30 Aralık 2023 Cumartesi

YILIN SON AYINDA...

    Bir hafta önce Orhun'un yemin törenine katılışımız ve bu sayede Samsun üzerinden Amasya'ya gerçekleştirdiğimiz küçük seyahat hakkında uzun ve keyifli bir yazı yazmıştım. Tam yayınlayacağım saatlerde sınır ötesi operasyonlarda yitirdiğimiz askerlerin haberini duydum. Ertesi gün de aynı haberleri aldık. Çok ama çok üzüldüm. Yazıyı yayınlamadığım gibi büyük bir kısmını sildim. Evet askerlik profesyonelleştiriliyor. 
İşinden 6 ay uzak kalmak istemeyenler, o süre içinde işini kaybetmek istemeyenler, kendini askerlik görevi konusunda yeterli görmeyenler, belirlenen ücreti denkleştirebilenler "bedelli askerlik" denen haktan yararlanabiliyorlar. Orhun'un da bu haktan yararlanmasını anne-baba olarak öncelikle biz istedik. Bir an önce görevini tamamlasın ve yoluna baksın dedik. Bunun bilincindeydik. O yüzden yemin töreninde ekstra bir duygusallığa girmedik. Herkes gibi temel eğitimi almıştı. Bedelli'nin artısı, temel eğitimden sonra kendi işine dönecek olmasıydı. Yani sürenin kısa oluşuydu. Sildiğim bölümlerde asıl işin profesyonel askerlerde olduğunu belirtip onlara sağlık, gayret, kuvvet dilemiştim. İlk kez gördüğüm yemin törenini ilgiyle ve çocukluğumun bayramlarında tanık olduğum askeri törenlerin hatıralarıyla izlediğimi belirtmiştim. Yani uzun uzun anlatsam da yazımda hiçbir coşma taşma yoktu. Yine de... En zor görevi yapan kesimin üzücü kaybı, kendi deneyimimize ve gözlemlerime dayanarak yazdığım yazıyı yayınlama isteğimi aldı götürdü. Konu çok derin. Bence askerliğin profesyonelleşmesi ya da neden "bedelli" askerliğin olduğunun sorgulanmasından önce, atanamayan öğretmenlerin polisliği tercih etmesi, "düzenli gelirim olur" diyen gençlerin sözleşmeli askerliğe geçmesi gibi konuları irdelemek gerekir. Daha ne diyeyim? Üzgünüm.
    Bir hafta önce yazdığım söz konusu yazının silmediğim ikinci kısmını yayınlamak isterim. Zira içinde Amasya güzellemesi ve Samsun kısmında blog dostlarımdan biriyle tanışmamızın mutluluğu vardı. 2023'ü yazısız göndermek de istemedim. Sonuçta yeni derlemeyle tam da 2023 gibi hem hüzünlü hem keyifli, karmakarışık bir metin çıktı ortaya. 2024'ten daha huzurlu ve olaysız günler bekliyorum. Bunun da yazılarımıza tatlı tatlı sirayet etmesini diliyorum. Az önce yazdıklarım üst kısımda, daha önce yazdıklarımın yarısı alt kısımda:) 
O halde buyurunuz efendim!

