Gerçeğin aynasıdır bu perde, sanılmaya martaval...
Önce hayal perdesi kurulur ve ışık yanar. Hacivat bir semai okuyarak huzura gelir. Ve ardından 'Hay, Hak!' diye başlayan perde gazeli ile selamlar misafirlerini. Hemen arkasından gelir ezberlediğimiz cümlesi 'Ah! Yar bana bir eğlence medet!'...
700 yıldır o perdenin arkasından yansıyan ışıkla aydınlanır yüzleri... Kafa kafaya tokuşup, yanlış anlamalar üzerine kurulu diyaloglarıdır en çok güldüren. Aslında güldüğümüzün kendi yansımamız olduğunu bilmeden. Kalbimize dokunan ezgilere kaptırırız kendimizi...
Bir gün yolunuz düşerse buraya.
Bitmeyecek hikayeleriyle Hacivat burada, Karagöz burada".
Bu sözlerle çağırıyor Bursa Karagöz Müzesi bizleri. E ne de olsa ilk kez Bursa'da güldürmeye başladı Hacivat ve Karagöz. Bir zamanlar, Ramazan ayında -Kadir Gecesi hariç- her gece, yıktılar perdeyi, eylediler viran...
Karagöz Müzesi, Bursa'nın Çekirge semtinde, 1997 yılında, eski bir trafo binasının uygun şartlarda düzenlenmesiyle, öncelikle Sanat Evi olarak hizmet vermeye başlamış. 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescillenerek, Karagöz Müzesi olarak yoluna devam etmiş.
"Yar bana bir eğlence medet!" diyoruz ve gezmeye başlıyoruz:)
Gölge Oyunu nedir? Hacivat ve Karagöz efsanesi nedir? Karagöz oyununun karakterleri kimlerdir? Hepsinin açıklaması burada.
Tuzsuz Deli Bekir. Çocukken nasıl korkardım anlatamam:) |
Gölge Oyunu karakterleri hangi malzemelerle, nasıl oluşturulur?
Perdeye nasıl yansır bu karakterler? Nasıl görünürler?
Ve bu sanatla, Gölge Oyunuyla uğraşanlar, araştıranlar, yaşatmaya çalışanlar kimlerdir? Prof.Dr.Metin And, Hayali Metin Özlen, Hayali Mustafa Mutlu, Hayali Nevzat Çiftçi, Hayali Kanbur Rıfkı, Tuncay Tanboğa, Kadri Nejat Öznaçar, Tacettin Diker, Orhan Kurt... Bu isimler hakkında bilgiler ve koleksiyonlarından parçalar da burada.
Ve bir zamanlar Karagöz ve Hacivat'ın yer aldığı yerli, yabancı birçok belge, dergi vs. de burada.
Yalnızca Gölge Oyunu yok bu müzede. Bursa Belediyesi'nin geleneksel hale getirdiği Uluslararası Gölge ve Kukla Oyunları Festivali nedeniyle Bursa'ya gelen ülkelerin müzeye hediye ettiği kuklalar da var. Bu Tatar Kadını gibi...
Anlaşılacağı üzere Karagöz Müzesi, oyun kültürüne dayanan koleksiyonuyla çok keyifli bir müze. Yaşayan Müze anlayışıyla birçok etkinliğe de ev sahipliği yapıyor. 75 kişilik bir gösteri salonu ve araştırmacıların hizmetine sunulmuş bir ihtisas kütüphanesi mevcut.
Aşağıdaki fotoğrafı müzenin kitapçığından çektim, çok hoşuma gitti. Karagöz oyunu seyreden çocukların yüzündeki güzelliğe bakar mısınız?:)
Müze'de bir de atölye var. 2 çocuğun, öğretmen eşliğinde materyal hazırladıklarını bizzat gördüm, sohbet ettim, fakat fotoğraf çekmeyi unuttum. Atölye çalışmalarının yanı sıra zaman zaman seminerler ve kurslar düzenlenmekteymiş.
