Muazzam bir sergi gezdim. Salt Beyoğlu'nda düzenlenen "Tasarımcının Notu"... Okumayı bilmezken dahi kitapları eline alıp inceleyen, okur olduktan sonra bu eylemi daha bilinçli şekilde gerçekleştiren biri olarak çok etkilendiğimi söylemeliyim.
Sergi, ülkemizde 20.yüzyılın son çeyreğindeki inişli çıkışlı siyasal ve toplumsal ortamın yarattığı etkinin yayıncılık özelinde grafik tasarım işlerini nasıl şekillendirdiğini anlatıyor. Yaklaşık iki saat her kitap kapağını inceledim, her bilgilendirmeyi okudum. Genel anlamda yakın tarihimize dair anılar üzerinden değerlendirmeler yaptım, düşündüm. Özel anlamda ise 80'li yıllara ait kitapları babamın kütüphanesinde gördüğüm, yaşım gereği anlamasam bile hevesle okumaya çalıştığım günler geldi aklıma. 90'lardaki seçimler artık bana aitti. Onlar da ayrı etkiledi. Erkal Yavi, Bülent Erkmen, Sait Maden, Savaş Çekiç ve işlerini görünce anında tanıdığımız daha birçok grafik tasarımcı; Cem Yayınevi, Adam Yayınları, Hür Yayın, De Yayınevi, Ayrıntı, Metis ve daha pek çoğu bu sergide. Okuma yolculuğumuza eşlik eden kıymetli yazarlarla birlikte...
Günümüzde dijital ortamda yapılan kitap kapağı tasarımları bir zamanlar aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi yapılıyordu. Dinazor olarak anılmak istemem fakat bence böylesinin ayrı bir kıymeti var. Fikri emeğin yanı sıra yol alan el emeğini gözardı edemem.
Geçmiş zamanın özenli çalışmaları dikkat çekici birer hoşluk olarak sergi alanının zeminine de yansıtılmış.
Tasarım işi özen ister. Her alanda iyi bir tasarım kopyala-yapıştırdan ibaret olmamalıdır. Bilgi, birikim, gözlem, yaratıcılık ister. Bu anlamda Sevim Burak kitaplarının Bülent Erkmen tarafından yapılan kapakları iyi örneklerdir. Zira Sevim Burak, yazılarını odasındaki perdeye iğnelemektedir. Böylece gözünün önünde olan yazılara eklemeler yapar, kimi yazıyı çıkarır. Bunu bilen Bülent Erkmen, kapak tasarımına birer iğne iliştirmiştir. Ve bu ayrıntı biz okurları mest eder.
Aziz Nesin, benim de tanık olduğum bir dönemde en çok kitabı basılan yazarlardan biridir. Defalarca tekrarlanan her baskı için ayrı bir tasarım istediğini ben bu sergide öğrendim. İyi yapmış.
Çok hoş başka hikâyeler de var. İşlerini pek beğendiğim Savaş Çekiç "Bob Marley Raggae" kitap kapağıyla ilgili şunları anlatıyor:
"1984 Şubat ya da Mart ayıydı, ciddi kar yağmıştı. Ben de o dönem Cemalettin Mutver'in yanında çalışıyorum Harbiye'de. Kardan ötürü toplu taşıma iptal olmuş ama Bob Marley Raggae kapağını götürmem gerekiyor yayınevine. Kapak için Bob Marley portresini guajla siyah-beyaz çalışmış, arkasına da pistoleyle renkli bir Jamaika bayrağı yapmıştım. Orijinali güzelce sarıp yanıma aldım. Karın altında Harbiye'den Tünel'e yürüdüm, oradan da Cağaloğlu'na çıktım. Yayınevinde dosyayı açınca illüstrasyonda bayrağın üzerinde kardan ötürü lekeler oluşmuş olduğunu gördük. Guajın kimyasından dolayı o lekeleri kapamak da mümkün değildi. Bir süre ne yapsam diye düşündüm. Sonra pencereyi açıp bütün illüstrasyonu karın altına tuttum. O zaman lekeler bütün yüzeye yayıldı ve görsel açıdan çok daha lezzetli bir şey ortaya çıktı".
İstanbul dışındaki blog dostları için birkaç görsel daha paylaşayım. İstanbul'da yaşayan ve sergiyi merak edenler için mutlaka ziyaret etmeleri yönünde tavsiyede bulunayım.
