Beyoğlu Pera Müzesi'nde "Altın Çocuklar, 16-19.yy Avrupası'ndan Portreler" sergisini gezdim. İstanbul'da kar yolları kapatmadan 1 gün önce... Hava hafiften bozmaya başlamışken müzenin sıcak ortamında İspanya'dan gelen çocuk portrelerini seyretmek, ardından yine aynı mekanın kafeteryasında nefis bir dilim pastanın yanında likörlü kahvemizi yudumlamak çok iyi geldi. Çok sevdiğim dostumla sohbet de cabası...
İşin keyif kısmını bir yana bırakıp sergiye gelecek olursak... Efendim sergi 16-19.yy Avrupa kraliyet aileleri ve aristokrat sınıfına mensup çocukların portrelerinden oluşuyor. Ülkemize İspanya'dan, Yannick Vu-Ben Jakober Vakfı'ndan gelmiş bu portreler. Ve porte geleneğine uygun olarak, resmedilen kişinin fiziksel özelliklerini yansıtmanın yanı sıra; belirtilen dönemdeki Avrupa siyasi tarihine, kraliyet ve aristokrasi geleneklerine, inançlarına, hatta modasına ışık tutuyorlar.
Sergi salonunda önce Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan karşılıyor ziyaretçileri.
Sonra...
Almanya'dan, Avusturya'dan, Fransa'dan, Hollanda'dan çocuk portreleri...
Kimisi zırhlar içinde... Çünkü ileride tahta geçecek.
Kimisi henüz kundakta... Vücudu düzgün olsun diye sarıp sarmalanmış.
Kiminin elinde sadakati simgeleyen saka kuşu...
Kiminin elinde meyve var. Çünkü annesiyle babasının aşkının meyvesi o...
Bazısının yanında en sevdiği oyuncağı...
Kiminin boynunda mercan bir kolye... Mercan kötülüklerden korur.
Kiminin elinde bir vanitas simgesi. Yani dünyanın geçiciliğini hatırlatan bir obje... Çünkü o yıllarda çocuk nüfusunun yarısı 18 yaşına ulaşamıyor.
Kiminin elinde bir çıngırak... Çıngırak, çocuğun henüz diş çıkarma evresinde olduğunu anlatıyor.
Bir bebeğin yanında bir melek var. Demek ki henüz bebekken ölmüş birine ait bir portre bu. Ailesi onu anmak için yaptırmış olsa gerek.
Erkek olduğu belli olan ama etekli elbiselerle resmedilmiş çocuklar var. Çünkü henüz 7 yaşını bitirmemişler.
Avrupa'da o dönemde küçük çocuklar, kız ya da erkek fark etmez, etek giyiyorlar. 7. doğum günü çocukluğun bitimi sayılıyor. Bu yaştan sonra birer yetişkin gibi giyinmeye başlıyor asil çocuklar. Ve portreleri yapılıyor. Şık, gururlu, asil, sağlıklı, güzel resmediliyorlar bu portrelerde. Ve bu portreler başka ülkelerin kraliyet ailelerine yollanıyor. "Evlendirelim çocuklarımızı, hanedanlarımız birleşşsin, gücümüz artsın, dostluğumuz sürsün" diyerek. Evlilik gerçekleşiyor. Kimi beğeniyor eşini. Kimi de Napoli Prensesi Maria Antonia gibi hayal kırıklığına uğruyor. Maria Antonia, geleceğin İspanya Kralı olan kocası V.Fernando'yu gördükten sonra kuzenine yazdığı mektupta şöyle diyor: "Portresi onu daha yakışıklı gösteriyordu. Oysa kendisini gördüğümde, portredekinin neredeyse bir Adonis olduğunu düşündüm."(*)
Sergi 6 Ocak 2013 tarihine kadar sürecek. Şimdi çok uzaklarda olan bu çocukları görmek isterseniz Pera Müzesi'ni ziyaret etmenizi öneririm. Ayrıca 2.bir sergi olarak tüm bu portrelerin sahibi Yannick Vu ve Ben Jakober'in çalışmalarını da görmüş olacaksınız.
Binanın bir katı aynı zamanda birer sanatçı olan bu iki ismin eserlerine ayrılmış. O da çok keyifli bir sergi. Tavsiye ederim efendim.
(*) Kaynak: P Dünya Sanatı Dergisi- Sayı:34
Sizinde sefanız ve keyifleriniz bol olsun..harika bir sergiyi gezmiş oldum sayenizde..
YanıtlaSilteşekkürler, sevgiler...
Ben teşekkür ederim:)
SilCok guzel bilgiler vermissin Sezer, hic haberim yoktu bu resimlerdeki objelerin bir anlami oldugundan :-)
YanıtlaSilAvrupa resminde sembol çoktur.Çok zevklidir çözmesi. Arada bir yazayım diyorum ama notlarımı karıştırmam lazım.
SilSembollerin bazilarini biliyordum. Ama bu 7 yas meselesini hic!
YanıtlaSil6 ocak cok yakin, benim icin zor görünüyor:(
Neyse ki gezen, anlatan sevdigimiz arkadaslarimiz var:))
Emrinizdeyim efendim:)
Silvay be ne önemliymiş. duymamıştım yaw.
YanıtlaSil:)
Güzel bir ziyeret olmuş ben de gitmek istiyorum ama vakit olmadı!
YanıtlaSil