30 Nisan 2020 Perşembe

BENİ ASLA BIRAKMA...

    Son birkaç gündür çok farklı bir dünyada geziniyordum. Kazuo Ishiguro'nun yarattığı bambaşka bir İngiltere'deydim. Tüm kalbimle Kathy, Ruth ve Tommy'nin yanındaydım. Okulları Hailsham'dan önceki hayatlarını hatırlamayan bu üç ismin mutlu çocukluk günlerine tanık oldum. Ancak bu tanıklık benim için zaman zaman bir iç sıkıntısıyla gölgelendi. Okulda çocuklara çok iyi bakılıyordu, sağlıklarına aşırı özen gösteriliyordu, sanata eğilimleri destekleniyordu. Fakat havada bir tuhaflık vardı. Yazarın becerisiyle adım adım tırmanan ve asla aşırılaşmayan gerilimin ışığında her şey açığa kavuştu. Bu okuldaki çocuklar kendileri için belirlenmiş bir geleceğe hazırlanıyorlardı. Tarihler 70'lerin sonundan 90'lara uzanan bir zaman dilimini gösterse de bu günden farklı bir dünyadaydık. Tıp ilerlemiş, çaresiz hastalık neredeyse yok gibi, yaşam süreleri uzamış. Ancak bunun için bedel ödeyenler var. Tıpkı bu çocuklar gibi...
    Ruth, Kathy ve Tommy ileride organ bağışı yapması için klonlanmış insanlardan yalnızca üç tanesi. Hailsham yöneticileri işin iyice fabrikalaşmaya dönmemesi için, bu çocukların da ruhunun olduğunu dışarıdaki insanlara göstermek için çabalamaktalar. Sektörün en iyi, en gözde okulu burası. Romanın ilk yarısı Hailsham günlerine odaklı. İkinci yarısı dış dünyaya ve kaçınılmaz gerçeklere... 18 yaşına gelip de okuldan mezun olanlar bir süre bakıcılık yapıyorlar, 3 ya da 4 sefere ulaşan organ bağışı ameliyatlarının öncesi ve sonrasında bağışçılara destek oluyorlar. Bakıcılık görevi biten bağışlara başlıyor. Her şey o kadar olması gerektiği gibi işliyor ki... En fazla hangi yaşa ulaşacaklarını çocukluklarından beri bilen her bağışçı o kadar sakin ki... Anlamakta zorlanıyorum. Bir an her şey bana da normal gelirken, bir süre sonra isyan eder halde buluyorum kendimi. Hailsham mezuniyetinden sonra kısa bir süre daha birlikte olan Kathy, Ruth ve Tommy'nin arasındaki duygusal gelgitler, birlikte büyüyen üç arkadaşın yollarını bir noktada ayırıyor. Fakat tamamen kopmak imkânsız. Yıllar sonra tekrar buluşuyorlar. Belli bir amaç için yaratılmış bu insanları birer makine mi saymalıyız? Yoksa tıpkı bizler gibi duyguları olup olmadığına mı odaklanmalıyız? Bundan sonrasını anlatmak kitabı okuyacak olanlara haksızlık olur. Meraklısı okuyacaktır. Şu salgın günlerinde ağır geleceğini düşünebilirsiniz. Fakat tam tersi bana iyi geldi. Bambaşka bir dünyada dolaşmak aklımı farklı noktalara odaklamak açısından yararlı oldu. Kazuo Ishiguro romanlarını seviyorum. Bu, okuduğum üçüncü romanı ve okuduklarım açısından bir değerlendirme yaptığımda, değişen durumları baz alsa da her seferinde bunu çok farklı karakterler üzerinden anlatması beni hayrete düşürüyor. İlk okuduğum "Günden Kalanlar", İngiltere'de artık yok olmaya doğru giden uşaklık müessesesini, gelenekleri sürdürmekte kararlı bir uşak üzerinden anlatıyordu. İkinci roman "Değişen Dünyada Bir Sanatçı" Japonya'da geçiyordu. Kahramanımız bu kez yaşlı bir ressamdı. Ve "Beni Asla Bırakma"... Bu kez bilim kurgunun sularında geziniyorduk. Aslında bize aktarılan distopik bir dünyaydı ancak zaman şu zamandı. Ishiguro'nun yeteneğine bir kez daha şapka çıkardım. Kitabı bitirdikten sonra biraz da internetteki yorumlara bakmak istedim. Ve Beni Asla Bırakma'nın filminin de olduğunu öğrendim. Şaşırdım. Çünkü senaryosunun sevdiğim bir yazara ait olmasına ve oyuncularının bilindik isimler olmasına rağmen daha önce rastlamamıştım. Hemen onu da izledim.
  