"Tasarımcının Notu" okumadan yapamayan, görsel iletişimle ilgilenen ya da sadece bir dönem Türkiye'sini anlamak isteyen herkesi tatmin edecek muazzam bir sergi olmuş. Bu noktada, günümüze daha yakın örneklerin de bulunduğunu belirtmek isterim ki eksik kalmasın. Ben daha çok eskilere takıldım sanırım. Salt Beyoğlu'nda "Tasarımcının Notu"nu görmek için son tarih 2 Şubat 2025.
Merhabalar.
YanıtlaSilKitap kapak tasarımları ile ilgili "Tasarıcının Notu" isimli sergi izlenimleriniz ve görsel paylaşımlarınız çok harikaydı. Kitapların kapak grafik tasarımlarına ben de çok ilgi duyarım. Saatlerce demeyim de dakikalarca kapak tasarımlarını izlediğim kitaplar olmuştur. İranlı yazar Sadık Hidayet'in "Kör Baykuş" isimli kitabın kapağına, kitabı her elime alışımda dakikalarca bakar, tasarımcının tasarısını okumaya çalışırım. Her ele alışımda farklı hikayeler bulurum.
Paylaşımınız için çok teşekkür ederim. Emeğinize, gönlünüze sağlıklar dilerim.
Selam ve saygılarımla.
Şimdilerde kapak resimlerini yapay zekâya yaptırmaya başladılar. Bu benim çok canımı sıkıyor:)
SilYapay zekâya karşı değilim. Tasarımcıya, sanatçıya bütçe ayırmamak için kullanılmasına karşıyım.
Yorumlarınız için teşekkür ederim Recep Bey, ben de sizinle aynı fikirlerdeyim.
Sevgiler...
Merhabalar Klio'nun Şarkısı.
SilCevab-i yorumunuz için çok teşekkür ederim. Efendim, sanat alanında yapay zeka kullanımına ben de karşıyım. Sanatın ne önemi kalır ki o zaman? İnsan düşüncesi, insan hayali ve insan eli değmemiş grafiklere ben ne diye değer vereyim ki? Yapay zekanın sanat ürünlerinde kullanılmasına ben de aynen sizin gibi karşıyım.
Selam ve saygılarımla.
Tam olarak karşı değilim aslında Recep Bey. Bir sanatçı, günümüz gereği kendi üretiminde yapay zekâyı kullanmak istiyor olabilir, olacaktır, o da bir mâlzemedir ancak herhangi bir kurum sırf tasarruf için tasarımcıya değil de yapay zekâya iş verdiğinde üzülüyorum.
Silne güzel bir sergiymiş. iyi ki gitmişsin ve bizimle paylaşmışsın :) bazı kitapların kapaklarına uzun uzun baktım, fotoğrafları büyütüp üzerindeki notları okumaya çalıştım ama olmadı tabii :( tanıdık olanlar, kütüphaneme girmiş olanlar daha çok dikkatimi çekti tabii...
YanıtlaSilSergi çok iyi. Aslında ziyaret edeli bir ayı geçti ama süresi olduğu için bahsetmek istedim. Mevcut ortamdaki en kaliteli, özenli işlerden biri.
SilNe yazık ki benim fotoğraflar iyi makine ile çekilmediği için ayrıntılar belli olmuyor.
Vakit ayırabilir de gidersen eminim sen de sergide bolca kalacaksın Şule:)
Kocaman sevgiler benden...
oleey çok iyimiş heyecanlandım giderim :) şu sstüdyo imge kitaplarını sahaflarda görüyordum arada :) ben de 212 photography istanbul etkinliğine gittim yakınlarda süferdi yazdım blogda :)
YanıtlaSilBen de Salgado'nun sergisine gideceğim, hâlâ ayarlayamadım. Gitmişken o civarda en az bir sergiyi daha aynı güne katmalıyım.
SilYazını okudum Deep. Kendi adıma, her zaman yazmasam da takip ettiğim blogları okumak için muhakkak giriyorum bu mecraya:)
Sevgiler...
Tam benlik sergiymiş. Bir on yıla kitap kapakları müzelik olacak. Yapay zekaya yaptırılacak çoğu iyi bir şeymiş gibi. Bir çok emekçinin sanatçının hırsızı olacak. off yeni olan bir çok şeye karşı olmaya başladım valla
YanıtlaSilyaşlılık belirtileri bu galiba.
Klasik kitap kapakları candır:) Bence bir sanatçının yapay zekâ kullanması günümüz dünyasında normal ve kendi insiyatifinde ama konu tasarruf için sanatçı emeğini göz ardı eden kurumlara gelince epeyi üzülüyorum ve haksız buluyorum.
SilSevgiler Buket...