(Yazı fotoğrafsız kalmasın. Geçen sene bu zamanlardan... Ben, gıdım ve çiçeklerim.) |
Sabah sabah diyemeyeceğim, Orhun öğle saatlerinde uyanır uyanmaz küçük bir anksiyete krizi yaşar gibi "Ben çalışmak istiyorum, işimi yapmak istiyorum" dedi. Her yaş gurubunun kaygısı ayrı bugünlerde. Hayata atılma evresindeki gençler tam bu aşamada inanılmaz bir engelle karşılaştılar. Atlayıp geçmesi ne kadar sürecek belirsiz. Endişelenmekte haklılar yani. Rahatlatmaya çalıştık. "Nasıl olsa ileride bıkana kadar çalışacaksın oğlum! O günler de gelecek, üzülme!" dedik. Aslında rahat görünüyordu. Tüm dünya duraklamada olduğu için fazla takmıyor gibiydi fakat sakin kalmaya çalışsak da hepimizin içinde öyle fırtınalar kopuyor ki zaman zaman ortaya çıkmaması imkânsız. Lise zamanındaki kaygılı halleri beni çok yormuştu, yeni krizler istemiyorum açıkçası. İş, güç hepsi zamanla halledilecek, su akacak ve yolunu bulacak. Yeter ki sağlık olsun! Orhun'un haftada bir on-line dersi var. Tezini nasıl sunacağı konusunda henüz bilgi gelmedi. Bunlar biraz oyalıyor onu. Biraz yazıyor, biraz çiziyor. Hepimiz gibi bekliyor.
Babamız ise dün birden kalkıp ellerini arkasında birleştirip dedeler gibi turlamaya başladı evin içinde. Dizi izlemekten sıkılmış. Yürüdü yürüdü, sonra "Orhun ya, Play Station'da benim oynayacağım hangi oyunlar var?" dedi:) Tabii ya! Niye daha önce aklımıza gelmediyse. Birkaç senedir oynamıyordu. O arada oyunlar iyice gelişmiş. Kendi bildiklerinden başladı ufak ufak. Herkesin kendini oyalaması benim için önemli. Çünkü ortamda sıkılan oldu mu onun tüm hislerini çekerim ben. Ayrı ayrı uğraşlarımız olması iyi ancak biz bir aileyiz, ortak eğlencelerimiz de olacak. Bu akşam 3-5-8 oynayacağız örneğin:)
Bein.connect'te Big Little Lies'a başladım. Dört gözle beklenenen La Casa De Papel'in son sezonunu henüz izlemedim. Yakında izlerim. Beat Kuşağı kitaplarından en önemlisi sayılan Yolda'yı henüz okumamıştım. Tam zamanı olduğunu düşünerek buna başladım. Jack Kerouac'la yollara düştüm, umarsızca geziyorum. Ekmek yapımına hızla devam ediyorum, yoğurtlarım hâlâ sulu oluyor. Ekmekteki başarım beni şaşırttı. Kabardıkça kabarıyorlar maşallah! :) Yemek yaparken Fikret Şeneş Şarkıları albümünü dinliyorum. 70'ler, 80'ler, 90'lar... Tanıdık şarkılar. Yeğenimi özledim. Arada görüntülü konuşuyoruz. 15 yaşında, sarılarak sevgisini belli etmeye programlı bir genç kız kendisi. Yapışık gezerdik. Bu durumlar sevgi pıtırcığımı da ayrı zorluyor.
İşte böyle... Dün yazsam zehir zemberek bir yazı çıkardı ortaya. Öylesi zamanlarda tutuyorum kendimi. Böyle böyle aşacağız. Dünyanın herhangi bir yerindeki insanla aynı şeyleri yaşamak, aynı şeyleri düşünüyor olmak çok acayip değil mi bu arada?
"Çünkü ortamda sıkılan oldu mu onun tüm hislerini çekerim ben". Çak Sezercim (sosyal mesafeyi koruyarak tabii ki :) Aynen ben de öyleyim, niye acaba? Benim yüzümden sıkılmıyorlar sonuçta ve belki ben de aynı derecede hatta daha fazla sıkılıyorum. Ama huy işte, çocukluğa inmek gerek.
