14 Aralık 2021 Salı

BİR RESSAM, BİR RESİM (33)

     PIETER CLAESZ (1597 - 1661) - VANITAS 

    Bir süredir aklımda resim sanatındaki Vanitas sembollerinden bahsetme fikri vardı. Güne doların tekrar yükseldiği haberleriyle merhaba deyince semboller gözümün önünde uçuşmaya başladı. Kendi sınırlarımız içinde sıkıntımız büyük malûm; dünya genelinde de ekonomi, salgın, iklim krizi, güç savaşları vs. derken nasıl ilerleyeceği belirsiz bir dönemdeyiz. Kaosta payı olan idarecilere haykırmak istiyorum! Memento Mori! 
Yani, "Ölümü hatırla!" 17.yy.'a ışınlansaydık ve ben Hollandalı bir ressam olsaydım bu uyarıyı, bu öğüdü resimlerimle yapardım. Şimdi, 21.yy.'da, bu resimlerden birini paylaşıyorum ve dünyadaki her bireyi birbirine bağlama gücüne sahip internet üzerinden sesleniyorum: Ölümü hatırla! Kalıcı değilsiniz. Bu hırs neden? Nasıl oluyor da sizin hırslarınıza çok uzak iyi niyetli insanları zora sokma hakkını kendinizde buluyorsunuz? 
Bugün huzursuzum dostlar. Vanitas sembolü kuru kafalar, erimiş mumlar, kullanılmış eşyalar ruh halime bir hayli uygun düşecek. En iyisi ben bir an önce konuya gireyim.
    17.yy.'da Hollanda'dayız. Hatta daha da özelleştirelim Kuzey Hollanda'dayız. 1609'da ülke kuzey ve güney olarak ikiye ayrılmış. Güney Hollanda İspanya'ya bağlılığı sürdürürken Kuzey Hollanda cumhuriyete yönelmiş ve Protestanlığın önemli ülkelerinden biri durumuna gelmiş. Ticaret gelişmiş, bilhassa deniz ticaretinde İngiltere'ye rakip olunmuş. Dolayısıyla ülke refah içinde. Ticaret yapan orta sınıf, her alanda olduğu gibi sanatın da şekillenmesinde etkili. Zenginlerin ulaşabildiği her türlü eşya artık resimlere girmeye başlamış. Kimi zaman uzak ülkelerden gelen egzotik mallar; kimi zaman müzik aletleri, mücevherler, çiçekler, silahlar ve daha birçoğu... Natürmort resmin, yani ölü doğa resminin zirve zamanları. Ancak parayla satın alınabilen her tür eşyanın arasında göze çarpan bazı nesneler var ki görünen anlamıyla değil, sembolik anlamlarıyla dikkat çekmekteler. Kum saati gibi, kelebek gibi, mum gibi... İşi biraz daha enteresan kılalım, kuru kafa gibi... İşte bunlar Latince bir deyiş olan "Memento Mori" düşüncesinde şekillenen, Eski Ahit'teki bir bölüme göre "Vanitas" olarak adlandırılan nesneler. Onca zenginliğin içinde ölümü hatırlatmak, her şeyin geçici olduğuna dikkat çekmek gibi bir görevleri var. Protestanlığın bir kolu olan Kalvinizm inancına uygun olarak ortaya çıkmışlar. Kalvinistler'e göre çalışmak en büyük erdem ve insanlar maddi başarılarına göre olumlu ve olumsuz anlamda ikiye ayrılırlar. Para kazanmak Tanrı'ya ulaşmanın yollarından biri olsa da israf ve gösteriş asla kabul edilemez. O halde yeni nesil zenginler ikilemdeler. En güzel eşyalara sahip olma isteği insanın doğasında var fakat bunlar aslında geçici. Ölüm kaçınılmaz, tek gerçek Tanrı. Bunu onlara hatırlatan bir şey olmalı. İşin sanat kısmında söz konusu görevi üstlenen işte bu Vanitas sembolleri... Kısa ömrüyle bilinen bir gül, kelebek, sönmüş ya da sönmekte olan bir mum, solan çiçekler, geçiciliği simgeleyen sabun köpükleri, kullanılmış eşyalar, devrilmiş kadehler, çürümüş meyveler, ömrün kısalığını anlatan saatler... Bunlar tablolarda kimi zaman değerli eşyalara tezat oluşturacak şekilde, onlarla birlikte yer alıyorlar. Kimi zaman sadece vanitas sembollerinden oluşan resimler yapılıyor. Bu yazıya konu olan natürmorttaki gibi... 
