31 Mart 2020 Salı

HAYATIMIZIN EN UZUN MART AYI DEĞİL MİYDİ BU?

    Bunaldım. Dışarı çıkmak istiyorum ama yapmayacağım. Ne kendisini, ne bir başkasını düşünmeyen sorumsuzlardan olmayacağım. Evdeyim, tehlikenin geçmesini bekliyorum. Eşimin işe gidip gelmesi beni rahatsız ediyordu ama geçtiğimiz cuma gününden beri o da evde. Çünkü ekiplerinden bir elemanın Covid19 testi pozitif çıktı. Hepsine ertesi gün işe gelmemeleri söylendi. Dün ise 14 gün sağlık raporu almaları gerektiği. Kimi sağlık ocağından, kimi bu işlere ayrılmış özel hastanelerden raporlarını aldılar. Nisan ayı için işe gidip gelme konusunda farklı düzenlemeler yapılacakmış. Görünen o ki bazı resmi konularda oturmamışlıklar var. Hasta arkadaşın durumu iyi. Bunu belirteyim de dolaylı bir panik yaratmayayım. Kendisi 30 yaşlarında. Hafif geçiriyor. Bana kalsa hiç hastaneye gitmeseydi diyeceğim ama dinlenmesi için rapor alması gerekiyordu tabii. Gitmeseydi dememin sebebi fazla beklemesi, hastanede çok vakit geçirmiş olması. Doktorların devamlı söylediği gibi en ufak şikâyette hastaneye koşmamak, bekleyebilecek farklı rahatsızlıklar için başvurmamak, sağlık çalışanlarını yok yere meşgul etmemek, yığılmayı önlemek en mantıklısı. Aksi halde hastaneye sağlam girip virüs kapmış olarak çıkmak gibi bir olasılık da var. (Bizim aile hekimimiz de virüsü kapmış ve hastanede yatıyormuş bu arada). Yakınlardan birinin hastalandığını öğrenince haliyle hem onun adına hem kendi adımıza canım sıkıldı. Çocuk ilk kez doktora gittiğinde soğuk algınlığı denmiş, 2 gün rapor verilmiş, ardından tekrar işe başlamış, bir gün çalışmış, yorgunluk ve ateş belirtisiyle tekrar kontrole gitmiş. Ne kadar temasta bulunduklarını sorguladım tabii. Her ihtimale karşı evde aramıza mesafe koymaya başladık, evi sık sık havalandırdık hatta ben başka odada yatmaya başladım ki dün akşam bir programda Prof.Dr.Mehmet Ceyhan eşlerden biri evden çıkıyorsa ayrı odalarda uyunması gerektiğini söyledi, tedirginliğimin haklı sebepleri olduğunu ondan öğrenmiş oldum. Bazen ayrı saatlerde yemek yiyorduk, bazen de masayı açarak uzatıp babamızı en uca oturtuyorduk:) Eşim dün rapor almaya gittiğinde, özel hastane fırsatı kaçırmamış tabii, nasıl olsa sağlık sigortaları olduğundan akciğer tomografisi çekmiş. Süreci takip edenler bu tomografinin önemini bilirler. Ön tanı gibi bir şey. Sakıncalı çıktığında diğer testler yapılıyor. Neyse ki tomografi sonucu temiz çıktı. Şu an bir sorun yok ama mâlumunuz neyin ne olacağı bilinmiyor. Bir süre daha tetikte olmak lâzım. 
    Bunlar haricinde galiba iyiyim. Bilemiyorum. Herkes gibi dalgalanmalar yaşıyorum. Market alışverişleri sonrasındaki dezenfekte durumları yüzünden çıldırmanın eşiğindeyim, herkes gibi ellerimi hissedemediğim dakikalar hatta saatler geçiriyorum. Bu olaylar olmadan önce de aldıklarımı çalkalardım, içime sinmeyenleri sabunlardım. Tabii ki böyle bir durumda bunun artmaması düşünülemezdi. Şimdi alınan her şey yeterince emin olana kadar foşur foşur sabunlanıyor. Geçen gün, içinde birkaç çeşit sebze bulunan bir salata yaptım. Çiğ yendiği için sebzeleri önce epeyi bir sirkeli suda, sonra yarım dakika kadar sabunlu suda beklettim. WhatsApp grubundaki sohbette arkadaşlarım bunu öğrenince saçmaladığıma hükmettiler. Bunun üzerine biraz düşündüm ve sahiden abarttığıma karar verdim. Çünkü o işlemleri yaparken hissettiklerim hiç normal değildi. Kendimden korktum. Normalde hamarat bir insan değilim. Temizlik takıntısı olan biri değilim. Fakat tanımadığım, bilmediğim insanların ellerinden gelebilecek mikroplar konusunda hep hassastım. Metroda, metrobüste tutamaçları peçeteyle tutarım, dışarıda her fırsatta el yıkarım vs. Hâl böyleyken, bu virüs mevcut endişelerimi fazlasıyla arttırdı. Ancak şu saatten itibaren kendime söz veriyorum. Abartısız bir dikkatle davranacağım. Aksi halde gerçekten psikolojik anlamda profesyonel desteğe ihtiyacım olacak. Bu günleri eksilerle değil, artı değerle atlatmak istiyorum. 
