Film En İyi Müzik dalında Cesar Ödülü sahibi.
Fransız şarkıcının adım adım yükselişini, orijinal adı Comme d'habidute olan My Way şarkısının nasıl ortaya çıktığını ve 70'li yılların şov dünyasını anlatan bu filmi çok sevdim. Bir kere müzikler şahane. Ayrıca kostümler de. Işıl ışıl, rengarenk görüntüler.
Cloclo, sanatçının lakabı |
Claude François tam bir showman. Zamanının ilerisinde fikirleri olan, devamlı yenilik arayan bir sanatçı. Enerji yüklü sahne danslarının kareografisini kendisi yapıyor. Tercih edilmediği bir zamanda zenci dansçıları televizyona çıkaran kişi. Son derece bakımlı. Kostümlerine önem veriyor, kişisel bakımını asla ihmal etmiyor ve isminin baş harflerinin işli olduğu kıyafetlerden şaşmıyor. Kadın hayranları her daim peşinde. Seksi imajını kullanarak kendisini markalaştırmış. Model ajansı var, kendi adına parfüm çıkarıyor vs. İmajını bozmamak için ikinci çocuğunu gözlerden saklayacak kadar hırslı. Ancak daha sonra düzeltiyor bu hatasını. Annesi, eski karısı, çocukları, kardeşi, tüm ailesiyle birlikte gidecekleri (babasının görevli olduğu zaman doğduğu) Mısır'a düzenlediği bir seyahatten hemen önce 39 yaşında hayata veda ediyor. Ölüm nedeni pek fena! Banyo yaptığı sırada devamlı yanıp sönen ve böylece gözüne takılan ufak bir lambayı düzeltmek isterken elektrik çarpıyor. Normalde filmin sonu söylenmez ama
ne de olsa bu belgesel niteliği taşıyan bir biyografi.
ne de olsa bu belgesel niteliği taşıyan bir biyografi.
Filmin cimri IMDB'de puanı 6.9 ama benim puanım en az 8.5. Cloclo'yu canlandıran Belçikalı aktör Jeremie Renier oldukça başarılı. İnanılmaz bir benzerlik yakalanmış. Sanat yönetimi, yani 70'lerin kostümleri, eşyaları ve müzikleriyle de benden yüksek puan aldı. Biyografi sevenlere kesinlikle tavsiye ediyorum.
Meraklısına "Comme d'habidute" videosu aşağıdadır efendim.
Meraklısına "Comme d'habidute" videosu aşağıdadır efendim.
***
Ve bir kitap... İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan "Süper İyi Günler"... Diğer ismiyle "Ya da Christopher Boone'un Sıradışı Hayatı"... Yazar Mark Haddon.
Yüreğime işledi Christopher'ın hikayesi. Christopher ete kemiğe büründü karşıma geldi sanki. O kadar içine girdim kitabın. Christopher 15 yaşında bir çocuk. Annesi yok, babasıyla yaşıyor. Bir gün komşularının köpeği öldürüldüğünde bu olayı çözmeyi kafasına koyuyor. Olaylar ilerlerken Christopher'in otistik olduğunu anlıyoruz. Ve dış dünyaya karışmanın onun için ne kadar zor olduğunu da... Otistik bir çocuğun ağzından gerçekçi bir dille yazıldığı için bu kitabı okuduktan sonra onları ve ailelerini anlamak kolaylaşıyor. Bu sıcacık, hüzünlendiren, güldüren, bilgilendiren kitap da tavsiyelerim arasında...
Ölüm sebebini okurken yüksek sesle "Aaa!" dedim ya. Nasıl pisi pisine bir ölüm, ıslak elle tuttu herhalde:( ben ilk kez tanımış oldum ama rahmetli mi, Sinatra mı dersen, her zaman, daima Franki, aşkımmm:))))çok severim ya, öyle böyle değil:)
YanıtlaSilKitap da çok ilginçmiş, köpek, kedi öldürenleri hiç yaşatmasalar diyorum. Haksız mıyım?
Çok teşekkürler, ikisini de ilgiyle okudum.
Sinatra başka tabii:)
SilZevk için ya da bizden güçsüz oldukları için hayvanları öldürmek bence de vahşilik.
Ben teşekkür ediyorum.
Biyogarfi tarzındaki filmleri ayrı bir seviyorum... Bu filmi hiç duymamıştım, hemen not ettim...
YanıtlaSilYorumuna sağlık :)
Pek yorumlamadım aslında, sen mesela uzun uzun yapıyorsun film yorumlarını:)
SilSeyret Şebnemcim, beğeneceğini düşünüyorum. Çok teşekkürler.
Müzik alıp insanı bir yerlere götürüyor :)
YanıtlaSilKesinlikle Tülin Hanım:)
SilBiyografik filmleri ben de severim, not ediyorum :)) Süper İyi Günler'le hep karşılaşıyorum, belki gelecek sefere alırım :))
YanıtlaSilÇok beğendim çok. Bence siz de seversiniz. Okuyunca yorumunuzu bekliyorum.
SilKitabı çok merak ettim.Paylaşım için teşekkürler...
YanıtlaSilBen teşekkür ederim Gamze. Bakalım sen de beğenecek misin kitabı benim gibi? Yorumlarsan okurum keyifle:)
SilBilgilendirmeler doğrultusunda ikisini de çok seveceğimden emin oldum. Filmi yarın akşam izleyeyim diyorum. Kitabı da not aldım. Teşekkürler sevgili Sezer.
YanıtlaSilSeveceğini düşünüyorum Zeugma. İnşallah yanılmam. Tavsiyede bulunca sorumlu da hissediyor insan kendini:) Ben teşekkür ederim, sevgiler...
Sil