    Çok minik değişikliklerin yer aldığı, genelde aslına sadık kalınan iyi bir film olmuş. Neden bilmem, uyarlama filmleri izlediğimde arkasından kitabı okumayı tercih etmiyorum ancak sevdiğim bir kitabın ardından filmini izlemeyi de seviyorum. Her zaman en çok keyfi kitaptan alsam da... Eğer filmi izleyecekseniz (belki izlediniz) atmosferin günümüz dünyasını yansıtıyor olmasına rağmen nasıl olup da bilim kurgu kategorisine girdiğine siz de şaşıracaksınız. Müthiş bir karışım. Aynı zamanda bizi nasıl bir geleceğin bekliyor olduğuna dair düşündürücü. 
    Yazarın bu romanda vermeye çalıştığı bir mesaj daha var. Bir ruhumuzun olduğunu en iyi ispatlayan alan sanat mıdır? Beni Asla Bırakma'yı düşününce... Kazuo Ishiguro sanatını öyle bir konuşturmuş ki diyorum, bu adamın kesinlikle bir ruhu var.






34 yorum:

  1. Ben ilk olarak filmi seyrettim, çok beğendim. Zaten canım Carey'cim oynar da kötü olur mu :)) Fakaaat kitaba geçince tıkandım. Çok akıcı gelmedi. Sever miyim acaba dişimi sıksam biraz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Carey iyi oyuncu tabii. Ama birçok kişinin sevdiği o yandan gülüşü ben pek sevemiyorum:)
      Filmi seyretmişsin, kitabı da denemişsin, bu yüzden tekrar deneyince farklı olmaz gibi geliyor bana. Yine de sen bilirsin tabii Zihin:) Ben kitaptan çok etkilendim.

      Sil
  2. bu aralar okumaya yoğunlaşamıyorum. Filmi bulup izlemeye çalışayım... paylaşıma teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yeni yeni yoğunlaşabiliyorum. Kafayı toplamak zor bu ara.
      İyi izlemeler...

      Sil
  3. Kitabı okumadım ama filmini beğenmiştim ben de. Kitabı da okurum belki ama ben de önce kitabı okuyup sonra filmi izlemeyi seviyorum :)) Sevgiyle :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi bir tek ben izlemedim galiba:) Hayır, bir de hiç rastlamamışım, çok enteresan:)
      Sevgiler...

      Sil
  4. Ben de geçen gün filmine rastladım, bir ara izleyeceğim. Çok ilginç bir kitaptı. Ada filmi de bundan esinlenmiş miydi acaba, bak merak ettim. Tabi o tam bir aksiyon filmiydi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitabı okudun madem, filmi de beğeneceksin. İyi bir uyarlama olmuş.
      Dünyada yaşamın gidişatıyla orantılı olarak bu tip konular artık çok akla geliyor ve sanatçılar da bol bol değerlendiriyorlar. Esinlenme olabilir dediğin gibi.

      Sil
  5. Ben kitaptan çok etkilenmemiştim açıkçası, sadece ilginç gelmişti. Ama film, ah o film beni benden aldı, bir kova gözyaşı döktüm adeta, hele o iki sevgilinin birkaç ay daha kazanabilmek için koşturmaları içimi nasıl acıtmıştı. Ishıguro ve Ian McEwan bu aralar en sevdiğim yazarlardan. Sevgiler Sezercim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kitaptan çok çok etkilendim ama filmin daha duygusal olduğunu kabûl ediyorum. Ben de filmde ağladım:) Ishiguro ve McEwan'ı tamamlamam lâzım.
      Sevgiler Nurşen Hocam...

