Dün AVM'de gördüğüm büyüklerimiz gibi davranmak daha mı iyi olurdu acaba? Orta yaşın üzerindeki bir çok büyüğümüz yasakların bitimiyle epeyi bir rahatlamışlar anlaşılan. AVM dediğin kapalı bir mekân. Masaj koltuğunda masaj yaptıranı, mayo almaya gelmiş olanı, rahat rahat yemek yiyeni... Ve dahası... Şaşırttılar beni. Kendi adıma ne zaman dışarıda yemek yiyeceğim konusunda bir öngörüde bulunamıyorum mesela. Ki en sevdiğim şeylerden biriydi. Zaman neler gösterecek gerçekten merak ediyorum. Fiziksel sağlık önemli fakat akıl ve ruh sağlığı da çok önemli. Hepimize gönül rahatlığıyla yaşanacak günler diliyorum. Bu da böyle bir yazı olsun:)
23 Haziran 2020 Salı
RAHATSIZ YAZILAR...
Şu günlerden ruh sağlığım zarar görmeden geçmek istiyorum. Burada umutlu yazılar yazıyorum çünkü gerçekten salgının makûl bir zamanda biteceğine inanıyorum. Evde vakit geçirme konusunda da sıkıntım yok, bunaldım deyip deyip kimseyi darlamıyorum. Gel gör ki dışarı çıkınca durum değişiyor. Çok az olan bu durumda ilk hedefim en kısa zamanda eve dönmek oluyor. Nasıl rahatsız oluyorum anlatamam. Ki iki gün üst üste evde duramayan bir insandım. Herkesi potansiyel tehlike olarak görüyorum, maske takmayanlara çemkiresim, sokakta sigara içenleri boğazlayasım geliyor. Şu güne kadar kardeşim dahil hiç kimseyle çata çat kavga etmedim. Fakat şu sıra edesim geliyor. Dün halletmemiz gereken ufak bir alışveriş için alışveriş merkezine gittik. Tabii ki en sakinini seçtim. Saat olarak da tenha zamanları tercih ettim. Hakikaten kalabalık değildi AVM. Fakat sokaklar kalabalık. Gidene kadar "O taraftan gel, bu taraftan git" diye diye eşimi bunalttım. AVM'deki söylenmelerimi hiç saymıyorum bile. O da ben çabuk olmaya çalıştıkça sallanıyor. Sakin kalmaya çalışmaktan bir hâl oldum. Bu aralar en büyük uğraşım bu zaten. Sakin kalmaya çalışmak. Ailemi de bunaltmamak. Yorucu oluyor. Kendimle savaş halindeyim. Anne tarafım bu konularda mimlidir. Rahmetli anneannem normal zamanda bile ekmeği, parayı yıkayan insandı. Ona benzeyeceğim diye ödüm kopuyor. Burcum yay, yükselenim yengeç. İşte anaçlığın nirvanası olan yengeçlik beni mahvediyor. Yayın rahatlığı da var aslında ama yengecin "Canım evim, aman onun güvenliğine zarar gelmesin" takıntısı içten içe yiyip bitiriyor. Herkesin sülalesinde "Amcamı daha kapıda soyardı, dış kıyafetlerle içeri almazdı" şeklinde konuşulan en az bir manyak vardır:) İşte o manyak olmayayım diye zor tutuyorum kendimi. Salgından önce de vardı bu. Yaşla birlikte artmıştı. Salgın tuz biber ekti. Eşim genelde bana uyuyor fakat bazen sinirleniyor tabii. Oğlum ondan biraz daha fazla uyuyor. Şimdi liseli olan yeğenim birkaç senedir bize gelince daha içeri girer girmez "Teyze yanımda yedek yok, bana ev kıyafeti verir misin?" diyor. Önce söyletmeden elini yüzünü yıkıyor tabii. Kardeşim bunu duyunca hayretler içerisinde kalıyor:) Çünkü yeğenimin normalde asla umursamadığı konulardır bunlar. Evinde yayılıp yatan kız bizde yemek masası kuruyor kaldırıyor:) Nasıl bir imaj yarattıysam artık. "Bunlarda ne var, hepimiz yapıyoruz" diye düşünülebilir. Haklı da olunur o konuda fakat tüm bunlar olup biterken hissettiğim sıkıntı ve endişeler söz konusu olan. Ve beni korkutan. Takıntı sahibi olmak istemiyorum. Çevremdekileri yormak istemiyorum. Ailemi yani. Yoksa kimin nasıl yaşadığı beni asla ilgilendirmiyor. Kimsenin evini incelemem, yermem ya da övmem. Kim nasıl rahat ederse öyle yaşamalıdır kafasındayım. Gezerken, sosyalleşirken kesinlikle titizlik yapıp bunaltmam, herkese uyarım. Benim sorunum evime, aileme dışarıdan bir tehdit gelip gelmemesi sorunu. 