***

    "Yemin töreni sayesinde ben de Amasya'yı 16 sene sonra tekrar görme fırsatı buldum. Samsun'dan daha fazla sayıda uçuş olduğu için Merzifon'dan değil Samsun'dan gidip gelmeyi tercih ettik. Bir gece Amasya'da bir gece Samsun'da kaldık. Samsun'a indiğimizde bizi blog dostum Sevgili Buraneros karşıladı. Onun şahane yazılarında Amasya'da askerlik yaptığı günleri ilgiyle okumuştum ve ne ilginçtir ki Orhun'a da Amasya denk geldi:) 
Bunu ta geçen sene sonu öğrendiğimde kendisine bahsetmiştim ve o da sağ olsun "gelince haberim olsun" demişti. Senelerdir bazı blog dostlarımla İstanbul'da ya da şehir dışında, hâttâ ülke dışında yüz yüze tanıştığım oldu. 
Eşim de alıştı bu duruma, benim arkadaşlarımla benden daha fazla sohbete muhabbete girdi:) Bu mecrayı çok sevdiğimi defalarca belirttim. Burası sayesinde tanıştığım hiç kimseden tahminim dışında bir davranış görmedim, her birini çok sevdim. Hali hazırda blog yazısı yazmadığı halde görüştüğüm dostlarım var. Hem de dünyanın çok farklı köşelerinde. Sevgili Buraneros da hayatımıza sevgiyle giren dostlar arasında. Geleceğimizin haberini verdiğimde o kadar sıcak ve içten karşılayıp heyecanla planlar yaptı ki içinde bulunduğumuz tuhaf zamanların karamsarlığına inat ışık oldu. Kendimi insanlardan uzak tuttuğum, zorlayarak harekete geçme gayreti gösterdiğim bir dönemde her düşündüğümü yeniden sorgulamamı sağladı. Samsun'daki tüm saatlerimizi onunla, kendisi gibi samimi ve nazik kardeşiyle ve en sevdiği kadınla geçirdik:) Koşturmacalı seyahatimiz içinde bu saatler aslında fazla değildi, tadı damağımızda kaldı ancak inanın dolu doluydu. Kendisi benden önce, o şahane tarzıyla anlatmış. Ben bu yazının üzerine çıkabileceğimi sanmıyorum. Tanımayan veya okumayanlar için, beni duygulandıran yazısını buraya ekliyorum: La Paragas 
Şunu tüm kalbimle söylüyorum ki samimi ve nazik misafirperverlikleri için minnettarız, dostlukları için mutluyuz. 
    Şimdi iyisi mi ufak ufak o iki günden bahsedeyim. 
    Efendim, daha önce ne ben, ne eşim, ne annem (yanımızda annem de vardı) Samsun'a gitmemiştik. 
Gönül isterdi ki hazır gelmişken bu güzel şehre birkaç günümüzü ayıralım. Ancak iş yoğunluğu buna izin vermedi. Hevesimizi bir başka bahara bırakıp mevcut saatlerimizin keyfini çıkardık. 
    Sabahın erken saatlerinde indik Samsun'a. Çarşamba havaalanı miniminnacık bir havaalanı. Çok severim böylesini. Her şey yürüyerek halledilecek kadar kolay. Üstelik bu kez bizi bir dost karşıladı. Hemen alıp meşhur Samsun pidesini tatmaya götürdü. Önceden söylediği için uçakta kahvaltı almamıştık:) Leziz pidelerimizi yerken hem sohbet ettik, hem erken saatlerin mahmurluğunu atmaya çalıştık. Amasya'ya geçeceğimiz için, bir de annemin dinlenmesi adına muhabbete ertesi güne kadar ara verip, önceden kiraladığımız arabayı alarak yola koyulduk. Burada bir parantez açacağım. Bizde birkaç senedir araba yok. Arada bir kiralıyoruz. Aynı firmadan İstanbul'da gördüğümüz ilgi, özen vs. ile bir başka şehirde gördüklerimiz arasında dağlar kadar fark var. Biz İstanbul'da ne yaşıyoruz? Yaşıyor muyuz? Hiç bilmiyorum. Samsun'da karşılaştığımız nezaket ve arabanın temizliği, kontrolü, ufak tefek eşantiyonlar gibi aslında talep etmeden olması gereken her özenli hareket bizi bir an afallattı:) 
Başka şehirlerde de oluyor bu. Her alanda. Gerçekten yazık biz İstanbul'da yaşayanlara. Bir şey daha aklıma geldi. Askerde herkes birbirine "Nerelisin?" diye soruyor tabii. Orhun hiç sormaz, hiç umursamaz, öğrense de aklında tutamaz. Çok sıkılmıştı bu durumdan. Bir de ona "İstanbullu olamazsın, nerelisin?" diye ısrar ediyorlarmış:) Kütüğü İstanbul Adalar. Benim anne tarafım kaç nesil İstanbullu. Çünkü zamanında Kırım'dan gelmişler. Eşimin baba tarafı da tamamen aynı şekilde. Babam Bursa'lı, eşimin annesi Tekirdağlı ama onlar da İstanbul doğumlular. Yani hissimiz tamamen İstanbul. Askerde Orhun'a "Trakyalısın o zaman" demişler:) Annenin hükmü yok bu arada. Neden Bursa değil o zaman? Neyse... Bu da ayrı konu. Sözün özü İstanbullu olmak diye bir şey kalmadı insanların gözünde. Bu bakış da bu şehri bambaşka bir hâle getirdi. Üzücü. Hem bu şehirden gidesim var, hem "Niye gidip de değerini bilmeyenlere bırakayım" duygusu var. En iyisi arada şehir dışına çıkıp bir hava alıp gelmek ve  İstanbul'da çarpışmak için enerji toplamak sanırım.
    Yine konuyu dağıttım. Affola. Amasya'dan devam... Amasya'da annemi otele bırakıp biz gezecektik ancak az önce anlattığım gibi, kışlanın yerini görelim fikri planlarımızı alt üst etti. Akşam üzeri Orhun'u görme saatine kadar yakınlardaki bir kafede geçirdik zamanımızı. Seneler önce geldiğimde böyle havalı kafeler yoktu. Şehri tepeden, manzaraya tamamen hakim bir noktadan görmemiştim. Kafenin şehir manzarası bu seyahatin artılarından biri oldu. "O müze şurada, bizim otel burada, Amasya Genelgesi'nin görüşüldüğü bina ne tarafta, ne güzel stadyumu varmış" diye diye izledik. Hava serin ama güneşliydi, görüş açıktı. 