    Havalar ısınsa da tek sandalye genişliğinde olup gereksiz bir uzunlukta ilerleyen fransız balkonumu temizlesem, dar mar otursam da kitabımı okuyup kahvemi içsem. Güneşli günler gelince milletin dayanamayıp sokaklara çıkacağından endişeleniyorum ama şu küçücük keyif için bile olsa havaların iyi olmasını istiyorum. Nisan ayı için seyahat hayalleri kurarken konforsuz balkona mecbur kalmak da varmış:) Fakat gerçekten şikâyet etmiyorum. Canıyla uğraşanlar varken, çalışmak zorunda olup dışarıda olanlar varken, sağlık çalışanları yoğunluktan çocuklarının yüzünü göremezken, ekonomik olarak zor duruma düşenler çoğunluktayken mızmızlanmak bana göre değil. Keyfe keder sokaklara çıkanlardan, keyfe keder hastaneleri meşgûl edenlerden, ev partilerinde toplananlardan, yurt dışından ya da umreden gelmiş eşini dostunu ziyaret edenlerden şikâyetim olabilir ancak. Biz yakın zamanda hep beraber dışarı çıkalım, işimize gücümüze bakalım derken, o günlerin hayalini hepimiz için kurarken, bilinçsizce davranıp evde kalma sürecini uzatan herkesten şikâyetçiyim. 
    Biraz karamsar bir yazı mı oldu bu sefer? Bu tarihlerdeki yazılarımız günlük niteliğinde. İleride açıp açıp okunacak, üzerine romanlar yazılacak belki, filmler çekilecek... Hislerimizde ara ara dalgalanmalar yaşamamız normal. Çoğunlukla karamsar değilim. Fakat evde ekmek yaptığım için, çok üşendiğim yoğurt yapımını arttırdığım için şaşkınım:) İşin bir de bu kısmı var. Ben kim, ekmek yapmak kim derken markete daha az gitmek için ekmek yapar oldum. Hem de çeşit çeşit:) Sanal market sistemini kullanmıyorum. Başkasını kendi adıma dışarıya çıkarmak rahatsız ediyor. Ancak bir yandan, ekonomik açıdan işlerin bir şekilde yürümesi gerektiğinin de farkındayım. Beni ikilemde bırakan sisteme lanet ediyorum. Umarım bu zamanda fazla risk ve iş yüklenen herkese emeklerinin karşılığı olarak maddi destek yapılır. Migros'ta sanal market için sipariş hazırlayanlar harıl harıl çalışıyorlar örneğin. En azından benim yakınımdaki Migros'ta normal müşteri çok az. Ve haberiniz olsun o siparişleri hazırlayan arkadaşlar en iyisini göndermek için sebzeleri meyveleri tek tek elden geçiriyorlar:) İlk dokunduğunun alınması için müşterileri uyaran yazılar var fakat kendileri buna uymuyorlar ne yazık ki. Sonra bana evde sebzeleri, meyveleri sirkeli ve sabunlu sularda bekletmek düşüyor:) Yine sirkeye sabuna bağladım. Daha fazla uzatmadan gideyim yeni bir diziye başlayayım. Dıgıturk dizi kanallarını üyelere açmış. İyi de yapmış, zira maçlar yüzünden tutuyoruz kendisini. Liglerin ertelendiği bu zamanda bir faydaları dokunmuş oldu. En son burada Çernobil'i izledim. Karantina günlerinde çok ihtiyacım varmış gibi bir başka felaket dönemini izlemek de ayrı bir saçmalık. Yarın bir gün dizi kanallarını kapatırlar, kaçırmayayım diye düşündüm. Şimdilik benden bu kadar. 
Kısır bir dönemdeyiz ama bu duygu durumları epeyi farklı yazılar yazdırıyor bize. Herkesi tek tek okuyorum. Sağlıkla kalın diyorum.








