3 Eylül 2021 Cuma

GÖRÜŞ AÇISI...

     
    Bu yazıyı yazmak için bilgisayar ekranını bakışlarımla nasıl netleştirmeye çalıştığımı ne siz sorun, ne ben söyleyeyim. Yaklaşık iki yıldır kullanmakta direndiğim uzak-yakın gözlüğümü aldım. Yani yaşlı gözlüğünü:) 
On gündür bir robot gibi yavaşça kafamı sağa sola yukarıya aşağıya çevirerek görmeye çalışıyorum. Kitap okurken dahi aynı. Kelimeleri soldan sağa, soldan sağa başımla takipteyim. Israrla okuyorum çünkü alışmam lâzım. Minimum 15 günde, olmadı bir ayda düzene girermiş. Sabırla bekliyorum. 
    Bu arada, yani tam bu hâldeyken, Beylikdüzü Belediyesi'nin kitap toplama kampanyası için evdeki bir kısım kitapları gözden geçirdim. Orhun'un odasındaki gömme dolabın kocaman bir bölümü kitaplarla, dergilerle, ders notlarımla, el işi malzemeleriyle vs. dolu. Epey bir süredir elden geçirmemiştim. Hepsini indirdim. İçlerinde günlüklerim, Orhun'un eski defterleri, ödevleri olduğu için onu oku, bunu oku, ona hüzünlen buna gül derken saatler sürdü. Orhun'un da ilkokulda kısa süreli tuttuğu günlükleri vardı. Onlara bir daha güldük. Arada sırada çıkarıp okurum. Bayılıyorum yazdıklarına. Şöyle yazmış bir gün: "Bugün sınav vardı. Benim de hiç umudum yoktu. Sabahtan beri gördüğüm her iyi insandan umut istedim" :) Bunu Orhun'un küçüklüğünü bilerek değerlendirmek lâzım tabii:) Çok acayip fikirleri ve eylemleri vardı. Her okula gittiğimde öğretmenleri gülerek "Orhun bana şöyle dedi" deyip anlatmaya başlarlardı. Benim çocukluktan kalan günlüklerim daha düz, daha sıradan. Orhun'unki rengârenk. 
    Okumayı sevenlerin kitaplarını elden çıkarması zor oluyor ama artık evin hakimiyetini onların alıp bizi atacakları bir durumda olduğumuzdan ara ara bunu yapmak gerekiyor. Ana kütüphanemin dışında diğer odalarda muhtelif dolaplar da dolu. Belediye'ye bağış konusunda denenmiş bir güvenim var. O yüzden yine bir seçme yapıp, örneğin Orhun'un çocukluk kitaplarından bizde anısı olan birkaçını bırakıp kalanını bağışladım. Yalnız ne almışız arkadaş! O zaman hayat bu kadar pahalı değil tabii. Ne kalın kapaklar, sayfalar, ne janjanlı tasarımlar, üç boyutlu kale görüntüleri, kat kat açılan oyuncaklı anatomi kitapları vs.vs.vs. Kitaba verilen paraya acımadığım için Guinness Rekorlar Kitabı'nın özel tasarımlarını bile almışız. Şimdi olsa ne yazık ki kırk kere düşünürdüm ve şu an elimizde olanların bir kısmını alamazdım. Çünkü çok pahalılar, çünkü Orhun'un çocukluk yılları ile günümüz arasında ekonomik açıdan uçurum var. Fakat şundan memnunum ki her kitabını okudu. Sadece almak için alan çocuklardan olmadı. 
    O dolapta bekleyen yetişkin kitaplarını da elden geçirdim. En çok okuyan ben olduğum için herkes kitaplarını bana veriyor ya da beğendiğimi ben istiyorum, zira daha iyi bakacağımı biliyorum. Kitabın kapağını açıp bakıyorum kardeşime hediye edilmiş, bir başkası arkadaşından kayınpederime imzalanmış. Hepsi bende, güvende:) Babamın kütüphanesinden kurtarabildiklerim de var. (Annem pek tutmazdı da ). Mesela Zengin ve Yoksul'u okuyacağım bu yakınlarda. 2 cilt. Ben çocukken TRT'de dizisinin yayınlandığını ve ilgimi çektiğini hatırlıyorum. Araştırdım, ülkesinde 1976'da yayınlanmış ama bizde o tarihte yayınlanmamıştır herhalde. 2 yaşındaki halimle onu seyretmiş ve sevmiş olamam. Acaba yanlış mı hatırlıyorum, bir başka diziyle mi karıştırdım? Annem hatırlar herhalde. Büyüklerimden bilen varsa söylemesini rica ediyorum:)
    Dolabımız bir küçük sahaf olmuş neredeyse. Kıyamıyorum ne yapayım? Almaya da devam ediyorum. Yine Beylikdüzü Belediyesi'nin düzenlediği sahaf festivali var bu aralar. Yıllardır süren Barış ve Sevgi Buluşmaları dahilinde. Geçen gün ufak bir gezinti yaptım, 2 kitap aldım. Birazdan tekrar gideceğim. Her sene sabırsızlıkla beklediğim bir etkinlik bu. Her akşamüstü yazarların, televizyoncuların, tiyatrocuların, kafama uyan birçok ismin sohbetleri de oluyor. Barış ve Sevgi Buluşmaları haftası, bu tarafta yılın en güzel zamanları...
    Filmlerde kafaya darbe yemişlerin bayılmadan önce gördüğü o dalgalı görüntüler vardır hani? Bir sağa bir sola veya köşelere doğru uzarlar, kısalırlar, bayrak gibi dalgalanırlar. İşte 10 gündür öyle görüyorum:) Yine de iyi iş başarmışım. Kitapları, dergileri dayanamayıp okuya okuya iyi düzenlemişim. Ve bu yazıyı da iyi kotardım. Alışma sürecinin baş ağrısı yapmaması çok iyi. Tekrar buraya döndüğümde umarım görüşüm düzelmiş olur. Ben şimdi sahaflara gidiyorum. Kesin bir iki kitap alırım. Yaşam Vadisi'ne şöyle güneşlenme koltukları yapmışlar. Bu fotoğrafı çektiğimde çok sıcaktı, o yüzden hepsi boş. Fakat bugün yağmur yağdı, hava bunaltıcılığını attı. Şimdi daha dolu olsa da, dönüşte birini kapıp kitapları okumaya başlarım muhtemelen. 




