2 Aralık günü sabaha karşı Hak'kın rahmetine kavuştu sevgili babacığım. 2 ay önce damar değişimi için hastaneye yattığında işin buralara geleceği hiç aklıma gelmemişti. Aksi giden bazı tıbbi olaylar neticesinde kaybettik babamı. 2 aydır devam eden üzüntüler, koşturmaca, ilaçlar, tahliller, hastane kokusu, ümitler... Hepsi bitti. Artık kalbimde sızı, boğazımda kocaman bir düğüm ve gözlerimde anılar var. Birkaç ay önce derdim ki: "35 yaşındayım ama kendimi 20-25 hissediyorum." Ama şimdi kendimi değil 35; 45 hissediyorum, 55 hissediyorum. İnsanın annesini ya da babasını kaybetmesi çok ama çok tuhaf bir duygu. Tarifi mümkün değil. Elbette normal hayatımıza döneceğiz, elbette üzüntümüz hafifleyecek ama o tuhaf duygu ne kardeşimi ne de beni asla terketmeyecek.
Babam iyi kalpli bir insandı. Yardımseverdi, arkadaşlığa çok önem verirdi, akıllıydı, çok okurdu, paraya hiç kıymet vermezdi, çocukları çok severdi, biz küçükken eve geldiğinde muhakkak ilgimizi çekecek birşeyler getirmiş olurdu, gece uyumadan önce yatağımızın kenarına oturur bizimle sohbet ederdi, ödevlerimizi yaparken yardımcı olurdu. Pek çok erkekte olmayan baba şefkatini esirgemedi bizden.
Bu zor günlerde beni teselli eden en büyük şey onu tanımış olanların söylediği güzel sözler oldu. Gidenin arkasından söylenmiş klasik sözler değildi bunlar. Ne mutlu bize ki sağlığında da duyardık bu sözleri. Bence almış olduğu hayır duaları, ona gittiği yerde yardımcı olacak. Rahat uyuyacak Babacığım. Onu çok özleyeceğimi biliyorum ama kalbimin ta içinde hissediyorum ki huzura kavuştu, sıkıntıları bitti...
Zor günlerimde bana destek olmuş olan tüm arkadaşlarıma, büyüklerime çok teşekkür ediyorum. Canım Aslı'cığım(Bora), canım Esma'cığım en zor zamanımda sorgusuz sualsiz koşup geldiniz,size ayrıca teşekkürler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumu olan?