54 yorum:

  1. Merhaba,
    Şu olanlara akıl erdirmek mümkün değil. Ben bu kadar sahipsiz bırakıldığımıza üzülüyorum en çok. Böyle çaresiz kalışımıza. Vatandaş olarak elimizden gelen çabayı gösterip bu yalnızlığa mahkum edilişimize. Ve hala bu durumu idrak edemeyen insanlar var.
    Neyse, okumaya çalışıyorum. Bugün niyet ettim bloga ben de bir yazı yazacağım. Sahiden bu zaman diliminde yazdıklarımız bir günlük niteliği taşıyor, ne güzel demişsin. Ama evin işi de bitmiyormuş. Yemek, bulaşık falan. Şaka gibi. Demek ki evde de kalsan pek bir şey değişmiyormuş. Açık hava özlemini çok iyi anlıyorum. Dün hava güzeldi, bahçeye çıktık. Nasıl iyi geldi. Dışarda olmak iyi geliyor insana. Umut veriyor. Umarım en kısa zamanda geçer bu günlerde. Biz de gezmenin hayalini kurduğumuz eski günlere geri döneriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalnız bırakılmış olma duygusu bende de var. Düşünmemeye çalışıyorum. Ama hoş değil.
      Ev işi bitmiyor, erkekler ne kadar yardımcı olmaya çalışsa da olan yine kadınlara oluyor:)
      Her şey geçince tüm dünya seyahatlere vuracak kendini. Acaba yine de olası tehlikelere karşı kısıtlamalara gidilir mi, yoksa turizm önemli bir gelir kapısı olduğu için teşvikler mi artar? Ne değişik şeyler geliyor insanın aklına yahu? Ama ben bu konuyu gerçekten çok merak ediyorum:)

      Sil
  2. BU konuları ''hala'' umursamaz görünenleri anlayamıyorum.Oysa vaka ve kayıp sayısı artıyor.Ben temizlik konusunda o kadar deterjanlı sularla sebze yıkama moduna gelmedim:)Ama yine gelenleri silip, balkonda bekletiyorum. Sakınan göze çöp batar misali,biraz geniş olmaya çalışıyorum.
    Allah hasta olanlara şifa versin,eşinizle sosyal mesafe iyidir.Bizde çocuklar eve geldiğinde 14 gün gayet dikkat ettik kendimize .Hepimiz için , mecbur. Sağlıklı günler, sevgiler.(Aman dizi kanalları kapanmasın onlar bize arkadaş oluyor:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marketten gelince ben de bekletiyorum. Ne denmişse yapıyorum. Ama işte üst üste hepsini uygulayınca aşırı oluyor, belki de faydadan çok zararı oluyor. O yüzden daha kontrollü gitmem lâzım.
      Herkes şifasını bulsun dilerim. Şu günler en az hasarla geçsin. Normal şartlara ulaşınca paketini almadığın her kanalı kapatacaklar tabii. Hele hele Digiturk bırakır mı hiç?:)
      Sevgiler Mehtap...

      Sil
  3. Daha önce görmediğimiz, bilmediğimiz bir süreç. Her kafadan bir ses çıkıyor. Doktorlar bile tarafına göre yorum yapıyor. Kendimizi koruyup bu günlerin geçmesini bekleyeceğiz maalesef. Okuyarak, film ve dizi izleyerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakikaten doktorların ayrı ayrı konuşmaları canımı sıkmaya başladı. Ortak olan fikirlerini cımbızla çeker gibi almaya çalışıp onları doğru kabul ediyorum. Gerçekten herkes kendi savaşında. Kendi yöntemlerimizle ilerliyoruz. Hayırlısı olsun, ne diyeyim artık:)

      Sil
  4. Pazar günü ben o moddaydım Sezer. En son bir kiviyi sabunlarken fark ettim kendimi ve hemen cimcik attım. Bilinç altımıza yerleşiyor bazı şeyler.

    Havalar güzelleşiyor ve insanlar dışarı çıkmaya başlıyorlar maalesef. Dün benim gördüğüm böyleydi. Evden çıkmak zorunda olan arkadaşlar çarşının deli kalabalık olduğunu söylediler moralim bozuldu.