    Amasya yüzölçümüyle küçük ama tarihiyle, coğrafyasıyla dolu dolu bir şehir. Hitit, Frigler, İskitler, Pers, Pontus, Roma, Bizans geçmişinin yanı sıra Danişmend-Selçuklu hakimiyeti ve Moğol-İlhanlı dönemini yaşamış; gönüllü olarak Osmanlı'ya geçmiş; "Şehzadeler Şehri" ünvanını almış bir kent. Şehrin ulusal kurtuluş mücadelemizdeki yeri de malûm. İlk kez Ulusal Egemenlikten bahsedilen Amasya Genelgesi, Atatürk tarafından burada hazırlandı 
ve ilan edildi. Milleti kurtaracak olanın kendi azmi ve kararlılığı olduğu dile getirildi. 

    Ancak akşam yemeğinden sonra Amasya şehrinin ortasından geçen Yeşilırmak kenarında yürüyüş yapma fırsatı bulduk. Yemek konusuna parantez açayım. Bence şehirde yerel mutfak konusunda fazla seçenek yok. Seneler önce nehir kıyısında yerel yemekler yapan, turistler tarafından tercih edilen restoranda yemiştik ve hijyen açısından olumsuz tecrübe yaşamıştık. Bu yüzden, aradan seneler geçmiş olsa da aynı yeri istemedim. Yine nehir kıyısında eski bir konakta hizmet veren, internet puanı yüksek mantıcıyı tercih ettik. Oraya ait bir tat olsun diye, mantıların yanında baklalı sarmayı da sipariş ettik. Temiz pak, hoş bir işletmeydi. Yemekten sonra nehir kıyısında yürüdük. 
Bu kez şehri daha ışıklı, daha büyümüş buldum. Gece manzarası o zaman da etkileyiciydi, hâlâ öyle olduğunu gördüm. Yürüme yollarına yeni heykeller eklenmiş. Selfie çeken şehzadenin fotoğrafını çekmedim, Amasyalı coğrafyacı Strabon'u tercih ettim. Küçücük Amasya'nın öyle geniş bir tarihi geçmişi var ki turist konumundaki herkes kendine yakın bulduğu şahsiyetlerin heykelleri önünde fotoğraf makinesine sarılıyordu. Kimi Ferhat ve Şirin çiftiyle, kimi şehzadelerle, kimi Strabon'la daha fazla vakit geçiriyordu. 

    Pontus Kralları'nın kaya mezarları (M.Ö 333-26) ve gölgesi Yeşilırmak'a düşen Osmanlı dönemi Yalıboyu Evleri ise herkes için etkileyiciydi. 

