6 Kasım 2019 Çarşamba

iSTANBUL KİTAP FUARI ALIŞVERİŞİM...

    Geçtiğimiz pazartesi günü TÜYAP'a İstanbul Kitap Fuarı'na gittim. Belli ki bu sene fuarın tadı tuzu yok. Günlerden pazartesi olduğunun farkındayım. Yani en tenha olabilecek gün. Fakat daha önceki yıllarda da hafta içi akşamüzeri saatlerinde ziyaret etmişliğim var ve ilk defa bu kadar tenha olduğunu görüyorum. Yayınevlerinde de bir azalma var sanki. Ve imza etkinliklerini incelediyseniz bu sene birçok yazarın fuara gelmeyeceğini görmüşsünüzdür. Bana kalırsa bu sene keyifsizliğin neden ekonomik. Her şey gibi kitaplar da pahalı. Devamlı kitap alan bir okur olarak artışı minimumda tutmaya çalıştıklarının farkındayım fakat ister istemez artan fiyatlarla cebimize giren paranın artışı aynı oranda olmayınca alım gücümüz düştü. Birkaç yıl önce o fuardan poşet poşet kitapla çıkardım. Kuşe kağıda basılı sanat kitapları, Orhun'un çizgi romanları vs. gibi daha lüks alımlar da cabası. Şimdi aynı şeyi yapamıyorum. Çok istiyorum, aklım kalıyor ama abartmadan alış veriş yapıyorum. Çoğu kişinin aynı durumda olduğuna eminim. Eskiden bir de fuarda çok iyi indirimler olurdu. İndirimlilerin içinde şahane kitaplar vardı. Şimdi yok. 10 lira diye ayırdıkları kitapların içinde alacak bir şeyler bulamadım. Sahaf tarafından 10 liraya bir roman aldım ki onlar da geçen sene 5 liraydı. Geçen sene sahaftan 5 liraya çok güzel kitaplar almıştım. Ha şöyle bir durum var tabii, hafta sonu yine 5 liraya inebilir. Fakat bu sefer o zamana kadar seçenek azalıyor. Katılımcı yazar az olsa da umarım önümüzdeki hafta sonu eski şenlikli hava yakalanır. Umarım yayıncı da kazanır, okur da kazanır. Hafta sonu fırsatım olursa belki bir kez daha uğrarım. 

    Bu alışverişimde hangi kitapları aldığıma gelince... Okuyan arkadaşlarla fikir alışverişinde bulunmak iyidir. 
Az sayıda da olsa paylaşmaya değer kitaplarımdan bahsetmek isterim.
      Şule Gürbüz'den sadece Kambur'u okudum. Tüm romanlarını okuma isteği veren bir tat aldım. Kambur'dan sonra sıra Coşkuyla Ölmek'te. Şule Gürbüz sessiz ama güçlü bir edebiyatçı. Favori yazarım Hakan Günday'a hangi yazarın kitaplarını sevdiği sorulduğunda her seferinde Şule Gürbüz'ün ismini verir. İlber Ortaylı son kitabı 
Bir Ömür Nasıl Yaşanır'da Şule Gürbüz için şunları söylüyor: 
    "...Musiki ve felsefede tecrübesi olan birini, Şule Gürbüz'ü anmadan geçemeyeceğim. Gürbüz, bizim muhitimizin sessiz ama çok aranan bir aydınıdır; medyayı da kullanmaz. Kullansa belki çok çekici konuşmalar da yapacaktır. Yazdıkları arasında Zamanın Farkında, Öyle miymiş?, Akıl Yoktur: Ne Yaştadır Ne Başta, Coşkuyla Ölmek, Kambur'u sayabiliriz. Dikkat ettiğiniz zaman renkli ve etkili bir Türkçedir; üslubuyla Hüseyin Rahmi'yi, Ercüment Ekrem'i, Ahmet Rasim'i andırır ama bunun çok ötesine geçmiştir. Adeta o ekolün yazarlarından biridir. Şüphesiz ki dünya görüşü itibariyle de kendi asrını temsil eder. Gözlemleri zengindir; Avrupa'yı içinden, diliyle yaşayarak tanımış; diplomasını almıştır. Şarkın musikisini ve sanatlarını da bilir. Bir yandan da bir çello üstadıdır. Şule Gürbüz; genç nesilde umut veren, yeniliği arayıp ona yaklaşanlardandır". 
    E daha ne olsun? Popüler değil ama kitlesi var. Şule Gürbüz okunur. 