    Evden çalışıyorum diye seviniyorum bu süreçte. Ama daha ne kadar evden çalışabiliriz hiç bir fikrim yok. Allah hepimize güç kuvvet ve sabır versin diyorum. Güzel günler yakın olsun ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kiviyi de sabunladım, her şeyi sabunladım:) Ama artık "sabunlu suya yatırma" gibi bir yöntem uygulayınca düşünmeye başladım:) Daha mantıklı gitmeye çalışacağım, sen de öyle yap:) Yoksa faydadan çok zarar göreceğiz.
      Şu iki hafta kritik diyorlar ya. Gerçi bitmiyor o iki haftalar ya neyse, işte en azından bu dönemde evde olman da bir şeydir Şebnemcim.
      Çarşı kalabalıktan ziyade deli kalabalıkmış diyorsun. Ve ben insanların bu haline çok yükseliyorum. O zaman evde kalan bir tek benmişim gibi geliyor ve sinirim bozuluyor. Bunun önüne geçilmesi lâzımdı, bir süre sokağa çıkma yasağı uygulanmalıydı.
      Dileklerine katılıyorum Şebnemcim, güzel günler yakın olsun.

      Sil
  5. Valla bana hiç karamsar gelmedi yazı, hepimizin ruh hali aşağı yukarı böyle, bu dönemin normali bu bence.
    Çernobil'i izleyip çok beğenmiştim. Svetlana Aleksiyeviç'in Çernobil Duası kitabından faydalandıklarını öğrenince kitabı da okumak istedim. Aradan biraz zaman geçsin diye bekliyorum, zaten kolay hazmedilecek bir konu değil.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendi içimde karamsarmışım demek ki:) Yansıtmamak için çabalıyorum. Geliyorlar gidiyorlar işte. Herkese olduğu gibi...
      Çernobil dizisi iyiydi. Bir süredir aklımdaydı, illegâl yollardan izlemek istemiyordum. Digiturk'te görünce sevindim. Dönem dizilerini, gerçek olayları anlatan dizileri çok severim. Kitabı biliyorum, özellikle almam sanırım ama denk gelirsem okumak isterim. Biliyorsun bu olaya tanık olan kuşağız. Bizler ufaktık ama anne babamızın nasıl endişelendiğini hatırlıyorum.

      Sil
  6. Geçmiş olsun, sonuçta iyi olmasına sevindim, Allah hepimizi korusun. Ben sebze pek alamıyorum, kabuklu meyveleri (elma, portakal başka meyve almıyorum zaten)sabunlayıp iyice duruluyorum çünkü nasılsa kabuğunu soyuyorum ama sebzeleri sabunlu suya atınca bu sefer sabun zehirlenmesi olur diye sebze almıyorum. Yani zehirlenme yapmasa da sabun içine işler ishal filan yapabilir diye korkuyorum. Benim ta yıllar önceden Rahmetli babamdan öğrendiğim dezenfektan metodu klor tableti atıp, sebzeleri klorlu suda yıkamak. Hatta bu Corona vesilesiyle aklıma 70'de sanırım Ankara'dayken duyduğumuz İstanbul kolera salgını geldi. Biz Ankara'daydık ve Ankara'ya sirayet etmemişti diye hatırlıyorum (çocuğum aklımda kaldığıyla)ama yine de önlem alınmıştı ve sebzeler klorlu suda yıkanıyordu hatta komşumuzun kızı vardı Asuman "Annem babama çok kızdı ıspanak almış yine" demişti:))ama klor tableti nerede bulacağız bilmiyorum?
    Umarım hepimiz sağsalim atlatırız.....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Müjde.
      Bu virüsün yağ dokusuyla kaplı olduğu ve bunu kırmak için sabun ya da deterjan kullanılması söylendi ya, klor neyi öldürür acaba? Zaten dediğin gibi klor tableti bulmak kolay değildir. Yalnız böyle sabun, klor, deterjan derken coronaya değil başka hastalıklara yakalanırız diye korkmaya başladım:) O yüzden daha kontrollü gideceğim artık. Pişen sebzede sorun olmaz ama çiğ yenenlerde içi rahat etmiyor insanın. Aksi gibi bağışıklık ,ç,n sebze meyve yemek gerekiyor. Bir kısır döngüye girdik ki inanılmaz:) Umarım tahminlerden çabuk geçsin.

