24 Kasım 2016 Perşembe

BİR FİLM, BİR KİTAP...

    Dün Digitürk film kanallarından birinde enfes bir biyografiye rastladım. Frank Sinatra ile ünlenmiş meşhur My Way şarkısının asıl bestecisi Claude Francois'nın hayatını anlatan  "Cloclo"... Diğer ismiyle "Benim Yolum"... 
Film En İyi Müzik dalında Cesar Ödülü sahibi. 
    Fransız şarkıcının adım adım yükselişini, orijinal adı Comme d'habidute olan My Way şarkısının nasıl ortaya çıktığını ve 70'li yılların şov dünyasını anlatan bu filmi çok sevdim. Bir kere müzikler şahane. Ayrıca kostümler de. Işıl ışıl, rengarenk görüntüler. 
Cloclo, sanatçının lakabı
    Claude François tam bir showman. Zamanının ilerisinde fikirleri olan, devamlı yenilik arayan bir sanatçı. Enerji yüklü sahne danslarının kareografisini kendisi yapıyor. Tercih edilmediği bir zamanda zenci dansçıları televizyona çıkaran kişi. Son derece bakımlı. Kostümlerine önem veriyor, kişisel bakımını asla ihmal etmiyor ve isminin baş harflerinin işli olduğu kıyafetlerden şaşmıyor. Kadın hayranları her daim peşinde. Seksi imajını kullanarak kendisini markalaştırmış. Model ajansı var, kendi adına parfüm çıkarıyor vs. İmajını bozmamak için ikinci çocuğunu gözlerden saklayacak kadar hırslı. Ancak daha sonra düzeltiyor bu hatasını. Annesi, eski karısı, çocukları, kardeşi, tüm ailesiyle birlikte gidecekleri (babasının görevli olduğu zaman doğduğu) Mısır'a düzenlediği bir seyahatten hemen önce 39 yaşında hayata veda ediyor. Ölüm nedeni pek fena! Banyo yaptığı sırada devamlı yanıp sönen ve böylece gözüne takılan ufak bir lambayı düzeltmek isterken elektrik çarpıyor. Normalde filmin sonu söylenmez ama 
ne de olsa bu belgesel niteliği taşıyan bir biyografi. 
    Filmin cimri IMDB'de puanı 6.9 ama benim puanım en az 8.5. Cloclo'yu canlandıran Belçikalı aktör Jeremie Renier oldukça başarılı. İnanılmaz bir benzerlik yakalanmış. Sanat yönetimi, yani 70'lerin kostümleri, eşyaları ve müzikleriyle de benden yüksek puan aldı. Biyografi sevenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
    Meraklısına "Comme d'habidute" videosu aşağıdadır efendim.

***
    Ve bir kitap... İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Süper İyi Günler"... Diğer ismiyle "Ya da Christopher Boone'un Sıradışı Hayatı"... Yazar Mark Haddon. 
    Yüreğime işledi Christopher'ın hikayesi. Christopher ete kemiğe büründü karşıma geldi sanki. O kadar içine girdim kitabın. Christopher 15 yaşında bir çocuk. Annesi yok, babasıyla yaşıyor. Bir gün komşularının köpeği öldürüldüğünde bu olayı çözmeyi kafasına koyuyor. Olaylar ilerlerken Christopher'in otistik olduğunu anlıyoruz. Ve dış dünyaya karışmanın onun için ne kadar zor olduğunu da... Otistik bir çocuğun ağzından gerçekçi bir dille yazıldığı için bu kitabı okuduktan sonra onları ve ailelerini anlamak kolaylaşıyor. Bu sıcacık, hüzünlendiren, güldüren, bilgilendiren kitap da tavsiyelerim arasında...













    

    

12 yorum:

  1. Ölüm sebebini okurken yüksek sesle "Aaa!" dedim ya. Nasıl pisi pisine bir ölüm, ıslak elle tuttu herhalde:( ben ilk kez tanımış oldum ama rahmetli mi, Sinatra mı dersen, her zaman, daima Franki, aşkımmm:))))çok severim ya, öyle böyle değil:)
    Kitap da çok ilginçmiş, köpek, kedi öldürenleri hiç yaşatmasalar diyorum. Haksız mıyım?
    Çok teşekkürler, ikisini de ilgiyle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sinatra başka tabii:)
      Zevk için ya da bizden güçsüz oldukları için hayvanları öldürmek bence de vahşilik.
      Ben teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Biyogarfi tarzındaki filmleri ayrı bir seviyorum... Bu filmi hiç duymamıştım, hemen not ettim...
    Yorumuna sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pek yorumlamadım aslında, sen mesela uzun uzun yapıyorsun film yorumlarını:)
      Seyret Şebnemcim, beğeneceğini düşünüyorum. Çok teşekkürler.

      Sil
  3. Müzik alıp insanı bir yerlere götürüyor :)

    YanıtlaSil
  4. Biyografik filmleri ben de severim, not ediyorum :)) Süper İyi Günler'le hep karşılaşıyorum, belki gelecek sefere alırım :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok beğendim çok. Bence siz de seversiniz. Okuyunca yorumunuzu bekliyorum.

      Sil
  5. Kitabı çok merak ettim.Paylaşım için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim Gamze. Bakalım sen de beğenecek misin kitabı benim gibi? Yorumlarsan okurum keyifle:)

      Sil
  6. Bilgilendirmeler doğrultusunda ikisini de çok seveceğimden emin oldum. Filmi yarın akşam izleyeyim diyorum. Kitabı da not aldım. Teşekkürler sevgili Sezer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Seveceğini düşünüyorum Zeugma. İnşallah yanılmam. Tavsiyede bulunca sorumlu da hissediyor insan kendini:) Ben teşekkür ederim, sevgiler...

      Sil

Yorumu olan?