YanıtlaSilBirkaç saat önce sizin dünkü ruh hallerinizden birine fena halde düştüm, "her şey bitti" duygusu hakim oldu bünyede, ne yapsam bilemedim. Şimdi biraz sakinledim. arada torunun fotoğrafı gelince biraz gevşiyorum. Tez bitsin bu günler...
Empati Nurşen Hocam:) Empati yeteneği bazı insanlarda daha gelişmiştir biliyorsunuz. Acı, sevinç, hüzün vs. her birini hissederim. Ve ona göre davranma inceliğini abartırım. Memnun olduğumu söyleyemeyeceğim aslında:) Dozunda olması iyi fakat fazlalaşınca zarar veriyor.
SilHer şeye rağmen bebekler umudu aşılayan en şahane varlıklar. İyi ki torununuz var:) Sağlıklı, huzurlu günleri olsun. Olacak da zaten.
Sevgiler... Mesafeli mesafeli öperim:)
Ekmeklerinin güzel kabarmasına sevindim, eline sağlık, afiyetle tüketin.
YanıtlaSilBu aralar marketlerde maya kalmamış diyorlar:) Ben henüz ekmek yapmadım ama başka hamur işlerini sıksık yapıyorum, pişi veya peynirli poğaça. Artık 100 kilo olurum herhalde:))
Sevgiler:)
Bir miktar mayam var, idareli kullanıyorum:) Pişiye çok un gidiyor, bizim erkekler çok yiyor. Öyle işlere girişmedim:) Senin de ellerine sağlık Müjde. Sevgiler...
Silİstanbul'u baş üzerinde taşımak :) Nasıl güzelsiniz böyle.
YanıtlaSilÇok okuyanlarda empati gelişirmiş canım. Hayır, iyi tarafı da var, kötü tarafı da... İlaç gibiymiş bu okuma tutkusu da. Yan etkileri de sizin, benim gilerde çıkıyor böyle :)
Neyse oyunları bulmak iyi olmuş. Umarım uzun süre idare eder onları.
Geçecek, geçecek bugünler.
Bugün de İtalya'nın hatırına Venedik'ten hatıra maske şeklindeki küpelerimi taktım:) Totemler, totemler... :)
SilTeşekkürler Tülin Hanım, sevgiler...
Merhabalar.
YanıtlaSilDinamik insanları dört duvar içinde tutmak çok zor. Ben bile emekl bir devlet memuru olmama rağmen yürüyüşlere çıkardım ve abartı değil günlük 3-5 km. yürürken ayda bir iki kez 22 km. yol yürürdüm. Şimdi evde hapis oldum. Elim boş, vaktim var ancak huzursuz olduğum için kitap okuyamıyorum. Kitap okuyabilmek için huzurlu olmalıyım. Yani gürk yatmış tavuk gibi olmalıyım. Gürk yatmış ya da yumurtlayacak tavuk rahatsız edilmekten hoşlanmaz.
"Tüm dünya duraklamada olduğu için fazla takmıyor gibiydi fakat sakin kalmaya çalışsak da hepimizin içinde öyle fırtınalar kopuyor ki zaman zaman ortaya çıkmaması imkânsız." Durumu ne kadar güzel bir şekilde özetlemişsiniz. Kaleminize ve yüreğinize sağlıklar dilerim. Baba bile can sıkıntısından dolayı oynayabileceği oyun olup olmadığını evladına sorar hale gelmişiz.
Ya sabır deyip, beklemekten ve bu bekleme sürecinde de kendimize tatlı ve güzel uğraşlar bulmaktan başka bir çare yoktur. Memleketime bir gidebilseydim, bir dönümlük bahçesi bulunan müstakil evimizde zaman bize yetmeyecekti.
Selam ve saygılarımla.
Yürüyüşlere çıkamamak benim de canımı sıkıyor. Tenha yerleşimlerde, ormanlık alan vs. içinde yine yürünür fakat İstanbul'da imkânsız gibi bir şey. Umarım durumlar hafifler, siz de bahçeli evinize geçersiniz. Bu zamanda öyle bir evde olmak en iyisi:)
SilTeşekkürler Recep Bey, sağlıkla kalın.