      Sil
    2. Doğru diyorsun Sezer, pişince zaten ölür, bu durumda salata yemek zor olacak (ben yemiyorum), yabancı internet sitelerini araştırdım birkaç gün önce, çoğu Corona için sebze, meyveleri en iyi klorit filan (şu an aklımda tam kalmadı)ile sulandırılmış suda yıkayın demişlerdi. Ancak dediğim gibi nereden bulacağız kloriti veya klor tabletini? :(

      Sil
    3. Not: Bu arada kloru ne oranda karıştırmayı da bilmiyorum:( bir uzmanın söylemesi lazım.
      Bir de sonradan aklıma mutfakta hamur işlerinde kullandığımız karbonat geldi, elma, portakalı karbonatla ovsak sonra iyice yıkasak belki işe yarar.:)

      Sil
    4. Haklısın. Ne yapacağımızı şaşırdık bu arada, halimize gülüyorum. Ama sinirden:)

      Sil
  7. Bende içinde bulunduğumuz süreç ile ilgili çok paylaşım yapmak istemiyorum ,
    senin de belirttin gibi bu yaşa kadar kendimi ilk defa bu kadar gelgitli bir ruh hali içinde hissediyorum onun için kozmetik yorumlarına ağırlık verdim..
    sevgiler,
    sağlıklı günler....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi yapıyorsun. Olabildiğince bize iyi gelen şeyleri yapmalıyız.
      Sevgiler Fatma, sağlıkla kal...

      Sil
  8. Hiç bu kadar çok şey yıkadığımı hatırlamıyorum. Normalde çok rahatımdır, biraz mikrop insan öldürmez modundan çıkmam pek sarsıcı oldu :)

    YanıtlaSil
  9. Yazı gerçekci olmuş.Ama böyle yazılar okuyup daha bilmediğimiz ne hikayeler vardır deyip umutsuzluğum artıyor:/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umutsuzluğa kapılmayın. Hepimizin çevresinde virüsü kapan insanlar var ama hastalığı hafif geçirenlerin sayısı çok fazla. Hastanelerin yükünü arttırmamak için hepimiz dikkat edip, iyi olmaya çalışmalıyız. Bir gün gelecek tehlike geçecek. Sevgiler, sağlıkla kalın.

      Sil
  10. Mart bitmek bilmedi gerilmekten. Marteniçkalar bile kalakaldı bileklerde öylece.
    Sen yine salata yapmışsın, ben cesaret edemiyorum halen. Onun yerine ya turşu ya yoğurt. Çay yaptığım suyu bile 10 dk fokurdatmadan demlemek yok. Sürekli onu sil, bunu dezenfekte et. Çoookkk yoruldum:((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Marteniçka yapmamıştım bilmiş gibi:)
      Alengirli bir salata değildi. İlk defa maş fasulyesi aldım, hem doyurucu hem faydalı olsun diye. Havuç, kırmızı biber ve yeşil soğan ekledim. Fasulye haşlanmıştı tabii, sebzeler çiğ olduğu için iyice dezenfekte ettim:) Kıvırcık falan yapmam örneğin. Ben de yoruldum ama şikâyet etmek de istemiyorum, kısır bir döngüye girdik dönüyoruz.

      Sil
  11. Evde tsk görevlisi bir oğlum var. Bir de beni düşünün :) nöbetleri, mesaisi derken evde de görüşemiyoruz. Geçecek bugünler deyip bekliyoruz işte. Dezenfekte işini abartmyorum çok fazla. Zaten alınan kutulu yiyecek içeceği yıkardım eskidende. Şimdi biraz daha fazla çamaşır suyu kullanıyorum. Yalnız üç elişi birden başlama durumum şaşırtıcı :)
    Biraz sakinlik, biraz tevekkül elbette öncesinde tedbir diyorum.
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oğlunuza tüm kalbimle kolaylıklar diliyorum Tülin Hanım.
      Üç el işine başlamak iyi bir şey bence:)
      Sevgiler, öpücükler...

