16 Aralık 2019 Pazartesi

MÜZİK TARİHİNDEN ALTIN BİR YAPRAK

    12 Aralık akşamı Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nın bir konserindeydik. Her sezon, orkestranın -hepsine olmasa da- birkaç konserine muhakkak katılmaya çalışıyoruz. Bu son konserin programı biraz farklıydı. Bu kez müzisyenlere İlber Ortaylı konuşmacı olarak eşlik ediyordu. "Müzik Tarihinden Altın Bir Yaprak" isimli konserin konusu Avusturya ile Türkiye arasında diplomatik ilişkilerin başladığı 1791 yılı ile Ankara'da Avusturya Büyükelçiliği'nin  kurulduğu 1935 yılları arasını kapsıyordu. Sözü geçen zaman diliminden, Orta Avrupa'dan ve Türkiye'den besteciler ve eserler seçilmişti. Sevdiğimiz tarihçimiz 
İlber Ortaylı ile klasik müzik takipçilerinin çok sevdiği orkestra şefi Sascha Goetzel bu eserler üzerinden kısa kısa müzik ve genel tarih söyleşisi yaptılar. Borusan Filarmoni'nin 2008 yılından bugüne sanat yönetmenliğini ve sürekli şefliğini yapan Sascha Goetzel'in Avusturyalı oluşu konuyu daha bir anlamlandırıyordu. Ve güzel bir katkı da Dorothea Roschmann'dan geldi. Grammy ödüllü bir sanatçıyı dinlemek her zaman karşılaşılan bir şey değil. Konserde yer alması mutlu etti. Roschmann, önemli bir senfoni bestecisi olmasının yanı sıra şarkıları da olan Gustav Mahler'den eserler seslendirdi. BİFO müzisyenleri yine çok iyiydi. Programda Muzika-ı Hûmayun'un başında görev yapan Donizetti Paşa'dan Mozart'a, Ahmet Adnan Saygun'dan Haydn'a, Franz List'ten Ferit Tüzün'e ve diğerlerine kadar uzanan önemli besteciler yer alıyordu.
    Bir tek şey dışında her şey güzeldi. O da İlber Hoca'nın sesinin çok az duyulması. Sakin bir konuşma tarzı olduğu malûm. Buna göre bir teknik düzen oluşturulmalıydı. Öndeki birkaç sıra haricinde duyma problemi yaşandı. Ara ara duyduğum kelimeleri anlatılanlara dair bildiklerimle birleştirip kendimce toparlamaya çalıştım. Örneğin İlber Hoca'dan "Franz List Türkler'i ve İstanbul'u çok severdi" dediği an gerisini anlamasam da bestecinin İstanbul seyahatini düşündüm. Konser, benim için müzik arası böyle beyin fırtınasıyla geçti:)
    Sascha Goetzel yine enerjikti, sempatikti. "Biz Avusturyalılar ve Türkler" diyerek yakınlık mesajları verdi. "Hepimiz eğlenmeyi severiz, sıcağız" gibi söylemlerde bulunup benzerlikler kurmaya çalıştı ama açıkçası kendisine katılamadım. Evet, Viyanalı şef belli ki sıcak bir insan ancak iki kez bulunduğum Viyana'da gördüklerim onun tam tersiydi. Kesinlikle soğuk ve ukâlâ insanlar olduklarını düşünüyorum. Belki bana öyle denk geldi ama başka hiçbir ülke insanı için böyle düşünmedim. Hem birçok biyografi ve anı kitabında da bunun böyle olduğunu defalarca okudum. Örneğin konserin konusunu kapsayan tarihler arasında özellikle sanatçılar için hiç de kolay bir ortam yokmuş. Mozart'a az çektirmemiş Viyanalılar.

    Efendim, yazının tek görseli konserin hemen öncesinden. Sohbet köşesinin hoşluğunu göstermek için çektim. İlgilisine, tekrarı olursa kaçırmayın derim. Bir sonrakinde ses sorununa dikkat edilir diye düşünüyorum. Ve sayın okuyucu! Satırlarıma Dorothea Roschmann'ın konserde seslendirdiği, 
Gustav Mahler'in "Güzelliğim İçin Seviyorsan Beni Eğer" şarkısının sözleriyle son veriyorum. 
Müzikle kalın, sanatla kalın!

                                 Güzelliğim için seviyorsan beni eğer,
                                 Ah! Sevme beni!
                                 Güneşi sev,
                                 Onundur en güzel sarı saçlar.

                                 Gençliğim için seviyorsan beni eğer,
                                 Ah! Sevme beni!
                                 İlkbaharı sev,
                                 Gençtir o her sene.

                                 Zenginliğim için seviyorsan beni eğer,
                                 Ah! Sevme beni!
                                 Deniz kızını sev,
                                 Parlak incileri vardır onun.

                                 Aşk için seviyorsan beni eğer,
                                 Ah! Sev beni!
                                 Her zaman sev,
                                 Seveyim ben de seni sonsuza dek.






19 yorum:

  1. Güzel bir paylaşım. Şiir de pek manalı. Teşekkür ederim paylaşımın için.

    YanıtlaSil
  2. Farklı ülkelerin kültürel etkileşim içinde olmalarını böyle güzel sanat olaylarına yol açıyor.Ne güzel...

    YanıtlaSil
  3. İlber Ortaylı'nın burada bir söyleşisine gitmiştim ve ön sıralarda olmama rağmen ben de duymakta güçlük çekmiştim. İlber Hoca'nın tüm söyleşilerinde böyle bir sıkıntı oluşuyor demekki... Şimdi seni okuyunca bu kanıya vardım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kendine has konuşması var ya sakin sakin. Ona göre düzenleme yapmalılar. O kadar emek veriliyor, yazık.

      Sil
  4. oo ne güzel yaa, klasik müzik konserlerine bayılırım. yakınlarda mahler senfonisi dinlemiştim. maşallah ne zenginmiş içerik :)

    YanıtlaSil
  5. Ne güzel bir konserde bulunmuşsun Sezer. Yazmasaydın fotoğrafa bakıp şaşırmıştım, ne kadar az katılım olmuş diye:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konser güzeldi Semi. Katılım yüksekti, biletler önceden tükenmiş. Aman yanlış anlaşılmasın konserde asla telefonumu çıkarmam. Seyirciler yerleşirken cektimz:)
      Sevgiler, öpücükler Semi...

      Sil
  6. Sohbet köşesi ne kadar güzelmiş gerçekten, harika bir etkinlik olmuş gibi :))

    YanıtlaSil
  7. Çok istediğim bir konser :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım bir dahaki sefere denk gelir Tülin Hanım:(

      Sil
  8. gerçek sanatı dinleyince , günümüz şarkıları nası da batıyor insana dimi

    YanıtlaSil
  9. ivit baktım programa, andante dergisinde var aylık program. yaşasın konserler :) ay bi rahmaninov olsa da yesek suzan hihihi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Program güzel, konserler yaşasın ama bütçe ayırmak gerçekten zor. Sinema ,tiyatro,konser çok istediklerimizi seçebiliyoruz ancak:)

      Sil
  10. Ne güzel olmuş. Klasik müzik vazgeçilmezm Avusturya da klasik müziğin önem verildiği bir ülke.

    YanıtlaSil

Yorumu olan?