12 Aralık 2013 Perşembe

MİRO İSTANBUL'DA...


    20.yy'ın önemli sanatçılarından Miro, baskı resimleriyle 19 Ocak 2014 tarihine kadar MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür ve Sanat Merkezi'nde bizlerle olacak. Önceki gün, İstanbul'a yılın ilk karı yağarken ziyaret ettim. Dışarıda buz gibi bir hava varken Tophane-i Amire'nin etkileyici atmosferi içerisinde renk renk Miro eserlerine dalıp gitmek keyifliydi doğrusu.


    1893 Barselona doğumlu Miro, 20.yy'ın en önemli sanatçılarından biri. Gençliğinde ailesinin baskısıyla sanat eğitimini bırakıp memur olarak çalışmak zorunda kaldığında, sinir krizleri geçirip bunalıma girecek kadar tutkulu bir sanatçı. Neyse ki bu olaydan sonra ailesinin desteğini alıp tamamen resme odaklanabilmiş. Sadece resim mi? Hayır. Aynı zamanda heykel, seramik, tahta oymacılığıyla da uğraşmış. Edebiyata ve şiire de oldukça düşkün. Miro'yu sanatsal açıdan en çok besleyen şeylerden biri de şiir. Ki Tophane-i Amire'deki sergide, şiirin sanatçının eserleri üzerindeki etkisinin sıklıkla vurgulandığını göreceksiniz.



    20'li yılların sonuna doğru kışları Paris'te, yaz aylarını Katalonya'da geçiren Miro, 20.yy.'ın canlı sanat ortamında Empresyonizm, Kübizm, Fovizm gibi akımlardan etkilense de zaman içerisinde kendine özgü neşeli, çocuksu, renkli işaret ve sembollerden oluşan tarzını yarattı. Ona göre resim "mağara adamlarının çizimlerinden beri çöküş içinde" idi. Bu yüzden saf, içten, çocuksu, aynı zamanda büyülü eserler üretti. Her ne kadar "Geceleri hiç düş görmem. Ama atölyeme girmeyivereyim hemen dalarım düşlere" dese de kendini sürrealist ressamlar arasında görmeyen Miro, aslında tüm sanat akımlarına karşı mesafeliydi. 




    "Kararlı olduğum şey, resim sanatında yıkıcı olmak. Beni asıl ilgilendiren işin ruhu. Herhangi bir okul ya da sanatçıyla ilgili değilim. Kolektif bir bilinçaltından fışkıran anonim bir sanat ilgilendiriyor beni. Bir sokakta yürür gibi resim yapıyorum. Bir tuvalin karşısında dikildiğimde ne olacağını asla bilmiyorum, ortaya çıkan şeye benden daha çok kimse şaşıramaz".


    Tüm dünyada eserleri sergilendi. 20.yy. sanatına damgasını vurdu. Eserleri ülkemize kadar geldi. Fakat o, bu ünden hiç hoşlanmadı. Bir zamanlar maddi sıkıntı içerisinde çok az yemek yiyebildiği için açlık çektiği günlerde daha mutluydu. Çünkü açlık onun sanatını besliyordu. 20'li yılları anlatırken "Bütün gün hiçbir şey yemeden eve gelir ve duygularımı kağıda aktarırdım" demişti. Açlık, şiirler yazmasına sebep olmuş, resimlerini etkilemişti. 80'li yaşlarında ise bazı tuvallerini yakmış ve "Onları sanatsal ve profesyonel sebeplerle yaktım. Ortaya çıkan malzeme çok güzeldi. Aynı zamanda tuvallerimin servet değerinde olduğunu söyleyen insanlar için yaktım. Üzgünüm ama insanlar tuvalleri değil, dolarları görüyorlar" demişti. 