      Sil
  12. Tüm hislerinize aynen katılıyorum, beş buçuk yaşında bir cocukla evde kalmak gerçekten çok zor, bizi geçtim, kadar sıkıldı ki yavrum. Anaokulu hayati resmen bitti .Havalar biraz isinsa, balkonda baloncuk tabancasıyla onu eglendirmek gibi ulaşılmaz bir hayalim var şu anda...En sevdiğim mevsim uçup gidiyor ve biz sadece pencereden izleyebiliyoruz hayatı...Ve tüm bunların başlangıç noktasını düşününce gerçekten bu haksızlığa avazım çıktığı kadar bagirasim geliyor. Yahu ben midye bile yemem ki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Küçük çocuklar ve aileleri için zor durumlar hakikaten. Seni çok iyi anlıyorum. Biraz daha sabır. Dünya bu kadar kalabalık bir yer haline gelmişken, doğanın dengesi bozulurken bu tür şeyler zaman zaman yaşanacak. Neyse ki teknoloji de gelişti ve olası durumlar için çalışıldığını biliyoruz. Bireysel olarak kendimizi sağlam tutup üzerimize düşeni yapmalıyız. Sevgiler Bahar, sağlıkla kal...

      Sil
  13. Umudu kesmemek lazım,umarım her şey daha güzel olacak..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Herkesin hayat yolculuğu içinde böyle durumlara denk gelen zamanlar oluyor. Bu da bizim sınavımız:) Umarım güzelce atlatalım. Sevgiler Yaren...

      Sil
  14. Biz de ilk defa bu hafta sebze siparişi verdik. Sebze ve meyvelerin dezenfeksiyonu nasıl yapılacak kara kara düşünüyoruz. Sirkeli su muhakkak yapacağız ama sabunlu su yapma tarftarı değiliz. Bakalım ne olacak :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir doktor "Bu sabun ve deterjan kullanımı ileride bize astım vs. olarak dönecek. Ancak önceliğimiz şu salgını atlatmak" dedi:)

      Sil
  15. Aman dikkat edelim diyorum herkese ama ne zaman nerden yakalanacağı meçhul insanların. hava dediğin gibi güneşli
    olsa balkon ya da bahçeye çıkardık ama bir bakıma da iyi diyorum. sokakta gezen onca
    insan hava soğık olunca daha az çıkıyor dışarıya. bekliyoruz herkes gibi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hava ısınınca insanları tutmak daha zor olur. Herkes bir parça dişini sıkmalı hâlbuki.
      Sevgiler Buket...

      Sil
  16. malesef ben de aynı durumdayım ..Yeni şeyler öğrenmeye çalışıyorum .Evliyim ,üniv.okuyorum ,online dersler ,ev işleri , sulu boya öğrenmeye çalışıyorum :)) Daha önce yapamıyacağımı düşündüğüm el açması böreğe sardım :) Ama bütün bunların ötesinde ,moralimi bozmamaya çalışıyorum :/ Büyük bir sınav bu ..
    Sağlıcakla kalın :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer kafa olan bitenden dolayı dağınık değilse ders çalışmak için uygun zamanlar:) Kolaylıklar diliyorum.
      El açması börek beni aşıyor sanki, size bravo, afiyet olsun ve yarasın:) Hakikaten bir sınav bu. Dilerim artılarla atlatalım. Sevgiler, sağlıkla kalın...

      Sil
  17. Evde kalmak benim için sorun değil ama insan endişeleniyor. Annem de havaların ısınmasını istiyor balkonda oturabilmek için, balkonlar önemli hale geldi :)) Bugünler psikolojik olarak gerici, umarım atlatırız yakın zamanda, sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Balkon önemli, çok önemli:) Eskiden umursamazdım fakat yaş aldıkça balkon olayını önemsemeye başladım, üzerine bu olay patlak verdi:)
      Sevgiler, sağlıkla kal!

      Sil
  18. Merhabalar.
    Gerçekten çok zor bir süreçten geçmekteyiz. Bazıları (cahil vatandaşlarımız) bu konuyu çok hafife alıyorlar ve "bana bir şey olmaz" felsefesi ile sokaklarda adeta koronaya meydan okuyorlar. Benim aklım çıkıyor. Kendimden değil ha, ben unumu elemiş, eleğimi duvara asmışım, ben bundan böyle göverip bostan olacak değilim. Başkalarını risk ederim diye, kul hakkına girerim diyedir tüm korkum.

    İşte bu nedenle sabredip, ilgili kurum ve kuruluşların önerilerine harfiyen riayet edeceğiz. Bizlere bakmayın, bizlerin iyi kötü bir emekli maaşı var, ya çalışanlara, hem de özel şirket ya da kuruluşlarda çalışanlar çok zor durumda. Cenab-ı Hakk zor durumda olan, naçar durumda kalan tüm insanların yar ve yardımcısı olsun inşAllah. Elbet her yokuşun bir de inişi vardır. Ancak, ne çekiliyorsa, işte bu yokuşu çıkarken çekiliyor.