2 gün önce bir de Yengeç burcunda güneş tutulması oldu. İyice coştum bugünlerde:) Tüm bunları burçlara bağlıyorum fakat derinlerde çok daha başka şeyler var muhakkak. Orhun'un birkaç senedir hemşire hatasıyla yaşadıkları mesela. Neyse ki iyi şu an. Nihayet. Çok şükür. Tüm o süreçte kendimi tuttum ancak "Oğlumu o hastaneye ben götürmüştüm" düşüncesi hep yokladı. Var olan endişeler arttı. Bir yandan "Oğlumun üzerine çok titriyordum, hayat bana bunu biraz gevşetmem konusunda bir ders verdi" deyip kendimi değiştirmeye çalıştım. Gittim, geldim. Şu hayatı psikologluk olmadan tamamlamayı çok isterdim ancak adım adım o yöne doğru gittiğimi hissediyorum:) En azından bunun bilincindeyim. İşler iyice sarpa sararsa asla gocunmam, bir bilene danışırım. Kendi kendine mücadele yoruyor insanı. En önemlisi çevresindekileri de yoruyor. Ve çevremdekileri yormak hiç ama hiç istemediğim bir şey. Bu ayrıca incelenmesi gereken bir takıntım. Zaten vardı, her yaşanan bunu arttırdıkça arttırdı. Yetmezmiş gibi 100 yılda bir yaşanan salgına denk gelindi. İnanın kendi adıma ölüm korkusu değil beni etkileyen. Şu virüs başkalarını da etkilememize sebep oluyor ya. İşte o bitirdi beni. Şahsi olarak hiçbir zaman hiçbir şeyden korkmadım. Ama sevdiklerimi zarara uğratma korkusu zaten varken, mevcut durum bunu katladı. Çözüyorum kendimi çözüyorum da tedavide zorlanıyorum:) Anlatırken ben şiştim, umarım kimseyi de şişirmemişimdir. Anlatmak, çözmeye çalışmak, espriyle yaklaşmak iyidir. İçime atıp surat asmıyorum en azından. Özünde kendisiyle barışık bir insanım. Bu da teselli olsun.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Ben çok titiz bir insan değilim ama bu süreçte dışardan gelen her şey sabunlandı diyebilirim beni ençok bu yordu alış veriş poşetleri daha eve gelirken sıkıntısı başlıyor bende. Biran önce bitse daraldım cidden. Hülya
YanıtlaSilAh, ah! Normal zamanda da yıkardım şimdi daha bir dikkatli yıkıyorum. Eskisinden farkı, şimdi daha tedirginim:) Tehlike geçince bu psikolojiden çıkmayı başarırız umarım.
SilTeşekkürler...
Ben de anlam veremiyorum bu kadar rahatlık niye. Sonuçta virüs tam anlamıyla bitmiş değil ki..
YanıtlaSilYok bence kimseyi şişirmedin. Anlatmak, yazmak için de tutmakdan iyidir.
Endişelerinde haklısın bir çok insan da var. Olmayanlar da dışardaki o rahat dolaşanlar.
Bence hiç bir şey için kendimizi suçlamalıyız. Sonuçta biz öyle olsun istemedik değil mi ?Tedbirlerimizi aldıktan sonra artık gerisi tevekkül.
Güzel sağlıklı günler diliyorum..
Tevekkül önemli ama işte en sevdiklerin söz konusu olunca onu yakalayamıyorsun genelde. Bu konuda çalışmalarım sürüyor:)
SilRahat insanlar diğerlerine zarar vermesin, ancak onu dileyebiliyorum artık.
Çok teşekkürler, ben de sağlıklı günler dilerim...