    İşte bu ilginç sanatçının baskı resimleri, görmek isteyenler için İstanbul'da. Özellikle "baskı resimler" diye belirtiyorum. Tuvaller yok, sonra hayal kırıklığı olmasın:) Çocuklar için atölye çalışmalarına özellikle önem verilmiş. Birçok okul sergiyi ziyaret etti bile. Bu anlamda, küçük çocukları olanlar için sergiyi özellikle tavsiye ederim. 

    19 Ocak'a kadar Miro sizleri bekliyor efendim.



NOT: Bu yazıyı ilk defa okuyanlar için serginin iptal edildiğini bildirmek isterim . Ayrıntılar burada: "Miro İstanbul'da Dedik Ama...





14 yorum:

  1. miro çok etkiledi beni klio ve ne tatlısın :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaaa! Çok teşekkür ederiiim:) Mutlu oldum gece gece:)

      Sil
  2. Haberim var sergiden ama gidemedim bir türlü. Bu bilgilendirici yazıdan sonra merakım daha da arttı, gitmek farz oldu. :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence en kısa zamanda gidersin Güvencim. Umarım beğenirsin. Miro önemli bir sanatçıdır ama daha farklı eserleri de gelseydi çok şahane olurdu:) Teşekkürler...

      Sil
  3. Ohh ohh süper valla. Kar kış soğuk demeden dışarı çıkıyor gönlünce günü değerlendiriyorsun. Eskiden ben de böyleydim. Babam sen iyi ki kız olmuşsun hiç olmazsa gece eve geliyorsun erkek olsan eve uğramazsın derdi:):) Müzeleri kütüphaneleri sanat galerilerini hep sevdim. Yalnız Miro hakkında pek bir şey bilmiyorum, senden okudum şimdi ilk kez. Pek bana uygun değil. Ben daha romantik, realistik resimlerden hoşlanıyorum hatta barok resimleri de çok severim. Eski kafalıyım biraz bu yönde:) Ben büyüdükçe eskiye dönüyorum neden bilmem:):) Belki de bunları anlamlandıramadığımdandır...Bir bakış bir hareket bir hüzün görmek hayatı görmek istiyorum resimlerde:) Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ah Tuğbacım, günlerdir ilk defa çıktım aslında. Sergiden sonra da arkadaşımla buluştuk. Çok bunalmıştım. Anneannem pek iyi değil, hepimize düşen işler oluyor ve bu aralar pek çıkamıyorum.
      Şehir içinde otursam daha fazla gezerdim:) Biz şehir dışı sayılan bir semtteyiz ama yine de çıkıyorum tabii. Üşenmiyor musun falan diyorlar. Üşenirsek İstanbul'un keyfine varamayız ki.

      Sil
  4. Miro ne kadar etkileyici bir ressammış!. hele ki o tuvallerini yakma gerekçisine şapka çıkardım gerçekten.. bu ne felsefî derinliktir böyle ve ne ince insanlık halidir!. İyi ki Tophane-i Amire'ye girmişsin sayende bu değerli ressamdan ve sergiden haberdar olduk Sezercim.. Teşekkür ederim. Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tophane-i Amire'de güzel sergiler oluyor ama reklam eksik kalıyor sanırım.
      Ben teşekkür ederim, çok naziksin. Sevgiler benden...

      Sil
  5. holeeey holeey holeeeey.
    sabah gittin herhalde ne kaaaa boşmuş gittiğindeeee.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rahat gezmek için kapattım sanat merkezini:))
      Sabah gitmedim, o tenhalık tamamen kar alarmı kaynaklı.
      Tek başıma gezdim gerçekten:)

      Sil
  6. Yazmıştım sana da. Gitmek istediğim sergilerin başında ama ocak ayına kaldı.
    Sondaki lafa bayıldım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farkındayım seviyorsun Miro'yu. Olsun daha vakit var. Uzakta olunca öyle. Gerçi sen benden daha çabuk dönüyorsun eve:)))

      Sil
  7. miroyu barselonada kızımla gezmiştik. tam yerinde yani:)

    YanıtlaSil

Yorumu olan?