      Sil
  6. İlgi çekici bir içeriği var aslında 😊bir gün denk gelirse oluruz inşallah :)

    YanıtlaSil
  7. Kitabı da okumadım, filmi de izlemedim, bir fikrim de yok ama Günden Kalanlar'la beni ele geçirmiş bir yazar kendisi, hatta bazen düşündürtür de beni, bir seçim yapsam kimin tarafında olurum diye; Murakami mi Kazuo mu şeklinde:) Oyumu, sadece, Günden Kalanlar yüzünden bile Kazuo'dan yana kullanırım:) Yazın bu kitap konusunda fazlasıyla tahrik edici, sıcak ve çok hoş... fakat şu günlerde insan, şu günlerin dışında duygular hissetmek istiyor sanki... tam anlamıyla eşikteyim sayende, bekleyen bir sipariş listem var, sonucu son dakikada, satın al tuşuna bastığım anda göreceğim gibi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günden Kalanlar'ı sevdiysen bunu da seveceksin. Beni bambaşka yerlere götürdü aslında, kesinlikle gündemden uzaklaştırdı. Eşikten atlayıp atlamama durumu sana kalmış:) Listeye eklendi mi acaba? Merak ettim şimdi:)

      Sil
    2. Listeye ekledim, ancak onun ve bazı kitapların nihai durumu son anda belli olacak, o anki ruh hali önemli; iş günleri sokağa çıkma yasağı olunca, bende boşluk oluşuyor ve modum düşüyor, o nedenle:)

      Noktürnler'i mesela... yazında bahsetmemişsin, okumadıysan -öyküler- güzeldir, bu günlere de pozitif katkı yapar:)

      Sil
    3. Noktürnler'i okumadım çünkü öykücü değilim ne yazık ki:) Ancak yazar güvendiğim bir isim olduğu için muhakkak o kitabı da alacağım. Tüm kitaplarını tamamlamak istiyorum.

      Sil
  8. Çok merak ettim orjinal bir konu. Kütüphane henüz açılmadı, açılınca bakayım ☺️

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konu orijinal, işleyiş güzel. iyi okumalar Derya...

      Sil
  9. Güzel ve kapsamlı bir tanıtım Çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  10. kitap da film de yazar da çok iyii :) işiguro, murakami, mişima, doğunun yıldızları :)

    YanıtlaSil
  11. Tüylerim ürperdi okurken, insanlar acımasız yıllarca kiliselerde oğlan çocuklara neler yaptıklarını düşününce bunu da neden yapmasınlar dedim. Ama sanırım okumaya cesaret edemem. Ben de tam tersine filmini beğendiğim kitap olursa hemen alıyorum:)))Eline sağlık, çok teşekkürler.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir şey için "Olmaz" dememek lâzım. İnsanın kafası hep cinliğe çalışıyor.
      Ben teşekkür ederim Müjde.

      Sil
  12. feriha hanım geldiiii, yeni bölüüüm :)

    YanıtlaSil
  13. Yazınızı okurken aaa ben böyle bir film seyretmiştim dedim kendi kendime.Demek ki benim seyrettiğim film bir kitap uyarlamasıymış. İlginç bir konu ama biraz sarsıcı ve üzücü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de filmi olduğunu öğrenince şaşırdım:)
      Sarsıcı olduğu konusunda hemfikiriz Gamze.

      Sil
  14. Ben de daha önce Beni Asla birakma'yi okumuştum. Su anda Günden Kalanlar okuyorum. Sunlari yazmistim http://2cities1woman.com/anneler-gunu/ sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ishiguro seviliyor. Yazınızı okuyacağım. Sevgiler...

      Sil
  15. Ben bu yorumunuzu nasıl kaçırmışım dedim, kitap harikaydı bence de, çok severek okumuştum, filmi de sevdim fakat o dişleriyle gülen kız bana hep çok yapay geldiğinden bir miktar beğeni düzeyimde azalma oldu, kitap oldukça etkileyici idi bence de :D demiştim değil:)

    YanıtlaSil

Yorumu olan?