    Bu şehrin gece manzarası dünya çapında bir değer. Muhakkak gidip görülmesi gereken, yaşanması gereken bir deneyim. Benim fotoğraflarım bu güzelliği anlatma konusunda yetersiz kalıyor. İnternetteki profesyonel çalışmaları şiddetle tavsiye ederim. 



   Nehir kıyısı güzel fakat arkasındaki ara sokaklarda vakit geçirmek de ayrı keyif. 

    Serin havadaki yürüyüşü nehrin üzerindeki tekne-kafede sıcak salep içerek sonlandırmak istedik ancak salep tükendiği için hevesimiz kursağımızda kaldı. Zira yemin töreni için şehre gelen asker ailelerinin nüfusu arttırdığı bir gündeydik. Eğitim Tugayı'nın varlığı belli ki Amasya'nın ekonomisini belirleyen etkenlerden biri. Hem askere yemek, malzeme vs. karşılamak açısından, hem de her ay tekrarlanan yemin töreninin turist sayısını arttırması açısından yerli halk üzerindeki etkisi büyük. Tören başlamadan önce ve bittikten sonra kışlaya sıra sıra gelip giden taksilerin de haddi hesabı yoktu. Bir üniversitesi de olan şehir belli ki küçük ama tekdüze değil; vadide yer alması nedeniyle klostrofobik duyguları akla getiriyor ancak sıkışıp kalmış gibi değil, aksine hareketli. Zaten sevdiğim bir kentti, askerlik sebebiyle kişisel tarihimizde anlamlı bir şekilde de yer almış oldu. 
    Amasya'daki ikinci günümüzün asıl konusu yemin töreniydi. Törenin ardından askerlerin dağılmasını beklemek, kalabalık otoparktan çıkmaya çalışmak derken vakit öğle sonrasını bulmuştu. Ufak bir yemek molasının ardından tekrar Samsun'a doğru yola çıktık. Yaklaşık bir buçuk saatlik yolculuğu da ekleyince ancak akşama doğru kente varabildik. İki gündür iyice yorulan anneannemizi otele bırakıp ufak tefek birkaç işi hallettikten sonra, kararlaştırdığımız saatte Sevgili Buraneros ve onun en sevdiği kadınla buluştuk:) Hoş sohbetin eşlik ettiği masamızda aralıksız konuşarak geçirilen her saatin tadı damağımızda kaldı. Bir başka zaman, belki bu kez İstanbul'da tekrarını dileyerek ayrıldık restorandan. Ortak zevklerde, ortak konularda buluşmak o kadar keyifli ki yeni dostlarımız bizi otelimize biraz farklı yoldan götürerek Samsun'un ilk apartmanını gösterdiklerinde inanılmaz mutlu oldum. Çiftimizin kadın olanı apartmanın kapısını yoklayıp açık olduğunu anlayınca o ayrı sevindi, ben ayrı sevindim:) Amaç apartmanın girişindeki duvar resimlerini göstermekti. Eski apartmanların tarihiyle ilgilenenlerin kayıtlarına girmiş Kefeli Apartmanı'ydı burası. Tabii ki ilgimi çekiyordu ve yeni tanışmış olsak da bunu anlayan dostlarla olmak bir nimetti. Hayat böylesi sürprizlerle güzeldi. Sabahın çok erken saatlerinde başlayan, tören heyecanıyla devam eden ve iki şehir arasında bölünen, aslında oldukça yorucu geçen günümüz şahane sonlanmıştı. Ah! Unutuyordum! Son anda girilen eski pastaneyi, dükkân kapanmadan önce midelere indirilen keşkülleri atlamamalıyım:) Samsun'un aklımda olan müzelerini görecek vakti bulamasak da, Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcını simgeleyen Atatürk heykeline ancak odamızın penceresinden baksak da, Atakum'a gidemesek de bu şehirde geçirdiğimiz vakit oldukça değerliydi. Aklımızdakileri bir başka zamana erteleyip dostlarımızla vedalaştığımız gecenin sabahında çok erken saatlerde İstanbul'a dönüş için yola çıktık. Bu yılı anlamlı bir seyahatle sonlandırmış olduk. Şimdi gelsin bakalım 2024. Dostlukla, muhabbetle, sonu güzelliklere varan yollarla, huzurla ve sağlıkla..." 
***

Herkese gönlünce bir yıl diliyorum. 



