14 Haziran 2017 Çarşamba

BİRTAKIM SERGİLER VE GÖRME EYLEMİ ÜZERİNE:)

    Pera Müzesi'nde bugünlerde, ismini George Orwell'ın "1984" romanında kullandığı "Çiftdüşün" kavramından alan bir sergi var. Müzeden mail adresime gelen bültenler aracılığıyla, geçtiğimiz çarşamba günü Estonyalı sanatçı Marko Maetamm'ın bu sergi kapsamında canlı etkinlik gerçekleştireceğini, müzenin asansör ve tuvalet duvarlarına çizim yapacağını öğrendim. Orhun'a söyledim. Onun okuduğu üniversiteden mezun bir sanatçı olduğunu da duyunca sergiyi ve etkinliği görmek, mümkün olursa tanışmak istedi. Anne-oğul Beyoğlu'na uzandık. Tam etkinlik saatinde oradaydık. Çarşamba günleri Pera Müzesi'nin öğrencilere ücretsiz olmasının da etkisiyle hatırı sayılır bir genç ziyaretçi kalabalığı vardı. Maetamm kalemi eline aldı ve duvarlara nasıl sanatçı olduğunun hikayesini yazdı. Çizim değil farklı bir çalışmaydı bu. Bu sırada üzerinde Bugs Bunny kostümü vardı. Sebebi sorulduğunda doyurucu bir cevap vermedi açıkçası. Serginin kuratörü de etkinlik sırasında o civardaydı ve devamlı kikirdeyip duruyordu. Sanat Tarihi diplomama ve çağdaş sanatı sevmeme; her fırsatta sergi ve müze geziyor olmanın getirdiği bir göz aşinalığına ve kendimce bir zevke sahip olmama rağmen nereye varmaya çalıştıklarını çözemedim açıkçası. Aslında Estonyalı sanatçının aile yaşamı üzerine odaklanmış olduğu belirtilen çok iyi işleri var. Kendisini yeni tanıdım ve incelediğimde çalışmalarını beğendim. Pera Müzesi'ndeki sergide de örnekleri var. Ancak dediğim gibi o günkü etkinliğin niteliği, küratörün de ciddiyetsizliğiyle gösterilen çocuksu tavırlar beklentilerimi yüksek tutmuş olduğumu gösterdi. Akşamüstü kuratörle gerçekleşecek söyleşiye de kalmadık. Orhun sanatçıyla tanıştı. Tallinn'de okuduğunu, tatil için İstanbul'da olduğunu söyledi, sormak istediklerini sordu. Zira iki yıllık bir projeleri var ve bir kısmı çizgi roman hazırlamak üzerine. 
    Ufak sohbetten sonra sergiyi gezdik. Aslında sergileri gezdik demek daha doğru olacak çünkü bu günlerde bir de Jose Sancho'nun "Erotik Doğa" isimli heykel sergisi var müzede. Ve çok iyi bir sergi bu. Her ikisi de 6 Ağustos tarihine kadar görülebilir. Cuma günleri 18.00-22.00 arası herkesin, çarşamba günleri ise öğrencilerin müzeyi ücretsiz olarak gezebileceklerini hatırlatmak isterim.
Çiftdüşün

Jose Sancho - Erotik Doğa
    
    Müze çıkışı İstiklal Caddesi'nden Galata'ya doğru uzandık. Oradan Karaköy'e geçtik. Defalarca geçtiğimiz yerleri bu kez ayrı bir keyifle gezdik çünkü Orhun görmeye başladı:) Yani hakikaten görmeye başladı çünkü birkaç aydır lens kullanıyor:) Senelerdir bozuk olan gözleri için ısrarla gözlük kullanmak istemedi. Ben 1.50 derece miyopum ve gözlüksüz zorlanıyorum, göremiyorum. Orhun'un gözleri 1.25  civarında. Devamlı soruyordum "e sen nasıl görüyorsun?" diye, o da ısrarla gördüğünü iddia ediyordu. Lens ile uğraşacak yaşa gelmesini bekledim. Lensleri takınca dünyanın çok farklı bir yer olduğunu kabul etti:) Şimdi her yere ilk defa görmüş gibi bakıyor. "Burası güzelmiş ya" diyor daha önce defalarca gördüğü yerlere. O gün de İstiklal'de keyifle gezdi, Karaköy'den Topkapı Sarayı'na ve Ayasofya'ya baktı kaldı:) Bir de "ama şimdi dünyanın güzelliklerini de görüyorum çirkinliklerini de" diye felsefe yapıyor:) Enteresandır benim oğlum. Ha rahat görmeye başladı diye her zaman takıyor mu o lensleri? Hayır. Tembellik yapıp ara sıra takıyor, manzaralı yerlere gidecekse takmayı ihmal etmiyor:) Bayramda İstanbul'dayız. Tatil nedeniyle hazır biraz boşalmışken Rumeli Hisarı'na, Boğaz'a falan gidelim de doya doya baksın diyorum şimdi ben:) Çünkü bazen "İstanbul mu güzel? Mahvettiler İstanbul'u!" diyor, ben de ısrarla "her şeye rağmen güzel" diye savunuyorum, tartışıyoruz. Lensleri takınca hemen Tallinn'e okula gitmek durumunda kalmıştı, şimdi HD kalitesiyle tekrar bir görsün İstanbul'u. Ve sözlerimi o günkü ufak gezimizden birkaç fotoğrafla tamamlıyorum.
















