28 Şubat 2014 Cuma

ÖF!

  
    Sabah uyandığımdan beri bir o haberi okuyorum, bir bu haberi. Canım sıkıldıkça sıkılıyor. Önce rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklu bulunan malum şahısların tahliye edilmeleri haberini duydum. Herkes tepkili ama olan olmuş, salıverilmişler bile. Kimileri yıllarca suçunu bilmeden yatarken, kimileri de böyle kısa sürede özgürlüğüne kavuşuveriyor işte. Ben anlamıyorum, anlayan varsa beri gelsin. 
    Sonra Ukrayna'da yaşanan karışıklar var. Geçen hafta sinir bozucu görüntülere tanık olduk, onlarca insan hayatını kaybetti. Şimdi işin içine Kırım Türkleri de girdi. Rusya'nın Kırım'a girdiği haberleri var. Üzücü. Anne tarafından Kırımlı'yız. Uzun yıllar öncesi Kırım'dan göç edilmiş. Bu yüzden ayrı bir üzülüyorum galiba ama nereli olursak olalım dünyanın herhangi bir yerinde olan karışıklık ve arada masum insanların hayatlarının kararması etkiliyor beni. 
    Bir yandan tahliye olayı, bir yandan Rusya-Ukrayna-Kırım haberlerini takip ederken arada bir de Fenerbahçe yönetici ve avukatlarının basın toplantısını izledim iyice gaza geldim:) Hangi takımı tutarsanız tutun 3 yıldır artan bir şekilde Fenerbahçe'ye ve Fenerbahçe taraftarına yapılan haksızlıkları görmezden gelemezsiniz. Gerçi kimler haksızlığa uğramıyor ki bu devirde. Öyle ya da böyle, bir şekilde haksızlığa uğruyoruz. Her gün aksiyon, her gün heyecan, her gün sinir bozukluğu. 
    Az önce blog sayfamı açtım, aslında Bursa müzelerini tanıtmaya devam edecektim ama iç sıkıntımı aktarmadan geçmek istemedim. Ortalık yangın yeriyken "bu da bir müze tutturmuş" diye düşünülebilir sonuçta. Ama akıl sağlığımızı da düşünmemiz gerekiyor değil mi? Bazen gündemden kaçmak istiyor insan? En iyi sığınma alanlarından biri de -eski, yeni, kitap, sinema, tiyatro, müzik vs. hiç fark etmez- sanat oluyor bu durumda. Bir sonraki post Karagöz Müzesi ile ilgili olacak. Beni izlemeye devam edin. İyi kaçışlar efendim!




7 yorum:

  1. izliyoruz izliyoruz. :D bu arada gerçekten çok kafayı takmamak lazım bu politikaya insan çileden çıktığıyla kalıyor.

    YanıtlaSil
  2. Oy ben senin hassasiyetini severim, düsünceli, hisli arkadasim benim:) Yaz tabii... müzelerden, sanattan, kitaplardan bahset yine...hergün, her dakika haberleri takip edip, icimiz yeterince daraliyor, sinirimiz yeterince bozuluyor zaten.

    "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razi degil" hesabi.... icim icimi yiyor benimde hergün. Seni cok iyi anliyorum Sezer'cim. Umut iste... umut edip duruyoruz, belki bir gün söyle bir "ooohhhh beee" diyebilecegimiz haberleri okuruz diye..... insallah...

    YanıtlaSil
  3. Sezercim.. aynı düşünceler içindeyim inan bana.. Böylesine ağır mı ağır ülke gündemlerinin ve dünyada olup bitenlere dair vahim haberlerin içinden geçip akıl ve ruh sağlığını denge tutabilmek büyük bir hüner oldu artık. Ben de Kuzey Ege gezimin son bölümlerine geldim ama neredeyse bir aydır yazamıyorum bir türlü. Motivasyon olsun diye eski defterleri karıştırıp arşiv yayınladım hatta.) Tek çıkış yolumuz sanattır!. sanat, içinde her şeyi barındırıyor. Sanatın dili ile konuşmak çok daha insanca.. Aksi taktirde 'yeterince insanlığını kaybetmiş yaratıkları dinlemekten, izlemekten' giderek bizlerde insanlığımızdan uzaklaşıyor olacağız. ELELE vermek zamanındayız şimdi. Akıl ve sağduyu ile önce teraziyi dengeye koymamız gerek. Seçimlerde herkes o aklı ve iradeyi doğru kullanmalı. Biz halkız çünkü.. Ben de doluyum daha fazla konuşmayayım...( hep bildiğimiz şeyler işte..

    Sen sanata dair yazmaya devam et sezercim..Sevgilerimle..iyi pazarlar dilerim.

    YanıtlaSil
  4. Arkadaşlar yorumlarınız için teşekkür ederim. Buraya bunalımlı yazılarla gelmek istemiyorum ama tepkisiz kalmak da istemiyorum. Hepimizin düşündüğü şeyler işte... Anlarsınız...

    YanıtlaSil
  5. Yahu bu blog sayfalari bizim aynamiz degilmi? Bazen gundeme soversin bazen karagoze methiye duzersin, kim karisir? Birak kuzum kendini :-) Sen gundem yazisi yazmasanda biz biliyoruz

    YanıtlaSil
  6. bak bi de berkin var bugün. mutsuz günlerdeyiz ülkece yaa.

    YanıtlaSil

Yorumu olan?