    Amin Maalouf yeni kitap çıkarmış da ben okumaz mıyım? Uygarlıkların Batışı deneme türünde. Günümüz devletlerine dair yazılardan oluşuyor. Fikrine değer verdiğim isimlerin denemelerini zevkle okuyorum, bunu da seveceğime, muhakkak bir şeyler alacağıma eminim. 


        Efendim, tüm romanlarını okumayı hedeflediğim bir yazar daha... Japon asıllı İngiltere vatandaşı, Nobel ödüllü Kazuo Ishiguro. Onun o sakin akan cümlelerini seviyorum. En son okuduğum Günden Kalanlar'da yazar değişen İngiliz toplumunda geleneklerine tutunan bir uşağı anlatıyordu. Bu kitapta değişen dünyaya ayak uydurmaya çalışan kişi ise bir Japon ressam. 


    Bir Türk kadın yazar daha. Buket Uzuner'in seyahat yazılarını çok seviyorum. New York Seyir Defteri'ni okumamıştım. Vakit bu vakitmiş. Balık İzlerinin Sesi ise içinde Romain Gary geçtiği için dikkatimi çekti. Romain Gary ile yeni tanıştım. Ancak henüz bir kitabını okumadım. Fuardan almayı umuyordum fakat bulamadım. Internette araştırdığımda da stokta olmadığını görüyorum. İyice bir bakmam lâzım. Yazarın Emile Ajar ismiyle yazdığı iki kitap ise stokta var. Romain Gary ilginç bir isim. 1914'te Litvanya'da doğar. Önce Polonya'ya göçerler, 14 yaşında annesiyle birlikte Fransa'da bulur kendini. 2.Dünya Savaşı'nda savaş pilotluğu yapar. Savaşın ardından diplomat kimliğiyle görünür. Oyuncu Jean Seberg'le evlenir. Öyküler, romanlar, senaryolar yazar. Başarılıdır. Goncourt Akademisi Edebiyat ödülünü kazanır. Gün gelir eleştirilmeye başlar Gary. Eleştirmenler eskisi gibi yazamadığını söylerler. Gary, bunun üzerine Emile Ajar ismiyle kitaplar çıkarmaya başlar. Emile Ajar eleştirmenler tarafından göklere çıkarılır. Eleştirdikleri kitapların yazarı ile ile övdükleri kitapların yazarı aynı kişidir. Kim olduğu bilinmemesine rağmen Emile Ajar, Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü'nü kazanır. Oysaki bu ödülü iki kere aynı kişinin almaması kuralı vardır. Bak sen şu eleştirmenlerin işine! Romain Gary de kendi hayatına kendisi son veren yazarlardan. Emile Ajar'ın kim olduğunu intihar mektubunda açıklayarak eleştirmenlere müthiş bir gol atmıştır. Hayatına dair daha bir çok ayrıntıyı okuduğum bu ilginç yazarı daha kitaplarını okumadan sevdim. Kitaplarını da seveceğimi hissediyorum. Önce kendisini bir de Buket Uzuner'in satırlarından tanıyalım bakalım.


    Beat Kuşağı'ndan William S.Burroughs'u henüz okumadım ama Jack Kerouac'ı bilirim. İkilinin bu kitabı çok ilginç. Arkadaşlarının işlediği bir cinayeti öğrenen, ancak bunu polise bildirmeyen yazarlar bu suçtan dolayı tutuklanırlar. İşte bu kitap bu gerçek olayın hikâyeleştirilmiş hâli. Aynı zamanda Beat  hareketinin ilk ürünü.



    Fotoğrafta başlık net görünmüyor çünkü kitap 1995 basımı. Bayan Kristof Kolomb'un Keşifleri. Sahaftan aldığım. Kitabın arkasında şöyle yazıyor: "Kristof Kolomb'u bilmeyen var mıdır? Ya onun evlendiği kadını, Dona Felipa Moniz e Perestrello'yu? Bayan Kolomb, ünlü bir adamın gölgesinde kalmış olsa da, dünyayı sonsuza kadar değiştiren keşiflerin keskin bir dille yorumlanışı olan bu anlatı, onun da kaleminden çıkmış olabilirdi". 
İlginç değil mi? Gerçek olaylara dayanan bir kurgu roman. 

