Oscar 2021 adayları açıklandı. Açıklanmasıyla 2 tanesi hariç hiçbirini seyretmemiş olduğumu anlamam bir oldu. Sebebi son bir yıldır -bir kez hariç- sinemaya gitmiyor oluşumuz. Her şey normal seyrinde ilerleseydi, şu salgın olmasaydı salon salon film kovalayıp mümkün olan en fazla sayıda adayı izlemiş olurdum. Kimi zaman yanımda arkadaşım olurdu, çokça eşim, müsaitse Orhun. Ama yalnız başıma da ziyaret ederdim salonları ki bunu gerçekten severim. Eşim ve Orhun takıntılı değiller ancak ben evde film seyretmekten hoşlanmıyorum, illâ salonda seyretmeli şeklinde bir fikrim var. Hâl böyle olunca, bu yıl sinemada sadece En İyi Görsel Efekt ve En İyi Yapım Tasarımı dallarında aday olan TENET'i seyretmiş oldum. Onu da özel sebeplerle izlediğimizi biliyorsunuz. Geçen yaz bu film uğruna yüzümüzde maskelerle sinema salonunun yolunu tutmuştuk. Aday olduğu dalların ödüllerini alacağını düşünüyorum. Bu durumda en azından alanında başarılısını seyrettiğimi söyleyebilirim. Neyse ki bir de
Ahtapottan Öğrendiklerim belgeselini izlemişim, TENET yalnız kalmamış.
Dün Netflix yapımı adaylara bir baktım, birinden başlayayım dedim ve Glenn Close En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adayı olduğu için Hillbilly Elegy'yi seçtim. Seçmez olaydım. Glenn Close ve Amy Adams gerçekten çok iyiler ama film bildiğin klişe. Amerika'da hepimiz, nereden gelirsek gelelim istersek başarılı oluruz söyleminin yeni bir ürünü. Gerçek bir hayat hikâyesine dayanıyormuş. Netflix gibi ticari bir platformun filmi olduğu için araya bol bol reklam da alınmış. Her yerden Sprite, Coca Cola, Apple fırlıyordu ve dikkatimi fena dağıttı. Tüm Netflix yapımlarında durum böyle değildir muhakkak ama bu film o filmlerdendi işte. Sanırım Oscar organizasyonunun da suyu çıkmaya başladı. Neyse... Hiç olmazsa önce Mank'ı izlemeyi seçmemiş bir insanın fazla konuşmaması gerekir. O filmden umudum var. Bu akşam izleyeceğim. Munk gibi eski tarz siyah-beyaz bir filmin sinema salonunda izlenmesi gerekirdi, o ayrı.
Velhasılıkelâm ben sinema salonlarını özledim. Olur olmaz zamanlarda açılan telefonun ışıkları için aynı şeyi söyleyemem ama çok rahatsız olduğum mısır çıtırtılarını kabul edebilirim, razıyım, yeter ki salonlarda film izlemeye başlayalım. Böyle olmuyor. Ne sanal müze turu yapabiliyorum, ne evde filmden tat alıyorum. Düşünüyorum, kalabalık parti kongreleri tehlike oluşturmuyorsa, sinema ve tiyatrolar neden kapalı?
Bu sene hepimizde bir perişanlık hali var :) Hangi kanalı izlesem hangi blogu okusam herkesten şunu duyuyorum: "e biz bu filmlerin büyük çoğunluğunu izlemedik". Ben daha fena durumdayım sanırım hiçbirini izlemedim :D Sinema ölümsüzdür çünkü büyük ekranda izlemenin bir deneyim kattığı gerçek. Ekonomik sebeplerden veya bazen tembellikten çoğu zaman evde izleme eğilimindeyim ben de ama kimi filmler için salon yolu gözlerim. Tenet gibi. Tenet ölçeğindeki filmleri evde seyretmek seyir zevkini baltalıyor. Sinema belki 30 sene sonra şekil dğeiştirecek ama bence tıpkı tiyatro gibi opera gibi varlığını sürdürecek. Şekli değişir, şemali değişir ama kalır :) Kendim hala sinemalara gitme taraftarı olmamakla birlikte bu saatten sonra kapalı durmasına anlam veremiyorum. Bugün her yer açık. Hele ki tiyatrolar! Yeni nesil tiyatroların birçoğunda oynanan oyunların süreleri 2 saati geçmiyor ve pekala mesafe gözeterek, maske ve hijyenle bu işler sürdürülebilir. 1 saat 1 kafede yiyip içebiliyorsa insanlar pekala oyunu da seyredebilir. Bilemedim.
YanıtlaSilMank yorumunuz beklenmekte :))
Restoran ve kafelerde saatlerce oturanlar var. Dediğin gibi hele hele tiyatroda ses çıkarmadan izliyorsun zaten, hani konuşarak virüs saçmak da önemli ya. Gerçekten asabım bozuk.
SilÇekim ya da izleme şekilleri değişse de klasik sinemanın bir yanda varlığını sürdüreceğine ben de inanıyorum. Basılı kitaplar gibi:)
TENET evde seyredilmez, o konuda da haklısın:)
Mank'ı hâlâ izlemedim desem:) Bu akşam kararlıyım.
Ben zaten evde seyrediyordum Oscar filmlerini biliyorsun. Bizim memlekete uğramıyordu çok fazla. Bu sene de başladım. Mank, tam eski siyah beyaz filmler gibi. Tüm eski teknikleri kullanmışlar sanırım ve iyi de iş çıkartmışlar teknik olarak.