Anlamamak hak ermemek elde değil. Çok gezen yay burcu kadını olarak ben de kendime şaşmaktayım. 3,5 ay oldu hiç bir yere gitmiyorum neredeyse. Hiç toplu taşıt aracına binmedim. Markete bile gitmedim neredeyse. Gariptir hala evde sıkılmadım.
YanıtlaSilHayırlısı bakalım.
Çok seyahat edenlerin bu süreçte daha bilinçli olduğunu gözlemledim ben. En azından çevremde. Örneğin normal şartlarda yılın şu zamanına kadar 3-4 ya da daha fazla sayıda seyahat yapmış olabilecek insanlar şikâyet etmeden hâlâ evdeler. Ki doğrusu bu. Evde sıkılmamak gibisi yok şu günlerde Tülin Hanım:) Sağlıkla kalın. Sevgiler...
SilBen de sağlık konusunda normalde rahatımdır doktor ameliyat falan hiç korkmam ama bu virüs ciddi olarak sarsti beni kimsenin bir şey bilmemesi en cok
YanıtlaSilÇevremizdekiler etkilenir korkusu sarsıcı. Bilinmezlik de öyle. Ama geçecek.
SilSağlıklı günler diliyorum.
Biraz sıkıntılı bir durum i ama herkesin yapısı ve salgın olayını karşılaması farklı oldu. Ben de dışarı atamam hep içimde tutarım ,iyi görünmeye çalışırım.BU da ayrı dert oluyor,başka şekillerde rahatsızlıklar yaratıyor. Bizde dışarda henüz hiç yemek yemedik ama çocuklar çıkıp gezmeye başladılar. AVM ye hiç gitmedik, bir sürede gideceğimi sanmıyorum.Tedirginlik duyuyorum ama aklıma geldikçe iyi şeyler düşünmeye çalışıp,konudan kendimi uzaklaştırıyorum. Çünkü eşim hastalık başladığından beri ,4 aydır tüm belirtileri dönem dönem kendinde var sanıp, evhamın dibini yaşıyor.Ben de mecburen onu teskin edip sakinleştirme adına olayı hep bizden uzak gibi gösteriyorum. Böylesi de sakıncalı belki.Zor zamanlar gerçekten, kurallara uyup,
YanıtlaSiltedbirlere uyup, dua edicez galiba ,başka yapacak bir şey yok gibi duruyor.
Çok fazla takmamaya çalış,iyi ki ailelerimiz var.
Sevgiler.
Alışveriş merkezine gitmek zorundaydık. Çabuk halledip dönmeye çalıştık. Epeyi boş ve temizdi zaten. Bir klima düşündürüyor işte. Belki onu da açmamışlardır, pek soğuk değildi. Alışveriş merkezinde 65 yaş üstü büyüklerimiz çoğunluktaydı:) Böyle böyle aşacağız. Hiç çıkmadan da olmuyor. Gerektikçe çıkmak lâzım. Hadi biz böyle yapıyoruz da boş boş dolaşan o kadar çok genç erkek var ki. O kafelerin, mağazaların önünde toplaşıp sigara içiyorlar bütün gün. Bence kesinlikle ceza yazılmalı ama polis de göremiyorum ortalıkta. En azından yaşadığım yerde.
SilEşini rahatlatma çabanı anlıyorum. Kadınlar bir de evin psikologu görevini üstleniyorlar, olan kendilerine oluyor:)
Çok fazla takmamaya çalışıyorum ama işte acaba öyle oluyor mu emin değilim. Bunların geri dönüşü endişelendiriyor beni. Hemen değil ama belki yıllar sonra ortaya çıkabilir vs. Neyse... Bunu da halledeceğiz:)
Sevgiler Mahtap. Sağlıkla kal.
Çok özür dilerim kelime hatası olmuş. "Sevgiler Mehtap..."
SilSeni rahatsız edecek bir seviyedeyse neden destek almayasın ki Sezercim. Kardeşim de çok panik oldu, psikologla internet üzerinde seans yaptılar. Bir de sakinleştirici ilaç içmeye başladı. Çok işe yaradı. Şimdilerde daha rahat.
YanıtlaSilİşte niye almayayım ki? :) Ama şimdi değil:) Birikim ileride sorun yaratabilir, onu hissediyorum. Yaşla birlikte zaten artan endişelerimiz oluyor, geçmişten gelen takıntılarla birleşen bu salgın çığ etkisi yaratabilir. Hayırlısıyla bitse şu tehlike, normal düzene geçsek göreceğiz, durum değerlendirmesi yapacağız ama o da olmuyor henüz. Sabretmeye devam.