    Pieter Claesz natürmort çalışmalarıyla tanınan bir ressam. Cansız nesnelerin temsiliyle oluşturulan natürmort, akademik hiyerarşide resim konuları açısından alt sıralarda yer alsa da 17.yy. Hollandası'nda zengin kesim tarafından en çok sipariş edilenlerden. Çünkü, önceki satırlarda da belirttiğim gibi sahip olmayla ilişkili. Benim seçtiğim resim, sanatçının daha fazla nesneden oluşan kalabalık kompozisyonlarından biraz farklı. Daha sade ancak etkisi kuvvetli. Bir masanın üzerine yerleştirilmiş nesneler arasında, belli belirsiz tüten ince bir duman nedeniyle henüz sönmüş olduğunu anladığımız mum, ters dönmüş boş bir bardak, cep saati ve kuru kafa yer almakta. Bunlar hayatın sonlu oluşunu, zamanın geçiciliğini anlatan vanitas sembolleri. En büyük nesne olan kuru kafa her birinden daha yükseğe, daha dikkat çekici şekilde yerleştirilmiş. Kuru kafanın kime ait olduğunun bir önemi yok. Bu fakir bir insanın da, bir kralın ya da kraliçenin de olabilir. Artık önemsiz. Önemli olan Tanrı'nın sonsuz bilgeliği ki resimde bunu hatırlatan nesne kuru kafanın altında yer alan kitap. Cep saatinin altındaki anahtar ise diğer dünyaya, sonsuzluğa açılan kapının anahtarı. Anahtarın kurdelesinin mavi rengi, tüy kalemin beyazlığını saymazsak, resimdeki tek farklı renk. Kompozisyona kasvetli toprak tonları hakim. Nesneler sol üstten gelen ışığın doğrultusunda aydınlanmış. Sanatçı dokuyu göstermede başarılı. Camın, kemiğin, kumaşın, seramiğin, metalin dokusu ayrı ayrı hissedilmekte. Ölüm ve yaşam ikilemini başarıyla yansıtan bir kompozisyon. 
    Biliyorum ressamların hayatı çok ilgi çekiyor ancak bu kez elimde, hafızamda ve genel olarak sanat tarihi alanında Pieter Claesz'a ait pek fazla bilgi yok. Belçika'da doğmuş, hayatına Hollanda'da Haarlem'de devam etmiş. Birkaç loncaya kayıtlı olduğu biliniyor. İki kere evlenmiş. İlk evliliğinden olan oğlu Nicolaes Pietersoon Berchem de ünlü bir manzara ressamı. Oğlu dahil olmak üzere pek çok öğrenci yetiştirmiş. Claesz'ın eğitimci yanı da olan çalışkan bir ressam olduğunu söyleyebiliriz. Hakkında bilgi az ancak natürmortları bugün en büyük müzelerde yer almakta. 
    Vanitas sembolleri her zaman bu resimdeki gibi keskin şekilde yer almazlar. Örneğin bir resimde bir çocuğu sabun köpüğü şişirirken görürsünüz ve bunu oyun oynayan bir çocuk olarak düşünüp geçebilirsiniz. Ancak sanatçı muhtemelen genç bir figürle birleştirdiği sabun köpüklerini, o yılların çabuk geçtiğine gönderme olarak resimlemiş olacaktır. Bir güzel sanatlar müzesinde vakit geçirmek, eserleri etraflıca incelemek, fikir yürütmek tam da bu yüzden keyiflidir, ufuk açıcıdır. Keyifsiz başladığım yazıyı yine sanatın güzelliğine bağlayarak bitiriyorum. 
Demek ki güncel hakikâtler arasında nefes alabilmek için biz yine kişisel gayretlere devam arkadaşlar!
    