22 yorum:

  1. Bende dedemin seksen yıllık kitapları, gözüm gibi bakıyorum. Arada açıp sağlamlar mı diye kontrol ediyorum.
    Bizim buralarda olmuyor öyle etkinlikler, keşke olsa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Of! Ne güzel. Dededen yok bende:)
      Etkinlikler güzel, faydalı. Buralarda en sevilen adam Ekrem İmamoğlu zamanında başlamıştı:) O hafta konserler, söyleşiler, sahaf mezatları vs. Şahane olur. Edip Akbayram'ı canlı burada dinlemiştim mesela. Şehirden uzak bir bölge olduğu için kışın da tiyatrolar çok gelir belediyenin kültür merkezine.

      Sil
  2. Arada öyle bir temizlik iyi oluyor.Bende kolay kolay kıyamam kitap vermeye ama elde tutmanında bir faydası yok, en azından başkaları da faydalanmış olur. Parkınız ve etkinlikler güzelmiş. Buralardaki sahillerdeki gibi piknikçilerin olmaması ve böyle boş olması şaşırttı beni:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben seviyorum elimde dursun hepsi ama ev doldu taşacak. Ara ara düzenlemek gerekiyor.
      Parkımız, etkinliklerimiz güzel gerçekten. Ekrem İmamoğlu zamanından gelen ve devam eden işler. Fotoğrafı çektiğim zaman hava çok sıcaktı, o yüzden boş ama normalde de öyle yerlere piknik gibi yayılmalar olmaz. Yönetmen koltukları var ya onları alır çıkar herkes:)

      Sil
  3. Gömmedolabı dönme dolap olarak okuyup aaa Orhun'un odasında dönme dolap mı varmış diyorsam benim de gözlük numaram büyümüş demek ki hahahahaha :))

    Şanslı bir dönemdeydik, çocuklarımıza bol bol kitap alabildik haklısın. Şimdi olsam ben de alamam :/ Eskiden kendi kitabım olsun, kendi kitabımı okuyayım diye düşünürken şimdilerde ben de takas yöntemi yapıyorum. Arkadaşlarımla alıp iade ediyoruz tekrar. Zor dönemler :(

    Öpüyorum seni kocaman

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Süpersin:) Gözlük numaran artmış sahiden:))
      Çocukların ilgisini çeken kitaplar da özellikli ve dolayısıyla iyice pahalı oluyor biliyorsun. Şu an çocuk büyütmekte olanlara Allah kolaylık versin.
      Öptüm Şebnemcim.