    Fuardan bir de kendi yazdığı kitapları satan engelli bir arkadaşımızdan Uykudaki Aşk'ı aldım. Kendisine belki daha önce rastlamışsınızdır. Tekerlekli sandalye kullanmak zorunda olan, yüksek ölçüde konuşma ve hareket engelli bir yazar arkadaş. Erdal Yalçın. Geçen sene de kendisinden birkaç kitabını almıştım ve sanırım birkaç sene önce Haydarpaşa Garı'ndaki kitap festivalinde alışveriş yaptığım arkadaş da yine kendisiydi. Bu fuarda numarasını hatırlamadığım salondan sahaf tarafına geçerken olan ara bölümde duruyor. Çoğu insan tarafından görmezden geliniyor. Bunu önümüzdeki günlerde gidecek olanlar belki destek olmak için kitaplarından birini alırlar diye yazıyorum. Üstte saydığım kitaplardan biri gibi değil belki, çok büyük puntolarla yazılmış incecik bir kitap. Fakat engelli arkadaşımızı hayata bağlayacak değerde. Kredi kartıyla ödemek isteyen için yan taraftaki sahaf arkadaşlar yardımcı oluyorlar. 

    Bu seneki İstanbul Kitap Fuarı alışverişimin özeti budur. Ben de keyifle okuyayım , sizler de keyifle okuyun:) Gidecek olanlara iyi alışverişler efendim...




29 yorum:

  1. Güzel bir bilgilendirme yazısı olmuş.Keyifle oku,kış aylarının en güzel aktivitesi okumak:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Mehtap. Haklısın, kışın battaniye altında okumanın tadı başka oluyor:)

      Sil
  2. Kitap fuarlarını çok seviyorum. Lakin cazip ve internette var olan kampanyaları fuarda görememek beni üzüyor. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eskiden güzel indirimler vardı. Artık internet alışverişi daha avantajlı sahiden. Fuarın güzelliği aklımızda olmayan kitapları tanımak, yazarlarla haşır neşir olmak vs. :) Çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  3. Aldığınız kitapların hepsini keyifle okuyun :)

    YanıtlaSil
  4. Şule gürbüz benim de ne zamandır aklımda. Bu ayki kitap alışverişimi yaptım ama hemen gelecek ay için attım sepete kitaplarından bir tanesini :)

    Keyifle okursun inşallah Sezercim tüm kitaplarını ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İyi yapmışsın Şebnemcim. Çok çok teşekkür ediyorum, sana da keyifli okumalar :)

      Sil
  5. Tüyaba gitmeyi çok arzuluyorum ama fırsat olmuyor hiç.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaman da kısıtlı olunca denk gelmeyebiliyor. Bir sonraki fuara inşallah. Sevgiler...

      Sil
  6. Balık İzlerinin Sesi Uzuner'in en sevdiğim romanıdır. Yine Değişen Dünyada Bir Sanatçı'da çok iyi bir kitaptır. Keyifli okumalar:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şimdi Balık İzlerinin Sesi için daha da heyecanlandım. Çok teşekkürler, sevgiler...

      Sil
  7. Neden ekonomik tabii ki. Diş hekimimi bile ne zaman arasam 3 gün sonraya randevu verir, bekleme salonunda da bir sürü insan olurdu. Şimdi aynı güne randevu, tek tük insan. Yazarlardan çoğunun gelmeme nedeni de bu durumu bilmelerinden olsa gerek. Şule Gürbüz'ü yazdım aklıma. Referansları güçlü:)
    Güzel kitaplar seçmişsin. Keyifli okumalar Eser:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiçbir şeyin tadı yok. İşyerleri bir bir kapanıyor. Alışverişimizden, zevklerimizden kısar hâle geldik ve tünelin ucu da pek ışıklı görünmüyor.
      Şule Gürbüz'ü sen de sevecek misin bakalım?:) Teşekkürler Zeugma, sevgiler...

      Sil
  8. Teşekkürler, Şule Gürbüz'ü çok duyuyorum bu sıralar, listeye eklemenin zamanı geldi sanırım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ediyorum. O zaman size de keyifli okumalar:)

      Sil
  9. kitap fuarına gidenleri kıskanmaktan patlayacağım, gideyim de nadir kitap sahaflarında çevrim içi dolanayım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Fuarda bir başka şehirdeki arkadaşlarına canlı yayın yapanları görmüşlüğüm var:) Akılda kalan bir etkinlik olduğu doğru. Olsun, internette araştıra araştıra alışveriş yapmak da güzel:)