Yoğurt mayalarken süt sıcak değil, soğuğa yakın ılıklıkta olunca taş gibi tutuyor. Yani böyle parmağını sokunca 10 saniye dayanacağın kadar değil, baya hiç yakmasın istediğin kadar tut parmağını içinde. Küçük kavanozlarda mayalıyorum ben. Kapak kapatmıyorum, fırının içine tepsiyi koyuyorum, sofra bezini serip kavanozları yerleştiriyorum, kavanozları üstüne süzgeç koyup sofra bezini süzgecin üzerine kapatıyorum. Bu şekilde mayalanırken, fazla sıvı buharlaşıyor, sulu kalmıyor :)
YanıtlaSilBunları ve başka yöntemleri denedim fakat hep farklı zamanlarda farklı kombinasyonlarla:) Bir gün uygun yöntemleri denk getireceğim:) Teşekkür ediyorum.
SilTam da dediğiniz gibi herkes için uygun bir yöntem var. Onu bulana dek zor, bir kez bulduktan sonra otomatiğe bağlanıyor her şey :)
SilSelam.
YanıtlaSilSanırım evde kaldığımız günler uzadıkça endişelerimiz, sıkıntılarımızda ortaya çıkıyor.
Bende kendimi ara ara sinirli buluyorum. Başlarda böyle değildim mesela.
Özellikle işe başlayan ya da okuyan gençleirn böyle hissetmesi ve ona destek olmak zordur diye düşünüyorum. Kendi 20'li yaşlarım gelince aklıma.
Az kaldı bu gidişle bende ekmek yapacağım.
Big Little Lies favorimdir... İyi izlemeler.
Daha az dışarıya çıkmak için ekmek yapıyorum:) Önceden denediğim bir şey değildi. İyi oldu,öğrenmiş oldum.
SilBazen sinirleniyoruz, bazen şapşallaşıp ne düşüneceğimizi bilmiyoruz. Dalgalı bir denizde savrulıp duruyoruz Gülşah. Dileyelim uzun sürmesin.
Çok teşekkürler, sevgiler...
Yazının en değerli cümlesi en sona saklanmış: "Dünyanın herhangi bir yerindeki insanla aynı şeyleri yaşamak, aynı şeyleri düşünüyor olmak çok acayip değil mi bu arada?" Hiç bu açıdan düşünmemiştim, ne kadar özel bir durumun içinde olduğumuzun öz bir ifadesi. Geceme ışık oldu :) Neşeli ve sağlıklı sevgilerle :)
YanıtlaSilÇok teşekkür ediyorum, çok naziksin:) Tarihe tanıklık ederken tarihi de yazıyoruz aynı zamanda. İleride bu zamandan, bu zamanın insan davranışlarından, sürecin sonunda nelerin değiştiğinden bahsedilecek. Hep beraber, aynı duygularla inşa ediyoruz tarihi. Yarınımız bugünden çok daha güzel olsun:) Sevgiler, sağlıkla kal!
SilYeğenini ben de çok sevmiştim. Nisan'dı galiba adı:)
YanıtlaSilDışardan hiç ekmek almadım üç haftadır falan. Kim bilir kaç kişi ellemiş olacak o ekmeği, mümkün değil almam. Maya kalmamış piyasada. Bende 5-6 paket kaldı. Olmazsa şimdiden bir ekşi maya başlatayım bari. Uzun bir ara verdiğim için bozulmuştu yine bir önceki.
Siz yine gayet iyisiniz. Evde çok huzursuzluklar çıktığı haberi vardı bu akşam TV'lerde:)) Dün Twitter'da bir hesaba rastladım. Adam avukat. Eşi ve küçük kızıyla yere bir örtü açmışlar, her gün başka bir etkinlik yapıyorlar. Resim, patates baskısı, vb. Başkalarına da sıkılmasın yapsın diye videoya çekiyorlar. Hepimiz aynıyız bir tarafından aslında. Bu günler geçince acısını çıkarırız inşallah. Sevgiler Sezer:)
Evet Nisan:) Niçuşka'm benim:) Çok teşekkür ediyorum Zeugma.