      Sil
  4. Son yıllardaki ruh halimi Orhun özetlemiş: "Benim de hiç umudum yoktu. Sabahtan beri gördüğüm her iyi insandan umut istedim" :D

    Kitaplarımı eskiden özenle saklardım. Hala öyle ama bir yerden sonra şunu düşündüm, ben ölümlüyüm ve bu kütüphane kimseye yaramayacak. Bir kardeşim yok. Eh eşim de yok şuan. Nolcak? Çöp.. Buna da gönlüm elvermiyor. Dolayısıyla bir kısmını arkadaşlarıma verdim. Bir kısmı hala taliplisini bekliyor. Okudukça elden çıkarıyorum. İstifçi/koleksiyoncu yanım acısa da çöpe gidip heba olmasındansa birilerinin istifade etmesi tercihim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gözümün önüne geliyor. Sevdiği öğretmenlere sarılıp sarılıp umut istemiştir:) Doğru dedin, özellikle iki yıldır hepimiz bu haldeyiz:)
      Ankara'ya yolum düştüğünde ben de kitap isterim o zaman:))) (Doymuyordu) (Senin kitapların kafama göre olacağını düşündüm de:))

      Sil
  5. Bayılırım sahaf gibi evlere, bana kalsa kendi evim mutlaka bir okuma odası boydan boya olacaktı ama çok dolaştık, bavulda taşıyamadım ancak en kıymetlilerimi alabildim. Fakat geçenlerde evime bir kütüphaneci arkadaş geldi ve "ay ne güzel böyle evleri görmek gittikçe zorlaşıyor" dedi o ufacık kitaplığa bile.. Çok duygulandım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim oturma odasının bir duvarı boydan boya kitap. Ama işte dolaplarda var. Nasıl olacak bilmem. Ara ara elden geçirmek lâzım. Sahaf gibiyim hakikaten, eski dergiler, kartpostallar, afişler. Deli işi:)
      Yurt dışında yaşayan arkadaşlar dediğin gibi gönüllerince kitap taşıyamıyorlar. Yine de ufak da olsa kurmuşsun ne güzel.

      Sil
  6. Merhabalar.
    "İki yıldır kullanmamakta direndiğim uzak-yakın gözlüğümü aldım." derken, söz konusu gözlük hem yakın, hem de uzak mesafelerde kullanabileceğiniz şeklinde camları ayarlı gözlük müdür? Yakına bakınca yakına odaklanan, uzağa bakınca da uzağa odaklanan gözlük. Eğer göz kusurunuz yakın ve uzak odaklı camları kullanmaya uygun bir kusursa; yakın ve uzak mesafeler için ayrı ayrı iki gözlük kullanmaktansa, bu tür gözlüğü kullanmak çok daha uygundur. Benim hem uzak, hem de yakın için ayrı ayrı iki gözlüğüm var, kullanmak gerçekten çok zahmetli oluyor. Kitap okurken, bilgisayarda çalışırken, ince bir iş yaparken uzak gözlüğü çıkarıp yakın odaklı gözlüğü kullanıyorsunuz. İşiniz bitince de yakını çıkarıp uzağı takıyorsunuz. Hep yanınızda iki ayrı gözlük taşımak zorunda kalıyorsunuz. Hem uzağa hem de yakına odaklı bir cam kullandığınız zaman çok daha rahat oluyor. Sadece bakışınız yakın ve uzak mesafelere yönelince birkaç saniye bir odaklama süresi oluşuyor, bu da iki gözlük taşımaktan daha avantajlı oluyor. Bu gözlüğü nitelerken "yaşlı gözlüğü" demişsiniz ya, bence bu niteleme doğru değil, gencecik insanlar da göz kusurları nedeniyle böyle gözlükler kullanmak zorunda kalıyorlar.

    Çok daha önce alınmış ve okunmuş kitapların yerleştirilmesi ile ilgili çalışmalarınız esnasında, eskiden alınan kitapların basım ve yayın kaliteleri doğrultusundaki eski fiyatları ile günümüz fiyatları arasında yaptığınız karşılaştırma sonucu, o eski kitapları şimdiki fiyatlarına göre almanızın mümkün olmadığından bahsederken, kitap fiyatlarına yansıyan artışların ne kadar çok olduğunu anlıyoruz.