    Altı ay gibi bir zaman diliminden sonra yayınladığım bloğumu ziyaret edip, yorum yazarak derdimizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim.
    Selam ve saygılarımla, size ve tüm ailenize sağlıklı günler dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başkasına sebep olurum korkusu bende de var Recep Bey. Çok haklısınız, iyi niyetli insanların varlığını bilmek güzel. Ekonomik durumlar ise en çok düşündüren konulardan biri. Umarım daha fazla zarar vermeden geçsin gitsin. Devletin desteği de şart tabii bugünlerde.
      Sevgiler, sağlıkla kalın! Internet probleminiz var ama olabildiğince yazmayı ihmal etmeyin:)

      Sil
  19. Herkes evde vakit bolluğundan, can sıkıntısından ekmek yapıyor diye düşünüyordum. Yazınızı ve yorumları okuyunca temas sebebiyle Corona bulaşabilir endişesiyle ekmek yapan bir sürü insan olduğu dank etti kafama bir anda :( Ne acayip zamanlardan geçiyoruz. Umarım geçer bugünler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oğlum ve ben çok aramıyoruz ama eşim ekmeksiz yapamayanlardan:) İnanın dışarı daha az çıkma gerekliliği olmasa ekmeği denemezdim:) Dediğiniz gibi çoğu kişi böyle düşünüyor. Hijyen korkusu da arttı tabii bu günlerde. Düze çıkacağımız günler yakın olsun dilerim. Sevgiler, sağlıkla kalın.

      Sil
  20. You have a wonderful blog! The topics you write about are very close to me. Thank you for sharing your thoughts!

    I follow you through GFC! If you want, go to my blog :)

    MY NEW POST: TOP 11 VERY CHEAP PROM DRESSES 2020 ♥

    YanıtlaSil
  21. ben de ısrarla o ilk filmi kim çekecek diye beklemekteyim. kafamda türlü senaryalor... :P

    çalışmadığı takdirde herkese bakılacağını bilsem ben de kimsenin kuryelik tarzı işler yapmasını istemiyorum ama adım gibi biliyorum aç kalacaklar, aç kalacağız... gidip de kazak siparişi vermiyorum tabii.. arkadaşımın mecburi kapalı kahve tükkanından online kahve söylüyorum mesela, kargo ile geliyor. Zincir tükkan olmayanlar taş mı yiyecek, napıcak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kargo işi bizi ikilemde bırakmaya devam ediyor. Fiziksel sağlık yanında ruhsal olarak da bozulmadan atlatsak şu günleri:)

      Sil
  22. Oh, I pray for your health to be free from corona virus exposure.

    All one third is fine.

    Safety life dan greetings from Indonesia

    YanıtlaSil
  23. Merhabalar.
    Atalarımız zaten Mart ayı için söylenmesi gerekeni "Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır" diyerek söylemişler. Sizin de dediğiniz gibi, bu Mart ayı gerçekten çok zor geçti. Benim açımdan bakıldığın da daha zor geçti. Çünkü eşim Ocak ayında düşerek ayağını kırdı. Ameliyat, ameliyat esnasında bir dikkatsizlik sonucu oluşan enfeksiyon falan derken Mart ayının 22'sini çok zor getirdik. Amaliyat sonrası iki aylık bir süreyi tamamladığımız gün olduğu için. Çok şükür artık iyileştik ve ayağımızı yere basabiliyoruz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o dikkatsizlikler. Bizi de 5 yıldır üzen aynı şeydi. Umarım biz de atlattık bu sefer. Eşinize selamlar. Geçmiş gitmiş olsun. Sağlıkla kalın!

      Sil
  24. sabır sabır geçcek, o arkadaş iyileşti mi tamamen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyileşti iyileşti:) Neyse ki iyileşenler çoğunlukta.

      Sil
  25. Geçmiş olsun bayağı korkmuşsunuzdur. Biz bile ekmek yaptık evde😅. NormLde mutfakla hiç aram yoktur.

    YanıtlaSil
  26. Korktum sahiden. Neyse ki çocuk da iyileşti.
    Benim mutfakla alâkâm normal seviyelerde ama bu dönem ister istemez mesaim fazlalaştı:)

    YanıtlaSil

Yorumu olan?