10 yorum:

  1. Bugs Bunny kıyafetiyle tuvalet duvarlarına resim çizmek bana tuhaf geldi:))) İstanbul'a epeydir gitmedim ama özellikle Beyoğlu'nu mahvettiklerini okuyorum...:((gerçi sevip, dolaştığım bir mekan değildi ama yine de üzüldüm. Arapça tabelalar, ağaçlar gitmiş, sinemalar yıkılmış...şehre vandallar gelmiş gibi hele uzak sahillerde devasa lüks konutlar yapmışlar ki, çirkinlik abidesi nasıl mimariyse..:(( ama senin fotoğraflar güzel neyse ki, oralara daha dokunmamışlar..umarım dokunmazlar..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sevgili Müjde, kimseyi yanlış yönlendirmek istemem. Sanatçının tarzını dikkate alıp, sergiyi gezip karar vermek daha doğru olur. Belki sen benden daha fazla etkilenirdin. Aslında benim anlamlandıramadığım küratörün gelip gidip izleyicilerin arkasından kıkır kıkır gülmesiydi. Galiba yazımla yanlış bir izlenim yarattım fakat şimdi değiştirmek doğru olmaz.
      İstanbul'da değişen çok şey var tabii ki. İstanbul'da doğup büyümüş biri olarak bunu fark etmemem imkansız. Fakat her şeye rağmen, o kadar oynanmasına rağmen hala güzelliklere sahip. Bahsettiğim bölgeler şantiye alanı gibi aslında. Şimdi düşündüm de aradan güzel görüntüleri bulup fotoğraflamışım.
      Yorumun için çok teşekkürler.

      Sil
  2. Orhun'a çok güldüm :))) Kıyamam hakikaten görmüyormuş ama karizmasını bozmak istememiş yakışıklım :)))

    Bugs Bunny bana pek bir anlamsız geldi Sezer. Anlatmak istediği bir şey vardır mutlaka ama buradan ben anlayamadım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Orhun bu:)
      Müjde'ye de dediğim gibi, aslında yanlış yönlendirmek istemem. Sanatçının tarzını bilip, sergiyi gezip, etkinliği görüp karar vermek lazım. Sen de onu demek istedin sanırım. Çok teşekkürler, çok öpüyorum seni tatlı Şebnemcim.

      Sil
  3. Geçen hafta cuma ile pazartesi arasında İstanbul'daydım. Sultanahmet meydanındaki tarihi yerleri ancak gezdim. Bu sefer şansım iyiydi. Ayasofya ve Yerebatan sarnıcı açıktı. Bir daha kim bilir ne zaman gelirim? Orhun doğru söylemiş, İstanbul baya betonkent moduna girmiş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, İstanbul dev bir şantiye görünümünde şu an. Fakat onca oynamaya, değişim isteğine karşın İstanbul yine de İstanbul'dur düşüncesindeyim. O gün belki Ramazan nedeniyle Arap turist yoğunluğunun ortalarda olmaması, okul tatili ve Ramazan olduğu için bir parça eksilmiş insan kalabalığı ile nispeten azalmış trafikte rahat rahat gezmek beni aptalca bir iyimserliğe sürükledi belki de, bilemiyorum.
      Çok teşekkürler, sevgiler...

      Sil
  4. 7 numara miyopum desem :((( Lenssiz ya da gözlüksüz hayat çok zor. Orhun da alışınca bırakmaz bence.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ooo çokmuş. Ama hiç belli olmuyor. Lens kullanıyorsun o zaman Gamze. Ben lens olayını yapamadım, gözlük geldi gözlük gitti:) Gençken 2.5 numaraydı benim, zamanla düştü. Ama şimdi de yaş itibariyle yakında sorun başladı:(

      Sil
  5. Ooo, gözünüz aydın, Orhun gelmiş:)
    Oğluşla İstanbul'u gezmek harika bir duygu olsa gerek;)

    YanıtlaSil
  6. Çok çok teşekkürler Zeugma:)
    Oğluşla gezmek güzel, kafalarımız uyuştuğu için gezmek daha da güze:)
    Sevgiler...

    YanıtlaSil

Yorumu olan?