SilBirçok evde huzursuzluk çıkması beklenen bir şey ve üzücü:( Çok düşünüyorum bu konuyu. Ailede huzursuzluk varsa muhtemelen bu dönemde daha da artacaktır. Annenin, babanın işsiz kaldığı durumlar da çoktur. O da stresi arttırır. Dilerim herkes olabildiğince iyi olsun, evler huzurlu olsun.
Bizim oğlanın yaşının büyük olması iyi. Küçük çocukları evin içinde bütün gün oyalamak çok zor:)
Sevgiler, öpücükler benden sana...
Benimkilerde evde şu an sessiz.Online dersleri p.tesi başlayacak.Sanki yarım kalan bir hayatları var ve üzülüyorlar,özlüyorlar.Bende bir patlama yaşayacaklar diye korkuyorum.Kızım mezun olacak,tıpkı orhun gibi tezi var ,nasıl yapıcaz diye dertlenip duruyor.Kendimi sırf onlar için güçlü tutuyorum. Yılmamak lazım.
YanıtlaSilBandanalar güzel fikir ,denemek lazım.Benim için, akları da güzel kamufle eder:)
Ekstra güçlü durmaya çalıştığımız doğru. Kolaylıklar diliyorum.
SilBende beyazlar yeni yeni çıkıyor ama geçen gün aynı şeyi düşündüm:)
Sevgiler Mehtap...
Merhaba Sezer Hanım,
YanıtlaSilSıkılanların tüm hislerini çekebilmek, dünyanın herhangi bir yerindeki insanın duygularını yaşamak büyük bir meziyettir. Kutlarım. Bu meziyetleri nasıl kazandığınızı sormayacağım; anlatıyorsunuz zaten:
Aile bireylerinin ahengiyle uğraşmak, yemek yaparken şarkı dinlemek, görüntülü olarak telefonla konuşmak, okumak ve de roman karakteriyle yollara düşmek vb. Tek kelimeyle maşallah.
Bu arada, okuyucuları da düşünerek bazı günleri yazıya dökmemek…
Bütün bunlar birikimin, kültürün, insan gibi insan olmanın göstergeleri. Tebrik ederim.
Bu arada, 6-7 senedir birbirimizin bloglarını okuyoruz. Onun için iltifat yapmadığımı, yapamadığımı bilirsiniz. Az bile yazdım.
Güzel alışkanlıklarınızın devam etmesi ve erdemlerinizin herkese de örnek olması dileğiyle saygılar…
Sabahattin Hocam çok çok teşekkür ediyorum. O kadar mutlu oldum ki. Hem yılların yaşanmışlığıyla hem mesleğinizin kazandırdığı deneyimlerle yaptığınız gözlemlere çok değer veriyorum. Bu yüzden sözleriniz mahcup etti, mutlu eti. Orhun'a da okudum, sizden bahsettim. Sağ olun, çok yaşayın. Ellerinizden öpüyoruz.
SilProföser aşkımı ben de bekletiyorum, izlemiyorum hemen. Karantinanın en beter günlerine mi saklasak, doğsa şöyle güneş gibi eueuhueh :D
YanıtlaSil:))) Ben de hem hazır hissetmek istedim, hem de kendimce cool davranayım da hemen atlayanlardan olmayayım dedim:)
SilDünyanın aynı anda, aynı şeyleri yaşaması çok ilginç gerçekten. Yabancı arkadaşlarımla konuşuyoruz arada, hepimizin hayatı, düşünceleri aynı. Bu belirsizlik yanında stresi getiriyor, sınıfta geçen günlerimi arıyorum ama evde olmaktan da memnunum. Sadece bu şekilde ders çalışmak bana garip geliyor, canlı derslerin süresini kısa tutmuşlar 4 dersi hoca 1 saate sığdırmaya çalışıyor. Verim çok düşük herkes için.
