ALTI YAPRAK, ÜSTÜ BULUT...

     2020'nin son günlerinden biriydi, birkaç gün sonra dört günlük yılbaşı kısıtlaması uygulanacaktı, 

hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerindeydi, evden sayılı çıkmaların bunaltısı yoğundu... Kalktık Kemerburgaz Kent Ormanı'na gittik. Böylesi güzel bir parkla buluşmak için, trafiksiz yolu tercih ettiğimiz halde bir saat yol katettik. Fakat iyi geldi. Günün sonunda enerjimizi tazelemiş olarak evimize döndük. 

    

    Geçtiğimiz yaz hafta sonları kalabalık olduğu söylenen Kent Ormanı, kış mevsiminin hafta içinde son derece sakindi. Önce Alibey baraj gölü manzarasına hâkim bir noktada kahvaltımızı yaptık. Ardından ne yöne gideceğimizi planlamadan yürüyüşe başladık. Kemerburgaz Kent Ormanı, yaklaşık 5.5 milyon metrekare genişliğinde bir alanı kaplıyor. Çok fazla yürüdük ancak bazen bir noktadan bir noktaya geçmek için mecburen arabayı kullandık. 

     Burası İstanbul'daki yaşam vadileriyle Belgrad Ormanları karışımı kocaman bir park. İstanbul gibi bir metropol için gerekliliği şart yeşil alanlardan biri. O gün kimi zaman el değmemiş görüntüsü veren ormanlık alanda yürüyüş yaptık, kimi zaman eğlence amaçlı düzenlenmiş kısımlarda vakit geçirdik.

    Yürüyüşümüz sırasında DOT Tiyatro'nun "DOT Ormanda" projesiyle buraya taşındığını öğrendim. Salgın günlerinin etkilediği sahne sanatları faaliyetlerinin sürmesi için üretilen şahane bir fikir bu. Şu sıra yine mecburi bir ara verilmiş olsa da, zamanı geldiğinde yine ormanda hem tiyatro oyunları sergilenecek hem atölye çalışmaları yapılacak. Ormanda tiyatro çok hoş bir deneyim olsa gerek. Durumların düzeleceğini umut ederek, yaz ayları planlarına eklemeliyim.

    DOT Ormanda bugünlerde farklı bir faaliyet içinde. İzleyicilerin, sanatseverlerin, çevreciliğe gönül verenlerin desteğiyle Kent Ormanı'na fidan katkısında bulunmayı amaçlamışlar. İlgilenenler için linki buraya ekliyorum: https://dotormanda.com/  

    Kemerburgaz Kent Ormanı'nın en güzel sürprizlerinden biri Mağlova Su Kemeri'ne ulaşabiliyor olmak. Çevre düzenlemesiyle kemere yaya erişimi sağlanmış. Bu, tarihi yapıyı izleyebileceğin belli bir noktaya kadar geçerli tabii. Kemere çıkmak ya da baraj gölünün o noktasındaki kıyıya inmek için biraz zahmet çekmek gerekiyor. Örneğin çocuklarla denenmesini tavsiye etmem. 

        455 yıl önce İstanbul'a su taşımak için Mimar Sinan tarafından inşa edilen bir kemerden bahsediyoruz. Teknik, estetik ve mimari açıdan büyük ustanın hünerini ortaya koyan en önemli tarihi eserlerden biri Mağlova Kemeri. Bir vadinin iki yakasını birleştirdiği için, Mimar Sinan'ın kemer içinde inşa ettiği yol sayesinde zamanında köprü olarak da kullanılmış. 

    455 yıldır dimdik ayakta duran kemerin zaman içinde pek çok densiz ziyaretçisi olmuş demek ki 1989-90 ya da 99 yıllarından hangisine ait olduğunu çözemediğim, duvara kazınmış bir Sezer yazısına bile rastladım. Normalde ismimle nadir karşılaşırken koca tarihi eserin üzerinde görmek, benim için ilginç bir durumdu. Tarihi eserlerin küçük ya da büyük her şekilde tahribatına karşıyım.

    Kemerburgaz Kent Ormanı'ndaki keyifli noktalardan biri de bu seyir kulesi. Küçük bir problemden dolayı merdiven çıkmakta her daim zorlansam da buraya çıkmadan yapamadım. 

                                                 En tepede... Hava rüzgârlı. Manzara güzel. 

    Çocuklar için aktiviler de mevcut bu parkta. Oyun parkurları, buz pisti vs. Sadece çocukların değil Instagram kullanıcılarının da dikkatini çeken atlı karıncayı unutmamak lâzım.

    Neyse ki bizim çocuğumuz büyüdü:) Ama bu onun bisiklet kiralamasına engel değil tabii.

    Kent Ormanı'nda geçirdiğimiz terapi niteliğindeki günümüz, dönüş yolunda karşımıza çıkan gök kuşağı ile taçlandı. Neredeyse yarım saat boyunca bize eşlik etti.

    Fotoğraf gerçek görünümü anlatmaktan çok uzak. Hayatımda ilk defa çift gök kuşağı gördüm. Üstelik yedi renk de çok net seçiliyordu. O kadar mutlu oldum ki. Kısıtlama süresi gelmeden koştura koştura eve dönsek de iyi ki o gün çıkmışız sokağa.