YanıtlaSilO kongre görüntüleri beni benden aldı. 2 haftadır okul sınavlarına hazırlanıyor Oytun, online eğitimde eğitilemediği için arkadaş youtube videolarından öğrenmeye çalışıyordu. Biraz ivme de kazanmıştı. Normalde bugün sınavlar başlayacaktı, çat dün sınavlar mayısa ertelendi. Kongre yapabiliyorsunuz da neden sınav yapamıyorsunuz. Aklım almıyor artı Sezer :/
Başını fazlaca şişirdim, mutlu bir gün diliyorum canım benim ♥
Estağfurullah, baş şişirme yok. Çevremde okul konusunda sıkıntıları, üzüntüleri çokça duyuyorum zaten. Ne desen haklısın.
SilOscar 2021 serini okuyorum, faydalanıyorum Şebnemcim. İyi seyirler, iyi günler diliyorum sana.
Bu ara Netflix'e bile bakmaz oldum.Hillbilly Elegy filmini başlayıp yarım bıraktığımı hatırlıyorum:( Sarmadı hiç.Sinemada film izlemenin keyfi ayrı tabi. Özledik sinema salonlarını. Epeyce bir gidemeyecek gibiyim, kendi adıma.
YanıtlaSilFilmi yarım bırakmadım ama bana ne verdiğini de sorguladım açıkçası. Glen Close'un oyunculuğunu izleme keyfi diyeyim ben buna.
SilSevgiler Mehtap, teşekkürler...
Sezercim selam. Biz Şebnem'le epey yol aldık Oscar filmlerinde, 1-2 tanesi hariç-ki The Father'i oyuncuları nedeniyle çok merak ediyorum-çoğunu izledim. Ev salon tadı vermiyor haliyle ama zaten Oscar filmleri salon vizyonuna yetişmiyordu Türkiye'de, çoğunu mecburen evde izliyorduk. Sanırım sinemada en son Sait Faik belgeseli izlemiştim, müthiş huzur verici bir belgeseldi, bulabilirsen tavsiye ederim. Ben de yalnız başıma sinemaya gitmeyi çok severim ve çok özledim sinema, tiyatro, konser salonlarını. Ufukta pek de yakın görünmüyor gidebileceğimiz günler, velev ki virüs bize acıyıp negatif mutasyona geçerek kendini iyice zayıflatmazsa. Çok bezdim, çok bıktım, hareketsizlikten vücuttaki bütün sinsi hastalıklar ses veriyor. Oscar'a dönecek olursak pek övülen Nomadland da dahil olmak üzere hiçbirine düşüp bayılmadım açıkçası. Tamam güzel, sıkılmadan keyifle izlediğim 2-3 tane var ama uzun dialoglu filmler sıkıyor beni, hareket istiyorum. Filmlerin birkaçı Netflix de var, diğerlerini de internetten bulmak mümkün, nisana kadar bulunmayanlar da eklenir diye düşünüyorum. Ama benim en büyük tasam kırmızı halı, bu şartlarda olmaz diye düşünüyorum, gitti benim blog yazısı gümbürtüye hahahaha :) Çok sevgiler...
YanıtlaSilSelam Nurşen Hocam! Vizyona yetişmeyenler oluyordu ama önce çıkanlar, sona kalanlar vs. derken yine epeyi bir izliyorduk sanki. Bu seneki gibi kalakaldığım olmamıştı:) Yazın ben sinemaya giderim diye düşünüyorum. İlk saatte giderim, boş olur, daha temiz olur:) İstanbul da bir parça boşalmış oluyor hem yazın.
SilHareketin âlâsı TENET'te Nurşen Hocam:)
Kırmızı halı yazısı olmayacak ama evlerinden bağlanacaklar ya, yine de size iyi malzeme çıkar diye düşünüyorum:)
Sevgiler benden...
Netflix dediğin gibi her şeyi reklam, algı yaratma, beyin yıkama
YanıtlaSilüzerine kurulu. sigara herkesin elinde her sahnede. üye oldum zamanında,
belgeselleri seyrediyorum ama çoğu kurgu gibi de geliyor. dizilerinde şiddet, cinsellik
artık en nefret ettiğim.
Kendi klişeleri var, haklısın. Neyse ki çeşit de çok.
SilAaaa ben Hillbilly Elegy yi not almıştım izlemek için. Şimdi izlemesem mi acaba diye düşündüm.
YanıtlaSilOlumsuz etkilemeyeyim:) İzlenmeyecek gibi değil, epeyi bir klişe geldi sadece. Ama iki kadın oyuncunun performansı iyiydi.
Silevet yaa sinemada izlemek ne güzel yaa, sinemalar yani film tapınağı gibi, film izlerken ben de birçok şey yerim, popcorn, dondurma, çikolata, hatta sandviç kola :)
YanıtlaSilOnları yerken paketlerden çıkan hışırtı beni acayip rahatsız ediyor:)
SilBen de dün Sofia Loren'in filmini izledim, sırf kadına hayranlığımdan izledim. Pek fıytırık bir filmdi. Metos'la eski filmleri izlemeye devam edeyim ben :)
YanıtlaSilÇok da fıytırık değildi ya:))) Eskilerin tadı bir başka tabii, iyi seyirler olsun o zaman:
Sil