Kraliçe Elizabeth bile ta İngiltere'den gelip ziyaret etmiş bu müzeyi, o kadar söyleyeyim:)
Kraliçe ziyaret eder de ben etmez miyim? Ben fotoğraf çektirmez miyim?
Bursa ziyareti yapacak olanlar bu güzel müzeyi de listeye alabilirler. Çok emek harcanmış. İlgiyi hak ediyor. Bu müze de daha önce bahsettiğim iki müze gibi ücretsiz gezilebiliyor. Bu konuda Bursa Belediyesi'ni tebrik etmekten bıkmayacağım.
Karagöz Müzesi Çekirge'de. Yine Heykel'i merkez alarak tarif etmek gerekirse, Heykel'den dolmuşa ya da otobüse biniyorsunuz ve trafiğe göre 5-10 dakika sonra Çekirge'ye ulaşıyorsunuz. Yol üzerinde, tam arada Atatürk Evi var, ben bu sefer gezemedim ama siz uğrayabilirsiniz belki diye belirtmek istedim.
İşte tam bu anıtın karşısında Karagöz Müzesi. Müzeyi bilmeyen olabilir, Karagöz Anıtı'nı sorarsanız muhakkak bilirler. Bize öyle oldu. Ne akla hizmetse (çünkü ulaşım kolay) Heykel'den taksiyle gittim, şoföre müzeyi sordum. "Müze yok, türbe var orada anıtın karşısında benim bildiğim" dedi ama aslında müzeden bahsediyordu, doğru yere götürdü yani. Demek ki ne yapmak gerekiyor? Belediyelerin taksi şoförlerini alıp bir gün şehri gezdirmeleri gerekiyor. Ben başkan olsam kesinlikle yapardım.
Yazıyı bizim kızlardan bir fotoğrafla bitireyim. Yazarken aklıma geldi elimde böyle bir fotoğraf olduğu. Yeğenim Nisan ve kuzenim Bengisu, benim prenseslerim, bir akşam bize Gölge Oyunu icra etmişlerdi:) Çocuklar seviyor Karagöz ve Hacivat'ı. Onlara ait materyaller, hediyelik eşyalar bu müzede yok ama Bursa Kent Müzesi'nde birçok çeşidini bulabilirsiniz diyorum ve artık bitiriyorum.
Gelmişken burayı da kaçırmamışsın, iyi olmuş:))
YanıtlaSilKaragöz ve Hacivat konusunda tek adam bilirim: Şinasi Çelikkol. Bu müzenin açılmasında emeği çoktur.
Bahsettiğin beyi duymadım, okumadım. Belki de ben kaçırdım. Yok eğer ben kaçırmadıysam ayıp etmişler o zaman Şinasi Bey'e.
SilNe güzel anlatmışsınız Burs'mı! İşte tam oradaydı evimiz Sezer Hanım!
YanıtlaSilÖyle mi? Ne güzel! Ben çok seviyorum Çekirge'yi.
SilTeşekkür ederim Petek Hanım. Bursa çok büyük, görülecek yer çok, yeterince anlatamadım aslında:)
bak ama iyice bursa'mı getirdin. pek de severim. taam gitcem valla. çok da yakın. niye gitmiyosam. :)
YanıtlaSilGit tabii:)
SilAyy bak ben çok beğendim bu müzeyi. Karagözle hacivatı severim ben. Nasıl yapıldıklarını da görünce çok sevmiştim. Ayrıca şimdi o fotoğrafı görünce de çok sevdim plakalardan kesilmiş hallerini. Hayalimizde canlandırıp sevdiklerimizi böyle vücut bulmuş halleri ile görmek güzel oluyor. Bir masalın gerçeğe dönüşmesi gibi benim için. O materyallerden ben de alsam da evde gelenlere oyunlar sunsam çok istedim şimdi:):) Ne çok eğlenirdik yahu:)
YanıtlaSilBen de yorumunu çok beğendim Tuğbacım, sevincin gülümsetti beni:) Türkiye'ye gelince alırsın Karagöz'le Hacivat'ı, hatta yaparsın belki.
Sil