YanıtlaSilBanadana fikri de harika :)) Sevgiyle :))
Orhun'un dersi normalde hangi gün ve hangi saatteyse sanalda da aynı saatlerde yapılıyor. Adam 3 saat ders anlatıyor:)
SilBandanalarla oynamak bugünlerde iyi geliyor:) Sevgiler, sağlıkla kal!
Her şey yoluna girince Orhun'da işe girecek ve yıllar sonra işinden şikayet edecek bu sefer:) Hayat böyle işte...Ben de ilk mezun olduğum zamanları hatırladım. İşe hemen giremedim diye ne büyük stres yapmıştım.
YanıtlaSilYeter ki normale dönelim değil mi? O da bizler gibi yolunu bulacak:)
SilSevgiler Gamze...
Hiç birimizin hazır olmadığı , hatta bir fikrinin olmadığı bir süreç yaşıyoruz. Bizim evde de bir kavga bir huzur bir sinir krizi bir gülme krizi oluyor...Herkes bambaşka ruh halinde...Bir an önce bitsin kendimize kavuşalım...
YanıtlaSilSabır sınavı:) Sağlıkla kalın Sevda, sevgiler...
SilSelamlar sizleri takipteyim sizde son yazıma yorum yapıp takip ederseniz çok ama çok mutlu olurum :)
YanıtlaSilZiyaret edeceğim:)
Silyolda, on the road, güzel kitap, filmi de var bak izleyebilirsin. ben de bol dizi izliyom oh tam tatil oldu valla, dizi kitap film puding. geçcek geçcek sabır :)
YanıtlaSilFilmi biliyorum ama izler miyim bilemedim, sırada çok film var çünkü:) Tatil diyelim bari ne diyelim o zaman:) Normalde istemeyiz ama bu tatilin çabuk bitmesini istiyoruz deep:)
SilBizi aynı duygu düşüncede birleştiren bu lanet corona virüsü. Kurtuluş aynı kurallara uymaktır çünkü. Çünkü hepimiz insanlık ailesindeniz. Ve insanlık için empati içindeyiz. Birimizin sağlığı diğerimize bağlı. Hepimizin sağlığı bütün insanlığa bağlı. Şu zor günlerde okyanus azgın bir deniz, okyanusta sanki hepimiz, gıcırdayan Nuh'un gemisindeyiz. Sonumuz hayrolsun vesselam.
YanıtlaSilHaklısınız, birimizin sağlığı diğerine bağlı. Bu bilinçle davranıp çabuk atlatmak mesele.
YanıtlaSilGüzel günler yakında olsun!
feriha hanımı sevmiştindii yeni bölüm geldiii :)
YanıtlaSilher yazını okuyorum ama Feriha Hanım'ı ayrı seviyorum:) Hemen bakacağım.
SilBiz henüz sıkılmadık. Ev egitimi nedeniyle her gün saatlerimizdersle geçiyor. Bloglardan bu yüzden uzak kaldım gezemedim.
YanıtlaSilArkadaşlarımdan görüyorum, dersler epeyi oyalıyor. Kolay gelsin:)
SilGençler için zor bir durum, kendilerini hayattan kopmuş gibi hissediyorlar... Bu dönemde genç tanıdıklarımda bu tarz tepkiler çoğunlukta ve sıkılıyorlar. Hatta geçen birisi ile konuşurken sıkıldım dediğim günler geldi aklıma, annem çok şaşırırdı nasıl sıkılabiliyorsun diye.. Çözüm önerileri beni hiç açmazdı :) Yaş ilerledikçe tahammülümüz artıyor sanırım..
YanıtlaSilGeçen sene taş gibi yoğurt yapardım ama şimdilerde benim de sulu sulu oluyor nedenini bir türlü anlamadım.. Yine de ev yoğurdu candır diyorum ;)
Dilerim gençlerin, çocukların önünde çok daha iyi bir dünya düzeni oluşuyordur. Şu durumdan artılarla çıkmalıyız.
SilBu yoğurtlar niye böyle oldu? :) Sana kolay gelsin, afiyet olsun. Ben yoğurt işinden vazgeçtim:)