34 yorum:

  1. Bu ülkede, yaşadığımız küçük, kişisel mutlulukların tadına, ülkede yaşanan büyük acılar nedeniyle vicdan azabı çekmeden varabilecek miyiz acaba bir gün diye düşünmeden edemedim yazını okurken...
    Amasya benim de görmek istediğim yerlerden. Ne güzel bir mola olmuş. Samsun'da sevgili Buraneros ziyareti ise şahane...Darısı belki birgün bizim başımıza, Küçükçekmece'de :P

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne zamandır size yazmayı düşünüyordum ve hatta bunu Samsun'da Buraneros'a da söylemiştim:) Küçükçekmece vs.derken kafamda ampuller yanıyordu fakat fazla içime kapandığım bir seneydi bu sene. Enerjimi yeni yeni topluyorum, halledeceğim. Size de yazacağım Sevgili Şule.
      Sevgilerimle...

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ediyorum ve ben de şahane bir yıl diliyorum:)

      Sil
  3. Dopdolu bir seyahat,tarihsel ve kültürel buluşma şöleni olmuş; kutluyorum...İyi yıllar diliyorum..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maddi manevi çok güzel bir seyahatti. Çok iyi geldi.
      Teşekkür ediyorum ve ben de şahane bir yıl diliyorum Güven Bey.

      Sil
  4. Merhabalar.
    Yazınızı büyük bir keyifle ve zevk alarak okudum. Kaleminize, emeğinize ve gönlünüze sağlıklar dilerim. Burada paylaşmayı düşünüp kaleme aldığınız yazınızın, ne yazık ki terör saldırısı sonucu kaybettiğimiz 12 vatan evladının saygısına binaen değiştirilmiş ve eksiltilmiş halini bizlerle paylaşmışsınız. Şiddetle kınadığımız bu terör saldırısı sonucu kaybettiğimiz 12 vatan evladımıza Allah'tan rahmet aileleri ve yakınlarına sabr-ı cemil ve ülkemize de başsağlığı diliyorum. Benim askerliğim de uzun dönem ve 20 aydı. O zamanlar ne erteleme, ne de bedelli olmadığı için, Almanya'daki işimi kaybetmiştim. Ancak vatan sağolsun diyorum ve Türkiye'de aç mı kaldık? Hayır. Kendime göre girdiğim bir sınavı torpilsiz kazanarak bir kamu kurumunda memur olarak çalışmaya başlamıştım. O yıllarda memurluğa pek itibar edilmese de çaresiz kalanlar ve arkası olanlar, memurluk da olsa torpil yaptırıyordu.

    Ben askerliğin her aşamasını ve her zorluğunu görerek, yaparak, öğrenerek ve yaşayarak yaptım.
    Bazı kendini uyanık sınıfında gören askerler hatıratlarını anlatırken; hiç içtimaya çıkmadığını, nöbet tutmadığını, mutfağa gitmediğini, karavana taşımadığını, spora çıkmadığını, tatbikat yapmadığını ve tek bir kurşun bile sıkmadan terhis olduğundan bahseder. Güya kendisinin kurnaz ve uyanık biri olduğunu, elense askerlik yaparak ispatlamış oluıyor. Oysa, neler kaybettiğinin hiç farkında değil.

    Oğlunuz Orhun'a hayırlı teskereler diler ve asıl askerliğin bundan sonra başlayacağını da hatırlatmak isterim. Ben bile o çok zor şartlar altında yaptığım askerlik sürecini, şu anda yaşadığım sivil hayata tercih ediyor olmakla bu tercihimin ne anlama geldiğini anlatabilmişimdir.

    Amasya'yı hep böyle fotoğraf karelerinde gördüm. İnşAllah bir gün, dünya gözüyle de görmemiz nasip ve müyesser olur.