  Not : Vanitas konusunu tekrar düşününce, 31 numaralı Bir Ressam, Bir Resim yazısının konusu olan Avni Lifij portresindeki yırtık çorabın vanitas sembolü olduğu fikrini benimsedim. Lifij, elinde içki kadehiyle hoşça vakit geçiren figürün omuzuna kullanılmış, yırtık çorabı yerleştirerek hoş zamanların geçiciliğine gönderme yapmış olmalı. Neden daha önce aklıma gelmedi bu? 
   

     

31 yorum:

  1. Merhabalar.
    Ben kısaca bu paylaşımınızdan kısaca "Vanitas" olarak bahsetmek istiyorum. Gerçekten okurken büyük bir keyif aldığım bir resim paylaşımınız oldu. Önce kalemeinize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Ben önce alıntıladığım şu cümleyi: " Kaosta payı olan idarecilere haykırmak istiyorum! Memento Mori!
    Yani, "Ölümü hatırla!", " burada tekrar paylaşmak istiyorum. Yani oturup bu cümle üzerine sayfalar dolusu yazı yazılabilir.

    Tekrar paylaşımınıza dönecek olursam, burada bir şey daha öğrendim. Her ne kadar tarihi çok sevsem de Tarih bilgim o kadar iyi değil. 1609 yılında Hollanda'nın güney ve kuzey olmak üzere ikiye ayrıldığını öğrendim. "Zaten ne kadar bir toprak parçası ki, bir de ikiye bölmüşler" demekten kendimi alıkoyamadım.

    Bu resim, insana ölümü hatırlatıyor ve insanlara "ölümü hatırla" mesajı veriyor değil mi?

    Yine yazınızdan bir bölüm buraya taşımak istiyorum: "..Önemli olan Tanrı'nın sonsuz bilgeliği ki resimde bunu hatırlatan nesne kuru kafanın altında yer alan kitap. Cep saatinin altındaki anahtar ise diğer dünyaya, sonsuzluğa açılan kapının anahtarı. Anahtarın kurdelesinin mavi rengi, tüy kalemin beyazlığını saymazsak, resimdeki tek farklı renk. Kompozisyona kasvetli toprak tonları hakim..."

    Son alıntı, resim okuma sanatınızın ne kadar isabetli ve yüksek olduğunu vurgulamak içindir. Kaleminize, emeğinize ve yüreğinize sağlıklar dilerim.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
  2. Merhabalar.
    Paylaşımınızdaki resme tekrar baktım ve hemen aklımda yine iktidara çatacak bir yazı oluştu ve görsel desteği olarak da sizin bu resminizi paylaşmanın ne kadar uygun olacağını düşündüm. Ama bu resim sizin sayfanızda ve son paylaşımınızda yer aldığı için uygun olmayacağını düşündüm.
    Selam ve dua ile.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Resmi kullanın Recep Bey. Herkese açık bir eser ne de olsa. Hem size de ilham vermiş.
      İyi günler diliyorum.

      Sil
    2. Merhabalar.
      İzin verdiğiniz için teşekkür ederim. Resmi kopyaldım. Ancak, biraz zaman geçmesi gerekiyor.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  3. Bugünlerde keyfi huzuru yerinde olan var mı acaba? Benim bildiğim, yakın çevremde yok. :((

    Bu yazıdaki resme bile bakamadım, maalesef...

    YanıtlaSil
  4. Merhabalar.
    İnternet PIETER CLAESZ için Hollanda'lı diyor ve bir de Natürmort'tan bahsediyor. Kusuruma bakmayın. Yazımda paylaşacağım bu resimden sadece ressama biraz değinmem gerekiyor. Kısaca sizden şunları öğrenmek istiyorum. Çizilen bu resmin sanatsal türü nedir. Ressam Hollandalımıdır? Resmin adı nedir? Size zahmet olacak ama, bu yoruma cevaben burada değinirseniz, ben gelir bilgileri buradan alırım. Ben de sizin yazınızda çattığınız gibi birilerine bu ne hırs, ölümü hatırlayın mesajı vermek istiyorum da, becerebilirsem tabi. Şimdiden teşekkürlerimi sunarım. Sağolun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ressam Belçika doğumlu, 22-23 yaşlarında Hollanda Haarlem'e yerleşti ve orada ünlendi. O yüzden Hollandalı ressam olarak kabul ediliyor. Resmin türü natürmort. İsmi ise kimi yerde "Natürmort" kimi yerde "Vanitas" olarak geçiyor. İkisinden birini kullanabilirsiniz. Eski tablolara isimler çoğu zaman sonradan konduğu için böyle bir durum var.
      Natürmort'un Türkçe ismi Ölü Doğa'dır ve cansız nesnelerin betimlenmesidir. Vanitas ise ölümü ve zamanın geçiciliğini, hayatın kısalığını anlatan nesnelerdir.
      Umarım yardımcı olabilmişimdir. Ben teşekkür ederim.

      Sil
    2. Merhabalar.
      Çok teşekkür ederim. Kaleminize, emeğinize sağlıklar olsun. Resimle ilgili tüm ihtiyacım olan bilgileri fazlasıyla aktarmışsınız. Tekrar teşekkürlerimi sunarım.
      Selam ve saygılarımla.

