6 Ocak 2018 Cumartesi

LOVING VINCENT...

   
    Hafta sonu için tavsiyede bulunmak istiyorsan, perşembe akşamı yazını tamamlayıp cuma sabahı yayınlaman gerekir. Hadi olmadı cuma akşamı da yayınlayabilirsin. Ancak benim gibi 
-tembel demeye dilim varmıyor- kafasına göre takılan bir blog sahibiysen vereceğin tavsiye böyle cumartesi gününe kalır:) Her duruma uygun söz söylemiş atalarımızdan yardım almam lazım. 
O halde "Geç olsun da güç olmasın" diyeceğim. Ben yine de film tavsiyemi yapayım. Efendim, hafta içi Loving Vincent'ı izledik. Vizyona girmesini dört gözle bekliyordum, Orhun'un burada olduğu zamanlara denk gelmesi ayrıca keyif sebebiydi. Anne-oğul izledik Loving Vincent'ı. 
Çok beğendik, duygulandık, binbir emekle hazırlanan animasyonda emeği geçenleri takdir ettik.
    Filmin kahramanları Vincent Van Gogh'un tablolarında hayat bulan kişiler. Ve hepsi gerçek, hepsi sanatçının yakın çevresindeki isimler. Doktoru, postacısı, malzeme tedarikçisi, postacının oğlu, doktorun kızı, Auvers'de kaldığı pansiyonun sahibinin kızı vs.vs. Ve tabi ki çok sevdiği kardeşi Theo. Vincent'ın hayatından, tablolarından fırlayıp gelmiş bu insanlar sanatçı hakkındaki duygusal bir animasyon filmin oyuncuları olmuşlar. 100'den fazla ressam Vincent'ın tablolarını kullanarak çizmiş sahneleri. Kimi sahneler oyuncular oynadıktan sonra üzerine çizim yapılarak oluşturulmuş. O yüzden animasyon da olsa bazı karakterler tanıdık gelecek size. Yalnız Vincent'ın hayatında önemli bir figür olan Doktor Gachet ile Game Of Thrones'tan tanıdığımız Jerome Flynn'ın benzerlikleri inanılmaz. Yerinde bir seçim olmuş. Teknik konusunda bilirkişi olmasam da bir seyirci olarak onca ressamın çizim yapması, çizimlerin birleştirilip şahane bir hikayeye bağlı kalarak montajın yapılması, her bir sahnenin Vincent'ın resimlerini hatırlatması bana son derece başarılı bir iş gerçekleştirildiğini düşündürdü. Tekniği bir kenara bırakacak olursak, film konusuyla da şahaneydi. Vincent'ın intiharı üzerinden ilerliyordu. İntihar mı etti? Öldürüldü mü? İntihar ettiyse sebebi neydi? Senarist kadar biz seyirciler de düşündük ve film ilerlerken bu konu hakkında defalarca fikir değiştirdik. Vincent'ın çevresindeki kimi insanı çok sevdik, kiminden nefret ettik. 
    Sanatçıyı çok seven, Theo'ya yazdığı onlarca mektubu taşıyan postacı Joseph Roulin ve oğlunun, Vincent'ın ölümünden iki yıl sonra gerçekleştirdikleri diyaloglarla başladı film. Postacı, sanatçıdan kalan son mektubu Theo'ya götürmesi için oğlunu görevlendirdi. Oğul Roulin bu işe hevesli değildi, Vincent'ı beceriksiz bir zavallı olarak görüyordu. Öyle ya da böyle yola çıktı, Theo'nun Vincent'tan altı ay sonra öldüğünü öğrendi ve yönünü Doktor Gachet'ye çevirdi. Sanatçının öldüğü Auvers'e giderek onu tanıyan herkesle konuştu. Roulin, Vincent'ın duyduğu derin yalnızlığa, doğuştan gelen hassasiyetine tanık olup fikirlerini değiştirirken, bunun zaten böyle olduğunu bilen biz seyirciler, sanatçı adına bir kez daha hüzünlendik. Görüntülerle, konusuyla, sanatçının nokta atışı yerlerde kullanılmış sözleriyle bizi sarıp sarmaladı bu film. Vincent'ın isteği, içindeki derin hassasiyetin eserlerinden okunabilmesiymiş. Film bunu sağlayıp sanatçının isteğini yerine getirmiş diyebiliriz. 
    Çok kişi biliyor ve bekliyordu bu filmi, yani aslında tavsiye etmek biraz yersiz. Benim hatırlatmak istediğim filmi seyretmek için çabuk davranılması gerektiği. Zira bu tip filmlerin vizyona girmesiyle çıkması bir oluyor. Kendisi ne yazık ki bir Recep İvedik olmadığı için haftalarca gösterilmeyecektir. Filmi izleyebileceğiniz salon sayısı da az. Yine de birini seçip gitmenizi tavsiye edeceğim. Pişman olmayacaksınız.









28 yorum:

  1. Aaa! Öldürülmüş olabilir mi????? O kadar şaşkınım ki şu an. Yıllar önce Kirk Douglas'ın oynadığı Van Gogh'u izlemiştim onda da intihar ediyordu ve tabii ta lise yıllarımdan beri bildiğim de hep intihar ettiğiydi aman Tanrı'm kim neden öldürür onu yaa? Umarım doğru değildir...çok sevdiğim, hayat hikayesini okuduğum bir ressam, anlattıklarını okuyunca da çok merak ettim süper güzel bir fikir geldi, mutlaka seyretmeli ve haklısın bir Recep İvedik kadar oynamaz:(
    Emeğine sağlık.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Müjdecim çok tatlısın, şaşkınlığını hissettirdin bana inan;)
      Öyle bir tez de var fakat filmde son karar yine intihar ettiği yönünde. Izleyince beğeneceksin.Çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  2. Aylardım ben de bekliyordum bu filmi. Bu hafta izledim ve o günden beri kendimi filmle ilgili bir şeyler okurken buluyorum. Kesinlikle çok güzeldi:D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eve gelir gelmez ben de tekrar Theo'ya mektupları okudum:)

      Sil
  3. Kirk Douglas'ın oynadığı Van Gogh'u da seyretmeni tavsiye ederim. ben onu da çok severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzledim, çok da severim. Ama bu tavsiye almayacağım anlamına gelmiyor:) Özellikle blog aleminde tavsiyeleri çok önemsiyorum, faydalaniyorum. Çok teşekkürler...

