4 Aralık 2012 Salı

SEMİ'YLE BULUŞTUUUK!

 
    2009 yılında "kimse okumazsa ben okurum" diyerek açtım bu blogu. Gerçekten de benim için öncelik okunmak değil, yazmaktı. Unutmak istemediğim olayları, bilgileri, gezileri, fotoğrafları zamana kaydedecektim. Öyle de yaptım. Kendi kendime takılıyordum. Yaklaşık olarak 5-6 ay önce keşfettim blog dünyasının ayrı bir alem olduğunu. Ve aslında ne kadar keyifli olduğunu... O zamandan beri daha aktif kullanıyorum sayfamı. Okuma ve okunma oranım, paylaşımlarım arttı. Ama en güzeli... Çok tatlı insanlar tanıdım bloggerlar dünyasından. Bir çok kişiyi takip ediyorsun, oradan oraya atlarken pek çok yazı okuyorsun, yorum yapıyorsun, senin yazılarına yorumlar geliyor, okunuyorsun. Ne hoştur ki eninde sonunda kendi kafana, yaşına, yaşantına uygun bir grubun içinde buluyorsun kendini. Mesafe olarak uzak, ama aslında birbirine yakın yürekler çekiyorlar birbirlerini. Böyle olabileceğini, blog üzerinden arkadaşlıklar kuracağımı hiç  düşünmemiştim açıkçası. Ama oldu. Birkaç arkadaş kafama uydu, gönlümü çaldı:) 
    İşte bu arkadaşlardan biriyle buluştuk geçtiğimiz perşembe günü. Blog aleminin Mutlu Eller'i Semi'yle buluştuk. Çok samimiyim, uzun zamandır tanışıyormuşuz gibi hissederek sarıldık, gezdik, sohbet ettik. 

    
    Neler mi yaptık? Daha önceden kararlaştırdığımız gibi 1.İstanbul Tasarım Bienali'nin ana mekanlarından biri olan İstanbul Modern'de "Musibet/Büyük Dönüşüm Ekseninde, Tasarımda Bağlam ve Anti-Bağlam'ın Estetizasyonu" isimli sergiyi gezdik. Oradan Bienal'in bir diğer mekanı olan Galata Rum Okulu'nda yer alan Adhokrasi isimli sergiye geçmeden önce meşhur Karaköy Lokantası'nda lezzetli bir yemek eşliğinde lezzetli sohbetler ettik. Annelik ağır bastı, en çok çocuklarımızdan konuştuk:) Hatta Karaköy'deki Kağıthane'ye uğrayıp, evde bizi bekleyen kuzulara defter, kitap ayracı vs. almayı ihmal etmedik. Sonra ver elini Galata Rum Okulu. O eski binanın hüzünlü atmosferinden etkilendik. Ama yepyeni ve farklı tasarımlar da bir o kadar cezbetti bizi. 
    Semi'nin dönüş için bineceği feribotun saati yaklaşırken biraz daha sohbet edebilmek ve yorgun ayaklarımızı dinlendirmek adına Galata Rum Okulu'ndaki ziyaretimizi sonlandırdık. İskelenin karşısındaki Kahve Dünyası'na daldık. Kahvelerimizi içip, biraz daha muhabbet edip, tekrar buluşma kararıyla günü sonlandırdık. Semi'yi Bursa'ya uğurladım. Ben de yeni bir dost kazanmanın keyfiyle evime döndüm. Çok güzel bir gündü. Çok mutlu oldum. Yeni dostlar edinmek, onlarla güzel anılar paylaşmak çok önemli. Hayatı yaşanılır kılan, hoşluk katan anlardır bunlar. (Birkaç arkadaş daha var görüşmeyi istediğim. Mesela birisi çoook uzakta:) A harfi ile başlayan bir yerde:) Umarım onunla da buluşuruz.)       
     
 
     Ben Semi'nin fotoğrafını çektim, o benimkini çekti ama beraber fotoğraf çektirmeyi hep unuttuk. Son anda aklımıza geldiğindeyse aceleyle çektirdiğimiz vatandaş bu işi beceremediği için 1 adet titrek fotoğraf var elimizde:) Bir sonrakine artık...
    Bu arada... Tasarım Bienali 12 Aralık 2012'ye kadar devam edecek. Çok başarılı ve keyifli çalışmalar var.  Görmek isteyenlere, isteyip de henüz ziyaret etmeyenlere ya da "Aaaa!Tasarım Bienali mi varmış" deyip ilk defa duyanlara hatırlatırım, tavsiye ederim. Ben bu yazıda Bienali anlatmaktan kurtuldum. Çünkü az önce gördüm ki Semi bu konuda çok güzel bir post hazırlamış. Sizleri hemen oraya yönlendiriyorum efendim:) Semi'nin Yazısı
(Ebru Salah'ın ve Aydan Çelik'in çalışmalarına dikkat. Bayıldım her ikisine de.)
   

9 yorum:

  1. Olacak guzelim o da olacak :-) Inanin ben oradaymisim gibi mutlu oldum bu bulusmaya, ne guzel bir gun gecirmissiniz :-) Ne kadar entel/kuntel bir gezi olsa da yaramaz cocuklar gibi gorunuyorsunuz ikinizde :-))))

    Soyledigin kisilere ayrica bakiciiim bu arada :-)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzeldi valla, gün yetmedi. Seni de andık zaten Başakım:)

      Sil
  2. Sen de güzel toparlamışsın. Ben bienali yazmaktan sonlara doğru bitsin diye buluşmaya çok yer ayıramadım. Yazılarımız birbirini tamamladı:)))
    Seni tanıdığıma çok sevindim. Bir sonrakini gene organize edelim, birkaç kişi daha gelir belki:)
    Çok öpüyorum seni, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de tamamladı birbirini:)
      Organizasyonlara açığım her zaman:)

      Sil
  3. Ne güzel bir bulusma olmus. Özendim!

    Bak "a" harfiyle baslayan biryerde olan ben de varim , hatirlatirim:)

    Cok hayirsizim son zamanlar, biliyorum ama hala daha sevkim kirik blogumla ilgili. Bakalim nezaman canim isteyecek orada yazmaya...ama yazacaklarim birikmis olur bu arada hem, iyi olur:)

    Cok selamlar, öpüyorum Sezer'cim.

    YanıtlaSil
  4. Ayşeciiim, çok sevindim yorumunu görünce. Daha dün baktım bloguna biliyor musun? Belki yazmıştır dedim. Ayrıca o "A" harfinde sen de aklıma geldin ama dedim "ortalarda yok ki":))) Mesaj mı atsam diye düşünüyordum adresini kaybetmişim.
    Senin blog herkese açık olsaydı bence çok daha aktif olurdun çünkü çok okunulası yazıların var, samimisin, akıllısın. Tercih senin tabi. Unutturma kendini. Çoooook öptüm.

    YanıtlaSil
  5. hoş bişi yapmışsınız.
    bursalı blogçular zaten pek samimiler ne güzel, antalyalılar da.
    :)

    YanıtlaSil
  6. önce Semi'nin sonra sizin blogunuzu okumaya geldim.semi'nin aracılığıyle güzel,okunası,keyifli,dolu dolu,içerikli,gönlüme aklıma uygun bir blogla tanıştım.Takibinizde kalacağım.Sevgiler:-))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim:) Fark ettim takibe aldığınızı, ben de sizin bloga bakıyordum şimdi:)

      Sil

Yorumu olan?