    Size ve ailenize sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yeni yıl dilerim. Selam ve saygılarımla birlikte en Güzel'e emanet olun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eşim de 18 ay yapmıştı. iki kış, bir yaz geçmişti askerlik görevini yaparken:) Biz o zaman arkadaştık. Uzun askerliğin ne olduğunu onun sayesinde biliyorum:) Askerliğin hiçbir şartını yerine getirmediğini söyleyen biraz abartıyor sanırım. Bedelli denen sürede dahi, kendi tecrübemizle gördüğümüz kadarıyla, Orhun tuvalet de temizledi, abartısız iki saat ayakta beklediği de oldu, 1-3 koğuş nöbetinden sonra 4'te kalk emri verildiği için o süreyi de uyumadan geçirdiği de vs. Temel silah eğitimini de aldılar. Bunun sonunda atış denemesi de vardı ama istemeyenler atış yapmıyorlardı. Az önce saydıklarımı niye yaptıklarını sorgulayanlar oluyormuş tabii ama çoğunluk işin bilincindeymiş. Orhun memnun döndü. Akıllı telefon olmadan geçirilen saatlerde, ülkenin her yerinden gelen gençlerle yapılan sohbetler bile yanına kâr:)
      Asıl askerlik asıl şimdi başlıyor derken haklısınız:) O konuda daha çok geriliyor:)
      Yorumunuz için teşekkür ediyorum. Ben de şehit ailelerine sabır diliyorum.
      Ayrıca, umarım Amasya'yı görme fırsatınız olur. 2024 güzel sürprizlerle gelsin. İyi yıllar...

      Sil
  5. Detaylı, ince ayrıntılarla bezenmiş yazınızı keyifle okudum. Tekrar dönüp sonra yorum yazma düşüncesine yenik düşmedim. Aslında birkaç gündür sabahlara kadar süren çok şiddetli bir öksürük ve beraberindeki sıkıntılarla savaşıyorum.
    Anılar beni yıllar öncesine götürdü. Burdur'da görev yaparken bedelli askerler de orada idiler. Akrabalardan hafta sonu çok konuğumuz olurdu. Amasya da kız kardeşimin eşinin memleketi. Samsun'u da bir Karadeniz gezimizde tanıdık. Yurdumuzun her yöresi görmeye değer.
    Memleket neresi sorusu bana çok farklı bir soru gibi gelir. Sanki içinde önyargı vardır. Soran kişiye göre değişir elbette. Öğrencilerim sorduğunda ilk cevabım Türkiyeli " olurdu. İstanbul'da Çemberlitaş Yükseköğrenim Yurdunda kalırken Adanalıyım dediğimde çoğu arkadaşım hiç o yöre insanına benzemediğimi söylerdi. Yaşadığımız yer mutlaka kişiliğimizi etkiliyor ama her yörenin iyisi de kötüsü de var.
    Fotoğraflar harika. Dilerim 2024 de böyle parlak, ışıltılarla gelsin, yakın- uzak çevremizi aydınlatsın.
    Sevgili Askerin yolu açık, şansı bol olsun.
    Sevgiyle, dostça...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Makbule Hocam çok geçmiş olsun. Bizler de epeyi hastalandık. Kendinize dikkat edin.
      Ülkemizin her yeri güzel hakikaten. Her şehrimizi göremedik tabii, keşke yapabilsek.
      Güzel dilekleriniz için çok çok teşekkür ederim. Ben de size ve sevdiklerinize sağlıklı, huzurlu bir sene diliyorum.
      Sevgilerimle...

      Sil
  6. Bu yazıyı bekliyordum, şimdi iş arasında bir göz attım, sonra tadını çıkararak okuyacağım. :)
    Keyifli, sağlıklı, huzurlu bir yeni yıl diliyorum Sezerciğim.
    Yeni yılda görüşmek dileğiyle, sevgiler. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin sevdikleriniz gelmiş, doya doya hasret giderin:)
      Şahane bir yıl diliyorum. Görüşmek üzere... :)

      Sil
  7. İyi yıllar diliyorum sizlere....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Sevgili Özlem. Ben de sana sevdiklerinle beraber mutlu, huzurlu, keyifli, sağlıklı bir 2024 dilerim.
      Sevgiler...