      Sil
  5. Bu derste farklı bir yöntem izledim. Derse bir kaç kez geldim ve sadece resme baktım, başlangıçta planladığım bir şey değildi bu ancak etkilendim; aslında bu tür bir resim için "Evimin duvarına asmam," demem gerekirken, bu olumlu anlamda çekti beni. Üzerine bir neden araması yapmadan çıktım. Bir süre bilinçli olarak unuttum. Bu sabah döndüm. Erken kalkmıştım ve epey şey okumuştum. Keyfim gıcırdı ve kafam berrak. Önce yine sadece resme baktım. Gördüklerimi yanıma aldım ve dersi takip etmeye başladım, hoşuma gitti çünkü resim konusunda öğretmenimle aynı şeyleri düşündüğümüzü gördüm. Önce yok ya desem de, şimdi evet ya bu resmi, hem de çalışma odasında, kitap raflarından birinin üzerindeki boşluğa asarım dedim. Şimdi neden çalışma odası üzerineyi düşünmem lazım Sevgili Öğretmenim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yemek odasının duvarında olacağına çalışma odasında olsun:))) Biliyorum bu çok profesyonellik dışı bir yorum:))) Şaka bir yana, resmin düşündürmesi güzel değil mi? Amacı tam da bu iken? Ve senden beklenen bir tavır olduğunu belirtmeliyim:) İyi öğrenciler çok mutlu ediyor yahu!:) Teşekkür ediyorum.
      Not kısmındaki yorumuma ne dersin peki?

      Sil
    2. Notu okudum, çorabı da, ilk anda hatırlayamadım resmi gidip görmeliyim dedim ama sonraya bıraktım, sonraya bırakınca öğrenci haylazlığı ile unuttum, şimdi hemen bakıyorum öğretmenim, gözümde canlandı ama siz notta ipucu verince zihnim pekişti ve kolay bir okuma olacak ve şimdiden çorap bir vanitas sembolü benim için:)

      Sil
  6. Resim ve açıklamalarınız için çok teşekkürler. Bir sonraki yazınızda okuduğum bir cümle getirdi beni buraya, iyi ki de getirmiş. Vanitas tablosunu kaosun mimarları odalarının duvarlarına asabilir ama hayatın kısalığını ve mukadder sonlarını akıllarına getirmezler muhtemelen. Onlar sadece başkalarına anlatır bu hikayeyi, asla üstlerine alınmazlar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Off! Tamamen katılıyorum!
      Ben çok teşekkür ederim.

      Sil
  7. Daha önce bu yayını gördüm ancak araya uğraşmam gerekn şey girdi ve yayının hakkını veremeyeceğimden sonraya ertelemiştim. "Bugünlerde" isimli yazını görünce ve bu yayından bahsedince ziyaretimi çabuklaştırmak istedim. Gerçekten harika bir giriş ve devamında ilginç bilgilerle dolu bu yayın için çok teşekkür ederim.
    Bu yayınını poadcastte seslendirmeyi isterim. Okumaktan çok keyif aldığım bir yayın oldu. Eline sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bazen rahat kafayla okumak istediğim blog yazılarını sonraya bırakıyorum:) İlginize çok teşekkür ederim.
      Podcast yayınlarınız için uygun gördüyseniz tabii ki seslendirebilirsiniz. Mutlu olurum ancak. Sevgilerim ve teşekkürlerimle...

      Sil
    2. Nacizane, yayına ses kattım efenim. :)
      https://open.spotify.com/episode/03M4femxSDeHlyxblFdHU0

      Sil
    3. Çok teşekkür ederim. Gönlünüze, emeğinize sağlık! Keyifli podcast sayfanızda yer almak beni çok mutlu etti. 3.doz aşımı oldum, 15 dakika bekleme süresinde hastanedeyim:) Eve gidince hemen dinleyeceğim: )
      Sevgilerimle...

      Sil
    4. Ah.. şifa olsun, antikoru bol olsun! :))

      Sil
  8. Ne güzel anlatmışsınız, çok teşekkürler. Merak edip daha çok araştırmam gereken konulara bir yenisi eklendi. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim:) Araştırmaya açık okumaları ben de severim:)
      Sevgiler...