SilÇok teşekkürler Handancım. Sağlıkla kal.
Ah Sezercim yazıyı ben yazsam bu kadar olurdu, Yengeç burcu değilim ama bir Yengeç doğurdum :) Ya o kadar korkutuluyoruz, üstümüze o kadar doğru-yanlış bilgi boca ediliyor ki biraz endişeli bir yapıya da sahipsek aksi olması mümkün değil. Bir de etraftakilerin aldırmazlığı tuz-biber ekiyor. Acaba onlarınki mi doğru diye düşünüyorum bazen, karşı apartmanımızdaki 5 dairenin ailesi adeta toplu yaşam sürüyorlar, bahçede sabahlara kadar yiyip içip sohbetler, kaldırımda oturma muhabbetleri, okey-tavla partileri gırla, çocukları dersen kim kimin çocuğu ayırmak mümkün değil, her an birliktele, sokaktalar. Eh 3,5 ay oldu haçbirinde en ufak bir hastalık belirtisi yok. Ben ise karşı dairedeki komşumun yüzünü 3,5 ayda bir kere balkondan gördüm, kadının annesi ölmüş ondan bile haberim yok, o derece, alt katta yiğenler oturuyor, çocuklar bayramda merdiven başından kutlayıp gittiler. Hangimizinki doğru bilemedim. Şimdi haftaya Ankara var, çocukları görme konusu kafamı kurcalayıp duruyor ama müthiş özledim, ben temizim nasılsa, eh onlarda varsa bende de olmasında sakınca yok ne yapayım diyerek göreceğim valla, torun burnumda tütüyor. Öyle takmışım ki gece rüyamda toplu taşımayla bir yere gittim, ineceğim durağa gelmeden inip doğru hamama yollandım, düşün artık :)))) Tez bitsin bu günler diyerek ben de yorumu bitireyim, zira post kadar oldu. Çok sevgiler canım...
YanıtlaSilBizim yan site de aynı şekilde:) Hâttâ daha kalabalıklar. 23 Nisan'la başladılar, en son babalar günü olmak üzere bütün özel günleri kutladılar. İlk günden beri çardak altında sohbetteler, çocuklar devamlı dışarıda. İyiler ama maşallah:) Büyük şehirlerden diğer şehirlere giden çok olunca hasta sayısı dağılım gösterdi. Etkisi de hakikaten biraz azaldı sanki. Şu ara çocukları görmek için daha uygundur belki. Sonbaharda millet hapşırmaya öksürmeye başlayınca yine bir artış olabilir zira. Biz annemle ve kardeşimle çok sık olmasa da görüşüyoruz. Kardeşim Temmuz'da haftada 2 gün işe gitmeye başlayacak. Doğduğundan beri yeğenimle annem ilgileniyor. Yine beraber olacaklar mecburen. Böyle durumlar da var. Mümkün mertebe dikkat edip yapılması gerekenleri yapacağız. Sorumsuzlar kadar olmasa da çok az gevşememiz lâzım galiba:)
Silİnanmazsınız ben her gün covidli rüyalar görüyorum:) "Her gün görülür mü ya?" diye diye uyanıyorum. Alıştım artık:)
Sizin çocuklar dikkatlidir zaten, sağlıkla gidin görün torununuzu. Çok öpüyorum. Sevgiler... Sağlıkla kalın.
Bir de beni düşün ; iki burcun çatışması halinde ki
YanıtlaSilruh. Balık burcum, yükselen aslan. Balık zaten mimli sırf
depresif, kafayı yemeye yatkın. aslan sorma. ben de oturup olmamış
senaryolar üretiyorum. salgının biteceğini sanmıyorum, daha da
kötü olacak diye bekliyorum, canım bir şey yapmak bile istemiyor sonra
aslan tarafım başlıyor iyice vurdumduymaz olup
aman ne olacaksa olsun deyip dışarı atıyorum kendimi..