      Sil
  8. Sezerciğim, Amasya ve Samsun'u yıllar önce, oğlum daha ilkokuldayken görmüştüm. Samsun'u yakın zamanda tekrar görmüş ve çok beğenmiştim ama Amasya aklımda, belki gelecek yaz bir seyahat gerçekleştiririz. Orhun'a hayırlı tezkereler, sizlere sağlıklı, huzurlu bir yıl diliyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Size bol seyahatli, neşeli bir yıl dilerim Nurşen Hocam. Keşke şöyle toplaşıp küçük de olsa bir gezi gerçekleştirebilsek. Ne güzel olurdu:)
      Çok çok teşekkür ediyorum.
      Öpücükler, sevgiler...

      Sil
  9. yani yeni yıla yurtdışında girmiyor musuuun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeni yıl en güzel evde karşılanır:)
      İyi yıllar Deep...

      Sil
  10. Gece fotoğraflarına bayıldım, yazı içeriği de bir o kadar etkili. Öyle sevindim ki bu güzel buluşmaya, blog dostlukları benim için de çok değerlidir ve aynen yazdığınız gibi her tanıdığım blogger dünyama ayrı ayrı güzellik kattı.
    Yeni yılda da bol yazı, bol fotoğraf ve bol gezili günler getirsin size ve ailenizle sağlık, huzur içinde yaşamanızı dilerim.
    Sevgiler, @>----

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Telefonum iyi çekmiyor fakat Amasya'nın gece manzarası o kadar güzel ki benimkinde bile fena çıkmamış:)
      Güzel dilekleriniz için çok çok teşekkür ederim Sezer Hanım. Ben de sevdiklerinizle birlikte gönlünüzce bir yıl dilerim. Sağlıkla, neşeyle, hoş sürprizlerle gelsin.
      Kocaman sevgiler...

      Sil
  11. Yeni yıl hepimize sağlıklı, mutlu, huzurlu ve güzelliklerle gelsin 🎄🎄🎄

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vallahi gelsin:) Sevdiklerinle birlikte mutlu bir 2024 dilerim Sevgili Derya.

      Sil
  12. Samsun'da eşim yaşamış hatta ilk bankacılığa orada başlamış ama bana henüz kısmet olmadı görmek.Çok istediğim yerlerden. Amasya'yı geçen baharda gördüm bayıldım bambaşka bir şehir. Oralarda yaşamak varken İstanbul'dayız ama bende anne tarafından bir kaç kuşak ötesi Kartallıyım. Evet insanların nerelisin sorusuna İstanbulluyum demek ama işte nereden geldiniz soruları ile hep karşılaşıyorum artık baba tarafımla cevap verir oldum :)
    Oğlum geçen sene askerlik yaptı ama bir ay da olsa valla her bir sıkıntısını yaşadı. Babam asker olduğundan ben askerlik ortamına alışkınım ve oğlumu da o ortamda görmek beni duygulandırmıştı. Allah tüm askerlerimizin yardımcısı olsun. Orhun'a da geçmiş olsun, sağ salim bitirmiş. Evet her tür eğitimi çok kısa sürede de olsa vermeye çalışıyorlar.
    Mutlu yıllar diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Samsun'da pek az vakit geçirebildik biz de. Aslında şöyle baştan başa Karadeniz' gezmek lâzım:)
      Evet, bedellinin tek artısı süresinin kısalığı. Kışın gitti bir de hâlâ köh köh öksürüyor ama Orhun arıyormuş bazen:) Geleli çok olmadı ama arkadaşlarıyla görüşüyorlar. İyi oldu.
      Dediğin gibi Allah askerlik mesleğini yapanlara kolaylık versin. Benim kafa yapıma göre keşke dünya üzerinde gerek olmasa diyeceğim ama bu ne yazık ki boş bir dilek olacak. Karar vericiler için akıl fikir, vicdan istemekten başka yapacak bir şey yok.
      Teşekkür ederim, mutlu bir yıl dilerim Sevgili Mehtap.

