksa tam tersi mi bekliyor Neriman ve Nurhayat'ı? Seyretmeyenler için açık etmeyeyim ben en iyisi.
Teknik yanı ağır basan bir tiyatro eleştirisi yapamam. Fakat amatör bir tiyatro izleyicisi olarak şunları söyleyebilirim. Sıkılmadan, keyifle izledim. Ki bir tiyatro oyunu için 2,5 saat az bir zaman değil. Başrol oyuncusu Hanife Şahin sevimli tavırlarıyla ilgiyi canlı tutan isimdi. Hem hepimizin annesi gibi kızının kusurlarını görmeyen, ona hala küçük bir çocuk gibi davranan halleriyle; hem de tombik tombik neşeli tavırlarıyla sıcacık bir karakter çizdi. Her oyunlarında karşılaşıyorlar mıdır bilmiyorum ama o akşamki seyirci topluluğu sevimli, neşeli, daima pozitif ve fedakar anne Neriman'ı o kadar benimsedi ki anlatamam. Sanki Neriman karakteri gerçekmiş gibi inanılmaz tepkiler verenler oldu. Sahneye doğru laf atanlar oldu mesela. Devamlı ah vah edenler oldu. Nurhayat "Of anne! Öf anne!" deyip ciyakladıkça sahneye atlayıp kendisini dövecekler sandım:) Şöyle sesler duyuluyordu sağdan soldan devamlı "Ay canım ya", "Nerede böyle neşeli anne":) Neriman fenalaşınca arkamdaki kız "Ay Allah korusun!" dedi. Ödüm patladı rol gereği kadıncağız ölecek diye:) İlk defa bu kadar tepkili bir seyirci topluluğuyla oyun izledim, çok ilginçti. Çoğunluk gençti. Kızıyla erkeğiyle bayıldılar Neriman'a. Ve oyun bitip de selam için Hanife Şahin sahneye çıkınca salonun yüzde doksanı bir anda ayağa fırlayıp öyle bir alkışladı ki, abartmıyorum oyuncular şöyle bir irkildiler:) Kadıncağızın gözleri yaşardı, nasıl teşekkür edeceğini şaşırdı. Muhakkak ki Hanife Şahin Neriman rolünde çok seviliyordur ama sanırım o akşamki seyircinin gönlünde ayrı bir yer etti. Çıkışta hala "Ay var ya, o tombiş yanaklarını sıkmak istiyorum" diye konuşuyordu kızlar:)
Günümüzün keşmekeşinde o kadar bunaldık ki, samimi ve temiz insanlara ihtiyaç duyuyoruz. Höt zöt bağırıp çağırmak yerine bize pozitif duygular hissettirenleri arıyoruz. Ben bu ihtiyacın yavaş yavaş her alanda kendini göstermeye başladığını hissediyorum. Bence bu oyunda Neriman karakterinin çok sevilmesinin nedeni de bu. Bazı eleştirmenler bu oyunda, evlilik kavramının ve kadına yönelik dayatmaların daha fazla eleştirilmesi gerektiği yerde, Neriman karakterinin fazlaca neşeli olup oyuna yön vermesini doğru bulmamışlar. Ama gözlemlediğim kadarıyla seyirci aynı şekilde düşünmüyor. Dediğim gibi seyircinin ihtiyacı farklı bugünlerde. Yönetmen Mutlu Güney bu anlamda doğru bir iş yapmış gibi geliyor bana.
Uzun lafın kısası... "Lütfen Kızımla Evlenir misiniz?" devlet tiyatrosu sahnelerinde yer almaya devam ediyor. Sıcak bir anne-kız komedisi izlemek isteyenlere tavsiye ederim. Biz anne-kız pek bir keyif aldık çünkü.