Balık- Aslan da zormuş:) "Çık, gez, sosyalleş" yay tarafım, "Ev güvenli, sen sevdiklerine iyi bakmalısın" yengeç tarafım:) Bir de yaylar özgürlüğüne düşkündür. Şu anki kafese kapatılmışlık hissi hiç iyi gelmiyor. Dediğim gibi "onu yıkadım bunu yıkadım, aman gezemedim vs." gibi maddi şeyler değil konu. Hissiyat fena. Kafada dönen bin bir düşünce yoruyor insanı. Bakalım neler olacak? İyisi olur umarım. Sevgiler Buket. Sağlıkla kal.
SilBen de sizinle aynı düşünceleri paylaşıyorum. Tabi ki anormal olmayalım ama anormal bir süreçten geçiyoruz. Dolayısıyla da bu sürece uyum sağlıyoruz yani şu an ki duruma uygun davranıyoruz. İnsanların hiç bir şey olmamış gibi bir anda normal hayata geçmesi beni çok şaşırtıyor. Arkadaşlarımın çoğu akşamları dışarda yemekte, bir kısmı spor salonunda, bir kısmı da plajlarda...İnanamıyorum...
YanıtlaSilİçlerine siniyor demek ve buna enteresan geliyor. Ne diyeyim, umarım onlar haklıdır.
SilSevgiler Gamze... Sağlıkla kal!
ay rahatla artıık, kimse takmıyo artık yaa, maske ve yaklaşmamak insanlara yeterli, herhalde kasım da tamamen bitcekmiş, bilim kurulu öyle diyoooo :)
YanıtlaSilİstanbul'da sokağa çıkınca yaklaşmamak mümkün değil:) Takmayanlar yüzünden vaka sayısı 1000'in altına inemiyor bir türlü. Dilerim biter kasım ayında, ne diyeyim?
SilSağlıkla kal deep...
Tedbirleri aldıktan sonra takdiri ilahi başka elden ne gelir ki, tedbirlere uymayanlara gelince çevrenizde varsa en azından görüp yarın ona göre davranırsınız çünkü tedbiri sadece kendimiz için almıyoruz. Tabii takıntı haline getirmemek lazım, çok fazla panik olmak insana hata yaptırmaktan öte bir şey sağlamaz.
YanıtlaSilHaklısınız. Sağlıkla kalın!
SilBu yazınızı şimdi okuyabildim, sorun "neyi nasıl yaptığınız" değil, sorun altında yatan tedirginlik ve siz bunu çok güzel ifade etmiş, çok güzel yakalamışsınız kendinizde. Fakat eğer endişeler sizi bunaltıyorsa neden bir danışmanlık almayasınız ki :) Bu dönemde çoğumuz başka bir gözün gördüğüne, başka bir ağızdan çıkana açız, hele bu işini bilen bir uzmansa...
YanıtlaSilBen açık söyleyeyim hem geçirdiğimden (hoş yeniden olmayacağının garantisi yok elbet) hem de sanırım bu süreçte doğru kanalları takip ettiğimden pek endişeli değilim. Yani açık söyleyeyim, geçirmiş bile olabilirsiniz, çoğunluk farkına varmadan geçiriyor özellikle vaka sayısının yoğun olduğu şehirlerde. Ya da bizler gibi orta düzeyde rahatsızlıklarla geçirirsiniz.. Ya da - çok nadir - ağır geçirirsiniz ki onda da şu an hem vaka sayısının azlığı hem de yapılan müdahalelerin yetkinliği inanın çok gelişti, gerçekten işe yarayan ilaç kombinleri var artık. Çok çok çok nadir olarak da evet malesef ölebilirsiniz ama Allah korusun, yarın birimizden birine araba çarpmayacağının garantisi var mı? yani ben ne zaman pandemi konusunda endişelensem diyorum ki kendime, istatistiki düşün.
Maske kalabalık kentlerde şart, takıyorsunuz. Mesafe önemli, alıyorsunuz. Hijyen kurallarına anladığım kadarıyla fazla bile uyuyorsunuz. Siz elinizden geleni yapıyorsunuz.. Endişelenmeyin. Kendinizi suçlayacak bir konunuz yok.. Virüs sizden uzak dursun. Bol şans :)
Tedbirleri alıp, doğru kanalları takip ettiğim halde ve gün içinde fazla tedirginlik duymamama rağmen içten içe yoklayan, tetiklenmesi muhtemel durumlar endişelendiriyor beni. Mesleğiniz gereği anlıyorsunuzdur:) Bakacağım artık. En azından bilincindeyim:) Çok teşekkürler, sevgiler... Sağlıkla kalın!
Sil