      Sil
  13. O halde, -sonuçta uçak işi sizin için kolay-, özellikle havalar ısındığında -en azından- bir hafta sonu arzulanan eksiği tamamlamak için Atakum'da bekliyoruz. Neredeyse kesintisiz ve sonsuz plajlarıyla benim diyen sahil kentlerine taş çıkarmazsa namerdim:)

    Tüm aileye, başta anne olmak üzere, mutlu, sağlıklı bir yeni yıl diliyoruz. Görüşmek üzere:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Biz isteyelim de... Olur belki, neden olmasın? :)
      Gönlünce güzellikte bir yıl olsun Sevgili Buraneros. Çok çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  14. İlk satırlarına sonuna kadar katılıyorum. Haberlere bakmak kalbimi çok yaralıyor artık... Ve Amasya! Benim kardeşimde acemisini orada yapmıştı, tam korona zamanıydı. Biz Yemin Törenine falan yasaklar nedeni ile gidemedik. Yıllar önce turla gitmiştim. Tahminimden daha çok beğenmiştim. Değişik bir havası ve tarihi var. Sizde güzel yerler gezmişssiniz. La paragas'da okudum zaten ve acayip özendim. :)) Ne hış bloggerların bir araya gelmesi. Kocaeli'ne gelirseniz beklerim. Çoook sevgiler. 💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Salgın zamanı yapsaydı diyorduk biz de. Nasıl olsa kapanma vardı çünkü ama şimdi düşününce yemin töreni faktörünü atladığımızı anladım:) Tören güzeldi, kaçırsam üzülürdüm sanırım.
      Buluşmak güzel oluyor gerçekten. Kocaeli'ne gelirsem aklımda olacak:) İstanbul'a da bekleriz:)
      Kocaeli'nde Sabahattin Hocam da var. Takip ediyor musun bilmem. Çok severim kendisini. Şimdi pek yazamıyor. Bazen e-mail ile hatırını soruyorum. Ona da bir gün yolumuz düşerse uğrayacağımızı söylemiştim. Bir türlü denk gelmedi. Kısmet.
      Çok çok teşekkür ediyorum Dada. Öpücüklerimi, sevgilerimi yolluyorum.

      NOt: Benim Threads arkadaşım:)))

      Sil
  15. Saglikli, mutlu, cok cok gezmeli görmeli yeni bir yil diliyorum Sevgili Sezer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Sevgili Berfin:) Hepimiz için... Çok teşekkür ediyorum. Ben de sana bol sürprizli, şahane bir yıl dilerim.
      Kocaman sevgiler...

      Sil
  16. Amasya'da, Samsun'da sevdiğimiz şehirlerden. Tarihi ve coğrafi dokusuyla Amasya'nın gece manzarası bana gündüzden çok daha etkileyici gelir. Samsun ise çok daha büyük bir şehir ve gezilecek, görülecek çok yeri var. Ama en anlamlısı blog dostumuzla buluşmanız olmuş Sezer'cim. Ne güzel, anılarına bir yenisini daha eklemişsin :) Çok şükür bitmiş, Orhun'a hayırlı tezkereler dilerim. Yeni yılda da sağlıklı, mutlu, bol seyahatli, keyifli, anı yüklü...gönlünce geçecek güzel günler sizinle olsun Sezer'cim. Kucak dolusu sevgilerimle...💕

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sana gönlünce şahanelikte bir yıl dilerim Esincim. Kocaman sarılıyorum...

      Sil
  17. Ahhh benim yakışıklım askere gitmiş de teskeresini bile almış. Bu çocuklar ne arada bu kadar büyüdüler :)
    Hiç tanımadığım halde nedense şu blog çocuklarının içinde Orhun'un yeri bir başka gönlümde. Belki de benzer fotolarını yakalamamız vesile olmuştur, belki de isimlerinin birbirine benzer harfleriin çok oluşu hiç bilmiyorum. Ben sonuca odaklanıyorum :))

    Çok özlemişim sizi bu arada ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende de Oytun'un yeri başka:) İkinize de bol öpücükler Şebnemcim...
      Asıl ben özledim, Instagram'a da girmediğim için habersiz kalıyorum:) Ayrıca bu yaz bir görüşme ayarlaması yapalım artık bence:)

      Sil

Yorumu olan?