    Hayat her şeyiyle çok pahalı oldu. Maaşlarımız geçinmeye bile yetmezken, nasıl kitap alalım da okuylaım diye düşünmeden edemiyor insan.
    İnşAllah en kısa zamanda gözlüğünüze alışır ve rahat bir şekilde kullanmaya devam edersiniz.
    Selam ve saygılarımla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok Recep Bey, çok naziksiniz ama baya baya yaşlı gözlüğü benimki:) Uzağı zaten göremiyorum, çocukluğumdan beri gözlüklüyüm. Yaş artınca, kırktan sonra yakın da eklendi. İyice arttı o da. Yaş etkisi. Yoksa yakın sorunum yoktu bu zamana kadar. Dediğiniz iki ayrı gözlüğü kullanmamak için odaklıyı aldım. Alışmaya çalışıyorum.
      Her şey çok pahalı, her şey. O satırları yazarken çocuk yetiştirmenin de bu zamanda ne kadar zor olduğunu vurgulamak istedim. Herkese kolay gelsin.
      Çok teşekkür ediyorum. Benden de selam ve saygılar.

      Sil
  7. Kitaplarımi bende birine vermeye kıyamıyorum. Ama insanların benim sayemde kitap okumalarını da seviyorum. Blogunuz çok hoş. Takipteyim bu arada

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En güzeli hem tutalım hem paylaşalım:)
      Çok teşekkürler Duygu...

      Sil
  8. ayyy seninki açı değil görüş acısı olmuş, geçmiş olsun :) orhuuuun komikçiiii :) temizlik en güzel şey yaa, vercen o kitaplarııı, maşallah evin çok büyük galibaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğru, görüş acısı oldu:)))
      Ev küçük, zorlanmamın bir sebebi de bu:) Ama bakalım emeklilik hayatında başka mekân, kitapları rahatlıkla yerleştireceğim farklı bir tarz düşünüyorum:)

      Sil
  9. Selam. :)
    Baharda göz kontrolüne gitmiştim. Ve yakından bakınca biraz zorlanıyorum demiştim doktora. Yaşımı sordu, biraz daha bekle ,bir iki seneye nasılsa takican gözlük dedi gülerek.... Ver ben de telefonun yazı boyutunu büyüttüm 😒 :)
    Okumaya devam edeyim de varsın gözlük takayım demiştim. :)
    Ara ara kitaplarımı ben de kütüphaneye bağışlıyorum. Hem başkalarıda okusun hem de yer açılsın diye.
    Çok haklısın Sezer, kitaplar artık o kadar pahalı ki.... Hele o 3 boyutlu, karton kapak çocuk kitapları... Bazen gözlerime inanamıyorum fiyatları görünce. Umay'a "internetten alırız kızım"diyorum... Artık o da alıştı, nete fiyatına bakıyor..aslında bazen hoşuma gitmese de bu durum...o fiyata ben 2 kitap aldığımdan ,böyle yapıyorum... Oysa ki dokunup almanın keyfi başka. Tabi arada alıyoruz,fiyatı yüksek olmayanları :)
    İyi haftalar, iyi alışmalar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnan görme zorluğu çekenleri düşündüğüm için blogdaki yazılarımı büyük karakterle yazıyorum:) Çünkü bu mecrada akranım çok, büyüklerim çok. Yaşla birlikte görme yetisi zayıflıyor. Hayatın gerçekleri:)
      Ekonomik durumlar hepimizin malûmu Gülşahcım. Üzülüyor insan.
      Sana ve Umay'a iyi günler, keyifli okumalar diliyorum.

      Sil
  10. çok severim eski kitapları klasiklerden bende de var daha değerli oluyorlar. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir de onları muhafaza edeceğimiz bol yerimiz olsa:) En azından benimki kısıtlı:)

      Sil
  11. Gözlük meselesini hiç sorma Sezer`cim! Benim de var ve çok direndim kullanmamak için:)) 3 yıl oldu, bu seneyi saymazsam hiç kullanamadım, alışamadım. Bu yıl mecbur kaldım artık ve alışmaya çalışıyorum hala...
    Ivır zıvır, kitap vs ayıklama işini en son taşınırken yaptım. Epeyce verdim, hatta bazılarını sattım da. Çocuklar küçükken sadece bizim aldığımız değil, hediye de çok geliyordu. Doğum günleri, bayramlar, ziyaretler vs.
    Özlemeyeceğim, hatırası olmayan hiçbir şeyi tutmuyorum artık kolay kolay.
    Orhun`un günlüğüne yazdığına çok güldüm:)) Umut hepimize lazım, hele bu zamanda:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de yaklaşık 3 sene direndim ama olmadı:)
      Arada ayıklama işini yapıyorum güya ama bir bakıyorum kıyamadığım pek çok şey duruyor:) Psikolojik olarak beni zorlayan bir olay:)
      Orhun alem. Hakikaten bu zamana uygun bir söylem olmuş:)
      Seni çok çok öpüyorum Semi. Özleniyorsun:)

      Sil

Yorumu olan?