      Sil
  4. ay ya bak benim de aklımda bu ve bu filme bayılırım diyordum oleeey sen de sevmişiin :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin oralarda gösteriliyor,git bence:) Ben Beylikdüzü'nden kalktım gittim düşün :)

      Sil
  5. Mektuplarını okumuş ve çok etkilenmiştim. Filime gitmek gerek evet.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız, eve gelip mektupları tekrar okudum Tülin Hanım.

      Sil
  6. İzlemeyi çok isterim, ilk fırsatta:)

    YanıtlaSil
  7. van gogh-jacques dutronc, maurice pialat izlesenee. theo ya mektuplar da nefis evet, yky di galiba ya da iş bankasııı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Telefondan yazıyorum, bilgisayarı açınca bakacağım, teşekkürler deep:)

      Sil
  8. Filmi son Antalya Festivalinde yapımcısı ve yönetmeni ile birlikte izlemiş ve sonundaki söyleşiye de katılmıştım, o da ayrı bir hoşluktu. Karısı ile birlikte çok uzun zaman çalışmışlar film üstüne, ressammış zaten yönetmenin eşi. Şanssızlığımız koskoca salon dururken tüm festival filmlerinin daha küçük perdeli bir salonda gösterilmesi idi, bu sene festivale akıl sır ermedi zaten. Yine de çok güzeldi, bakalım Oscar şansı ne olacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eveeet, hatırladım, yazmıştınız. Yapımcı ve yönetmenle seyretmek şahane olmuş. Bu ayrıntıları es geçmemenize hayranım. Oscar ayrıntısını atlamışım ben, hatırlatmanız iyi oldu. Sevgiler Nurşen Hanım.

      Sil
  9. Anımsıyorum yıllar önce Hollanda'ya gittiğimizde, Van Gogh'un eserlerini görebilmek için müze önünde uzun kuyruklarda beklemeyi göze almıştık. Eserleri, yazdığı mektuplar...sıradışı bir ressam. Yeni vizyondaki "loving Vincen"i de izlemeyi çok isterim. Bence filmi iyi ki tanıtmışsın Sezer'cim. Sonra bizlere her gün haftasonu :) Emeğine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Amsterdam'da sadece birkaç saat bulunabildiğimiz için müzeyi göremedim:( İnşallah bir gün mutlaka:)
      İyi seyirler Esincim. Öpücüklerimle teşekkür ediyorum:)

      Sil
  10. Tam da dün bir arkadaşım bu filmden bahsetmişti. Üzerine geldi yazınız. Belki önümüzdeki hafta gitmeyi planlıyoruz. İyi haftalar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım denk getirirsiniz, şimdiden iyi seyirler Gamze:)

      Sil
  11. Ay çok sevindim filmin iyi oluşuna, ben de gitmek istiyorum, demek ki hayalkırıklığına uğramayacağım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Konusu, tekniği müthiş. Van Gogh zaten sevilen bir isim. Kesinlikle beğeneceksin diye düşünüyorum:)

      Sil
  12. Çok istiyordum bu filmi sinemada izlemeyi... Ara ara nasıl yapıldığına dair çekimler izlemiştim ve gerçekten de çok büyük bir emek var bu işte...
    Artık internetten izleyeceğim maalesef, buraya uğramadı ne yazık kı :/

    Diğer filmleri bilmiyorum ama animasyonda oscarı alır gibi geliyor bana bu film. Bakalım aday listeleri açıklansın, takip ederi birlikte ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada bile az salonda gösteriliyor maalesef. Oscar'dan önce kesin izlersin sen ama :)

      Sil
  13. Şimdi geldim filmden ve bayıldım. Ne kadar başarılı yapılmış, gerçekten o emeğe hayran olmamak mümkün değil. Theo'ya Mektupları da yeni okuyup bitirmiştim ki üstüne daha bir iyi geldi. Ama o Dr. Gachet'yi hiç gözüm tutmadı benim yahu! Valla içime bir kurt düştü benim yine de ölümüyle ilgili. (Her ne kadar kulağa tuhaf gelse de) umarım bildiğimiz gibi intihardır diyeceğim ben yine. Öbür türlüsü çok daha üzücü gelir şahsen bana. :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gachet'de var bir sıkıntı:) En azından tedavi edebilirdi gibi değil mi? "Belki böylesi daha iyi olur dedi bana" bahanesiyle günah çıkarıyor. Bence de intihar ettiğini düşünmek daha rahatlatıcı, hele hiç kimseyi suçlamamışken. Yani başkası vurduysa ve Van Gogh bunu söylemediyse çok daha üzücü:(

      Sil
  14. Buraya hiç gelmiyor Sezer`cim böyle filmler. Şanslıysam Nilüfer Belediyesi kültür merkezlerinden birinde sonradan izleyebilirim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bursa gibi büyük bir şehirde bile durum böyle. Neyse ki Nilüfer Belediyesi var:) Oradaki etkinlikleri takip ediyorum:) Oscar'a aday olursa gösterilir belki. Umarım gösterilir.

      Sil

Yorumu olan?