      Sil
  9. Bir huy geliştirdim sevgili Sezer. Yazıyı okumadan önce resmi uzun uzun inceliyorum, ne yazmış olabilir diye düşünüyor, kendim veriyorum senden önce söz konusu resme bir hikaye ya da anlam. Genellikle çok farklı oluyor tabii benimki amatör bir göz, seninki eğitilmiş, bilgili ve daha hızlı anlayışa sahip. Ama bu sefer bayağı bir tutturdum :) Sadece ben kurukafanın ressamın kendisine ait olacağını, kendi faniliği üzerine yapılmış bir çalışma olduğunu düşünmüştüm. Mavi kurdalenin onun yaşamına anlam arayışı olduğunu ve anahtarın da bu gizli anlamı ifade ettiğini sanmıştım. Kurukafanın altındaki kitaplar ve çalışmalar kesinlikle onun bir düşünce ve ilim adamı olduğuna ama tam da senin ifade ettiğin gibi, bir "öğretmen" olduğuna işaret diye de düşünmüştüm.. Ay eğitiliyorum sayende :) Mutlu oldum ilk defa bu kadar yaklaşabildiğim için.
    Sonra eşime gösterdim, a evet vanitas, ölümün anahtarı vs gibi kelimeleri sıraladı ve 2sn sonra içeriye gitti :)))) Siz sanatçılarla yaşamak zor... Ama keyifli ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin okumaların da çok anlamlı olmamış mı? Resimde bir kişi varsa dediklerin aynen geçerli olurdu sahiden. O kişiye atıfta bulunulmuş olurdu. Kurdelenin mavi renginde de ben anlam aramadım açıkçası , sen söyleyince "acaba" dedim ama sadece kompozisyonu tamamlayan bir renk olarak da kullanmış olabilir.
      Lifij portresine ne diyorsun?

      Sil
  10. vanitas ın altına türk parası koysunlar madem :) lifij pekuuuuu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vanitas sembolü olarak lira! Vallahi mantıklı. Lifij pekuu derken, nasıl yani? :) Katılıyor musun?

      Sil
    2. böyle bir keşfe katılmamak mümkün mü :)

      Sil
  11. Eski Ahit'te yer alan, önemli olan tek şeyin Tanrı inancı olduğuna ve insan eylemlerinin beyhudeliğine vurgu yapan şu sözü eskiden çok severdim: "Vanity of vanities; All is vanity!" Türkçesi "Beyhudeliğin beyhudeliği; Her şey beyhude/boşuna!" diyebiliriz. Ama son yıllarda bu söze katılmıyorum. Bence hayatın ardında ilahi bir amaç yok ama bu onu hiç de değersizleştirmiyor. Aksine sahip olduğumuz tek şey hayatımızsa onu en iyi şekilde değerlendirmek, elimize geçen her fırsatı kullanmak ve hayattan keyif almak en mantıklı şey diye düşünüyorum. Yani ne yapsak boşuna, ölümlü dünya deyip karalar bağlamak, karamsar yaklaşmak yerine yaşayacak günlerimiz var, dolu dolu yaşayalım, yaşadığımıza değsin demek daha mantıklı gibi geliyor bana :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Heh! Bravo! Tam da o bölümden geliyor Vanitas kelimesi:) Hiçlerin hiçliği, boşun boşu:) Konu ve dikkat dağılmasın diye yazılarda fazla ayrıntıya girmiyorum çoğu zaman.
      Şimdi biz bu devirde farklı düşünceler içindeyiz tabii. Dünya daha farklı bir yerde. Sanatı şekillendiren dönemler açısından 17.yy.da protestan burjuva sınıfı arasında bu görüş yaygınmış. Vanitas sembolleri her zaman karamsar anlamlar içermiyor. Çıkış noktası dini görüşe dayansa da yerine göre "Gençliğin kıymetini bil, bu günler geçici" vs. gibi anlamlar da içerebilir. Senin son cümlende olduğu gibi:) Bir insan kuru kafa imgesine bakıp diğer dünyaya odaklanabilir, bir başka insan ise her şeyin sonlu olduğunu, bu dünyadaki günlerimizi dolu dolu yaşamamız gerektiğini düşünebilir. Ben de senin gibi düşünüyorum. Eğer buradaysak dünyadaki günlerimizi diğer insanlarla, doğayla, hayvanlarla, yani her şeyiyle özümseyerek dolu dolu yaşamalıyız fikrindeyim.
      Katkı için teşekkür ediyorum, keyifli oldu:)

      Sil
  12. Çok haklısın, uzakta da olsam ülkede olanları gördükçe bazı kişileri sarsmak ve ölümü hatırlayın demek istiyorum. Bu hırsı anlamak mümkün değil.

    YanıtlaSil

Yorumu olan?