Bodrum'da durmadım gezdim tabii. Bazen kuzenle, bazen teyzemle, bazen de tek başıma denizin, güneşin, yeni mekanların keyfini çıkardım. Bunları bir başka yazıda anlatacağım. Özellikle yeni nesil kütüphane Zai'den ve Deniz Müzesi'nden bahsetmem lazım.
Ben Bodrum'dayken eşim Fransa'daydı. Paris yakınlarındaki Melun'da eğitimleri vardı. Daha önce Fransa'ya gitmediğim için onun deneyimlerini noktasına virgülüne kadar dikkatle dinledim. Pek memnun kalmamış açıkçası ki mızmız bir insan değildir. Öncelikle otelleri havaalanı oteli olduğu için ne Melun'a ne de Paris'e yakın olmuşlar. Eğitim binasına 1 saatte ulaşmaları gerekirken, trafik nedeniyle bu süre iki saati bulmuş. İstanbul'dan bile berbat bir trafik olduğunu söylüyor. Daha havaalanından çıkmadan otobüste yankesiciye yakalanmış. Daha doğrusu kendisi yankesiciyi yakalamış. Neyse ki cüzdanı kaptırmamış ama epeyi bir canı sıkılmış. Aynı gün kiraladıkları arabaya benzin aldıklarında kredi kartından 53 Euro yerine 153 Euro çekildiğini fark etmişler. Yapı Kredi'yi aradıklarında görevli bu şikayetin sık olduğunu ve hatta akaryakıt şirketinin adını bile söylemiş. O 100 Euro'yu geri alıp alamayacakları muamma. Fransa'ya gidip araç kiralayacaklara benden söylemesi. Araç kiralama şirketinde de yaşanan aksilikleri bir yana bırakırsak , hava iyiymiş ve boş zamanlarında gezebildikleri kadar gezmişler tabii ama daha ülkeye girerken polisin fazlaca ve ukalâ şekilde sorgulamasıyla sinirleri gerilmiş ve böyle böyle bir takım aksilikler devam etmiş. Sorgulamanın nedeninin büyük ihtimalle vizeyi Fransa'dan almadığı olduğunu belirteyim ki bu ülkeye gidecekler için kafada soru işareti olmasın. Gruptaki Fransa'dan vize almış olan arkadaşları sorun yaşamamışlar. Yani schengen başka ülkeden de alınsa geçişe izin vereceksin, bu neyin ukalâlığı bilmiyorum.
Paris'e gitmek önceliğim arasında olmadı hiçbir zaman fakat bu biraz da "nasıl olsa gideriz, görürüz" mantığına dayanmıştı. Tamamen silmiş değilim yani ve eşim bunları anlatınca bir daha Paris'e gitmek istemeyeceğini düşünüp üzüldüm. Neyse ki "yoo, gideriz inşallah" dedi:)
Vallahi Fransa onu pek açmamış ama ben Bodrum'da iyiydim. Anlatacağım...
Paris:) |
Bodrum:) |
Yazlık mekanlar baharda daha güzel oluyorlar sanki :)
YanıtlaSilYüksek binalar olmayınca, büyük şehirlere nazaran daha yeşil olunca, bir de denizle buluşunca kesinlikle öyle oluyor. Cıvıl cıvıl, renk renk:)
SilParis'e gençlik zamanlarımda gitmiştim.O zaman herşey güzeldi.Ona rağmen tekrar gitmek ister miyim? Hayır.Ama Bodrum'a hemen her mevsim ve her yaz gidebilirim.Sadece yazını gördüm ama bahar aylarında çok güzeldir eminim.Ne iyi etmişsiniz.İstanbul'a arada mola vermek lazım gerçekten.
YanıtlaSilHer yerde genel bir bozulma var aslında. Ya da biz yaş alıyoruz ve bize eski zamanlar daha iyi geliyor, bilemiyorum:) Bodrum ve genelinde tüm Ege her mevsim güzel. Hele biz İstanbul'un kalabalığından bunalmışlar için. Doğma büyüme İstanbullu olup bunu söylemek üzüyor beni ama durum bu maalesef.
SilTüh şansızlık da geldi mi üst üste geliyor sanki..
YanıtlaSilAma baharda deniz kenarında olmanın ruha iyi gelen yanı var :)
Sevgiler
Evet:) Aslında pek şanssız değildir ve uyumludur seyahat konusunda, ben yanında değilim diye oldu belki de:)))
SilHaklısınız. Baharda deniz kenarında olmak ciddi terapi. Sevgiler Ezgi.
Paris mi Bodrum mu dersek :)
YanıtlaSilHer zaman Bodrum, arada bir Paris:) Paris'ten de vazgeçilmiyor.
SilBodrum da seninle şenlenmiştir eminim ♥
YanıtlaSilCanımsın :) <3
SilBodrum bir başka. Önceleri çok sevmezdim üstelik :)
YanıtlaSilBen de sonradan daha çok sevdim Tülin Hanım. Kuzenim yerleşip de daha sık ziyaret eder olunca daha çok sevmeye başladım:)
SilParis'e ben de gitmedim ama görmek istediğim şehirlerde üstlerde değil. Tabii fırsat çıkarsa hayır da demem :)) Tatil yerlerini kalabalık değilken daha çok seviyorum ben de :))
YanıtlaSilParis Paris'tir değil mi? Ben de üst sıralara koymamakla birlikte kesinlikle "hayır" demeyenlerdenim:)
Sil