      Sil
  10. "Balık izlerinin Sesi" Buket Uzuner'den ilk okuduğum kitaptı. Uzun süre en sevdiğim yazar olarak kaldı, "Newyork Seyir Defteri"nin bende 2000 yılı ilk baskısı var. Remzi'den çıkmış, spiralli çok hoş bir baskı. O kadar severek okumuştum ki. Lakin artık Buket uzuner okuyamıyorum. Gelibolu'dan sonra uzaklaştım, İstanbullular ile bitirdim ilişkimi. Şule Gürbüz'e ısınamadım ben, iki kitabını okudum ve bıraktım. Yalnız Romain Gary'yi kesinlikle öneririm, ben çok severim. Emile Ajar adıyla yazdığı "Onca Yoksulluk Varken" çok iyidir, adı bile şiir gibi değil mi? İstanbul Kitap Fuarı hep özendiğim bir mekan, bir türlü kısmet olmadı ama bu yıl herkes aynı şeyi söylüyor, Ankara Kitap Fuarı daha da betermiş, kesinlikle ekonomik. Keyifli okumalar diliyor sevgiler yolluyorum Antalya'dan...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aslında Buket Uzuner'in seyahat kitaplarını seviyorum daha çok. Ben de ilk romanlarını istisnasız okudum, sonra biraz uzaklaşmaya başladım. Defne Kaman serisini de arkadaşımdan alıp okumuştum. Bilgisi yüksek, iyi eğitimli bir yazar ve bu kesinlikle anlaşılıyor. Ayrıca belli bir yaşa gelmiş kadın yazarlarımızın cesur, samimi, eyvallahı olmayan insanlar olduklarını düşündüğüm için saygı duyuyorum. Spotify'daki "İlk Sayfası" isimli podcast serisinin yazar ropörtajlarında kadın yazarlar tam söylediğim gibi konuşuyorlardı, erkeklerde ise hep bir kasılma halleri:) Newyork Seyir Defteri'nin ilk baskısı şahaneymiş:)
      Romain Gary'yi yeni tanımanın şaşkınlığı içindeyim:) Tam benlik gibi duruyor. Emile ya da Romain, bulduğumu alacağım.
      Daha keyifli, şenlikli bir fuar zamanında gelirsiniz umarım. Gerçekten oldu mu güzel oluyor. Benim evim de yakın, seve seve misafir ederim:)
      Çok çok teşekkür ediyorum, benden de kocaman sevgiler...

      Sil
  11. Keyifle oku kitaplarını. Gençken tüyap kitap fuarında çalıştım yıllarca. Tepebaşındaydı o zaman. O atmosferde bulunmak bile güzeldi 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karşılaşmışızdır o zaman:) Çocukken ailemle giderdim, uygun yaşa gelince kendim gitmeye başladım. Önce Tüyap, sonra Beylikdüzü. Dediğin gibi o atmosferde bulunmak bile güzel. Çok teşekkür ediyorum Derya.

      Sil
    2. "Önce Tepebaşı" olacak o :)

      Sil
  12. ne güzel kitaplar/yazarlar almışsınız, bilhassa Şule gürbüz sevilesi, fuara gitmiyorum sanırım eski zevki almak bir yana yeni kitap almadığımdan sebep. Zira elimde +150 yıl yaşasam ancak bitireceğim kadar kitap var, okuyamama ya da okumaya zaman bulunamam gibi haller var, keyifli okumalarınız olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim. Ben istikrarlı gidiyordum, elimde okunmadık kitap yoktu ama şu sıra ben de birkaç aylık biriktirdim:)

      Sil
  13. Romain Gary/Emile Ajar genelde Agora Kitap baskısı çok ucuza bulmuştum, linkleri de yazıp işgüzarlık edeyim :) Bazı yerlerde abartı fiyatlar var.
    https://www.idefix.com/yazar/Emile-Ajar/s=218006
    https://www.babil.com/arama?q=Romain+Gary
    https://www.babil.com/arama?q=Emile+Ajar
    https://kidega.com/yazar/emile-ajar-111745
    https://www.dr.com.tr/yazar/Emile-Ajar/s=218006
    Şule Gürbüz'ü Bağdat caddesinde dolaşırken ara sıra görüyorum.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  14. Estağfurullah, işgüzarlık olur mu hiç? :) Burada paylaşmak çok önemli ve güzel. Bazı sitelerde stokta olmadığı yazıyordu ama ilk alışverişimde tekrar bakacağım. Çok teşekkür ediyorum. Sevgiler...

    YanıtlaSil

Yorumu olan?