Her neyse... Yine lafı uzattım. Bugün ki oyunu anlatıyordum. Sosyal Bilimler Bölümü 10.sınıf öğrencileri "kadına şiddet" konulu çok güzel bir oyun hazırlamışlar. Hem yazmışlar, hem oynadılar. Az sayıda veli, bolca öğrenci ve öğretmenin önünde sergilediler. Öğrencilerin önünde bu tip şeyleri sergilemek zordur. En ufak bir hatada aşırı tepki verir acımasızlar:)) Fakat bu sefer çok yerinde tepkiler verdiler. Beğendiler. Gençler de çok başarılıydı. Güncel bir konuda hem yazdılar hem sahnelediler. Afişinden, dekoruna kadar emek harcadılar. Annelerin demesine göre hazırlanırken epeyi birbirlerini yemişler (hatta bir ara küsüşmüşler, vazgeçmişler:) ) ama en sonunda orta yolu bulup başarılı bir oyun çıkardılar ortaya. En önemlisi de bu zaten. Ve günümüzde birçok okulun kazandırmaya çalıştığı şey tam da bu. Paylaşmak, beraberce üretmek.
Ben bayılıyorum gençlerin sosyal olmalarına, güncel konulara ilgi duymalarına, kültürel faaliyetlerde bulunmalarına. Her şey ders değil, not değil. Bir kere genç olur insan. Bugün bu çocuklar oyunun sonunda yaşadıkları mutluluğu nasıl unutabilirler? Sınav odaklı sistemin içerisinde yarış atı gibi yol alırken, arada mola verip farklı faaliyetlerde bulunan gençleri destekleyen anne-babaları ve okulları yürekten tebrik ediyorum.
İnsanın kendi oğlunu seyretmesi kadar güzel bir şey var mı :)
YanıtlaSilOrhun bu oyunda yoktu. 10.siniflarin oyunuydu, Orhun 9'da. Hepsi bizim cocugumuz:)
SilO veli profilinden nefret ediyorum diyebilirim. Okul aile birliğinde olduğumdan çocukların yaptığı tüm etkinliklere katılmaya çalışıyorum. Okul ile sürekli bu konuları konuşuyoruz, çözmüş değiliz. Veli ya gelmiyor, ya da izleyip hemen gitmek istiyor.
YanıtlaSilKendi çocuğunun görevi bitmişse zaten diğerleriyle ilgilenmiyor, çocuğunu alıp gidiyor! Ya bu çok büyük ayıp değil mi?
Hele törenlerde yapanlar var, onlara da gıcığım. 29 Ekim kutlanıyor, törenin bitmesine yakın kimse kalmıyor. Tabii o yoğun gitme sırasında uğultu da oluyor haliyle.
Bizim topluma birilerinin bunları çıkıp öğretmesi lazım. Toplum içinde davranmasını kesinlikle bilmiyoruz.
Yurt dışında nikah, düğün gibi özel günlere çok katıldım. Ya da kilise törenlerine. Bırak birilerinin kalkıp gitmesini, cep telefonuyla gitmezler öyle yerlere! Oldu ki telefon yanında, telefon çaldığını ya da birilerinin tören sırasında elindeki telefonla oynadığını hiç bilmem.
Bu arada gençleri de tebrikler! Ne güzel bir konuya parmak basmışlar...
Her yerde ayni demek ki:( Bizim okulda da onune gecemiyorlar. Kucuk siniflarin gosterilerinden once Mudure Hanim konusma yapiyor "gosteri bitmeden cikmayalim, cocuklar uzuluyor" diye. Ayni hamam ayni tas. Cok ayip cok. Cocuklarina ornek olacaklar.
YanıtlaSilMerhaba canım,
YanıtlaSilKabul edersen eğer bende bir mimin var.
http://kitap-evi.blogspot.com/2013/03/liebster-blog-odulu.html