İstanbul Kitap Fuarı'ndan bahsedeyim mi biraz? Ben bu seneki ziyaretimi tamamladım. Aslında ikinci ve son hafta sonu daha hareketli oluyor ama o ara gidemeyeceğim.
Fuarı ilk ziyaretim bir panele katılmak içindi. Henüz ikinci gün olduğu için aşırı kalabalık yoktu. Sanırım popüler yazarların yeni romanları olmadığı için bu sene fazla imza etkinliği yok ve bu durum da katılımcı sayısını etkiliyor olabilir. Uzun uzun imza kuyrukları göremedim.
Fakat dediğim gibi son iki gün daha farklı olabilir.
Kitap okumayı seviyoruz, fuarı da hevesle bekliyoruz ama bazı arkadaşların heyecanları biraz enteresan oluyor sanki. Girmek üzereyken "Ay çok heyecanlıyım!" diyerek coşanlar mı istersin, fuara katılamayacak olan tanıdığına telefonundan görüntülü canlı yayın yapanlar mı? Daha metrobüs köprüsünden başladı yayın ve "Bak Tüyap göründü" şeklinde devam etti. Ben de yakınında yürüdüğüm için konuşmanın epeyi bir kısmına şahit oldum. "Sakin olun arkadaşlar" diyesim geldi:)Katıldığım panel Hep Kitap'tan çıkan "Uydurmanın İncelikleri/Kurmaca Üzerine Kişisel Yaklaşımlar" isimli kitabın tanıtımı ve kurmaca konusundaydı. Kitap, konusunun yanı sıra katkısı olanlar İsmail Güzelsoy, Mahir Ünsal Eriş, Mine Söğüt, Mario Levi gibi isimler oldukları için dikkatimi çekmişti. Paneli düzenlenince ve İsmail Güzelsoy da katılımcı olunca kaçırmak istemedim. Bir önceki yazıda bahsettiğim gibi yazarın romanlarını çok beğeniyorum.
11 Kasım'daki imza gününe katılamayacağım için o gün tanışmak ve Değmez hakkındaki fikirlerimi iletmek, bir okur olarak teşekkür etmek istedim. Konuşmadan sonra yakaladım ve isteğimi gerçekleştirdim. Ben Değmez'den bahsederken genç bir çocuk gelip aynı şekilde "Hocam Değmez için sizinle tanışmak istedim" dedi:) Aslında hayalkırıklığına uğramamak için sevdiğim romanların yazarlarıyla tanışmayı sevmem, ince eleyip sık dokurum. Neyse ki İsmail Güzelsoy beni yanıltmadı, son derece kibar ve işini seven bir yazar olduğuna tanık oldum.
O gün panelden sonra ufak bir tur atıp birkaç kitap aldım. Baktım Cem Yılmaz'ın abisi
Can Yılmaz, Zafer Algöz'le birlikte oturuyor. Onun kitabı da (aslında arka arkaya iki tane yazdı)
bir süredir aklımdaydı. Kendisiyle biraz sinema sohbeti yapıp kitabını imzalattım. Tiyatrocu ve oyuncu Zafer Algöz de bir kitap çıkardı biliyorsunuz. Ona Twitter'daki abartılı Beşiktaş tweetlerinden dolayı sinir olduğum için imza niyetiyle yaklaşmadım, Fenerbahçeli olduğumu belirtip, futboldan konu açıp fanatikçe davrandığını söyledim. Bunu niye yaptım bilmiyorum:) Bazen geliyorlar bana. Tweetleri kafamda şimşek gibi çaktı o anda:) O da fazlasıyla yayılarak oturan lakayt tavrını bozmayarak "ne yapalım?" gibilerinden ellerini açarak cevap verdi:)
Can Yılmaz'ın efendiliğinden eser yok kendisinde. Hani bazı yazarlar imza etkinliklerinde ukala ukala yaylana yaylana oturuyorlar ve okuyucu da iki büklüm eğilerek "ben sizi çok seviyorum" vs. tavırlarına giriyor ya o durumdan hiç hoşlanmıyorum. Bu konuda Hakan Günday bambaşkadır. Adam saatlerce ayakta durup, herkesle teker teker ayakta sohbet eder. Ben de ünlü bir yazar olsaydım imza günümde kesinlikle böyle davranırdım. Ha illa oturmak isteyen yazar otursun da karşısındakini rahatsız edici tavırlara girmesin, şık olmuyor.
İlk ziyarette sadece -çok çabuk tükendiği için- Türk Dili Kurumu'ndan iki kitap aldım. Rahat rahat alışveriş yapma işini hafta içi bir gün akşamüstü saatlerine bırakarak günü tamamladım.
Bir sonraki ziyaretle birlikte aldıklarıma gelecek olursak... Fuara gidecek olanlara benden ufak bir hatırlatma olsun. Ben de blog arkadaşlarımdan bu konuda çok faydalanıyorum. Örneğin Hemigway'in Paris Bir Şenliktir kitabını Özlem'in ısrarlı tavsiyeleriyle aldım:) Sevdiğim bir yazardır ve bu kitabın tarzı da tam bana göre ama her birine aynı anda sıra gelmiyor ne yazık ki. Bugüne kadar edinememiştim. Fuarda görünce aklıma Özlem geldi ve hemen aldım. Bu arada Kırmızı Kazak'ı bulamıyorum Özlem. Yeniden basıldığı zaman onu da alacağım aklımda:)
Magda Szabo'yu ve romanı İza'nın Şarkısı'nı da yine buradan okudum ama kimden okuduğumu hatırlayamıyorum. Sanırım birkaç ayrı kişi tavsiye etmişti. Bakalım ben de beğenecek miyim?
Can Yılmaz'ın Klişe Hayatları'ndan ve Uydurma'nın İnceliklerinden üst satırlarda bahsetmiştim. Onlar da daha önce aklıma yazdığım kitaplardandı.
3 tane Enis Batur kitabı aldım. Çok severim, adam da yazdıkça yazıyor, almakla bitmiyor.
İnci Aral'ın Kendi Gecesi'nde romanını fuarda bir süre yanımda olan arkadaşımın ısrarıyla aldım. Kırmızı Kedi Yayınevi'nde 5 Liralık romanlar içerisindeydi.
Türk Dil Kurumu'ndan aldıklarım Atatürk Şiirleri ve usta yazarların denemelerinden oluşan bir kitap. Atatürk Şiirleri'nin son ikisinden birini ben aldım.
En sevdiğim yazarlardan Stefan Zweig'in Yakan Sır isimli kitabını kapak tasarımını çok beğendiğim için aldım. Okuduklarımdan biri değildi iyi oldu. Fotoğraftan belli olmuyor ama kadife izlenimi veren çok şık bir kapağı var.
Yitik Ülke Yayınları'nı çoğu blogger iyi bilir. Aynı zamanda şair olan sahibi Kadir Aydemir tam bir blogger dostudur ve ortak çalışmalar bile hazırlamıştır. Kendisini görünce bir merhaba demek ve son zamanlarda gerilim romanı olarak fazlaca methini duyduğum Berlinli Apartmanı'nı almak istedim. Tanışmış olanlar bilirler Kadir Aydemir sanki yıllardır arkadaşmış gibi davranan, inanılmaz samimi biri. "Dur çanta da vereyim, tohumları aldın mı?" diye diye uğurladı beni. Okuyucuların devamlı getirdiği böreklerden de ikram etti ama o kadar kalmadım:) Yitik Ülke hediye kitaplarla, kitap alanlara verdiği -fotoğrafta görüldüğü gibi- tohumlarla, köy okullarına devamlı surette yaptığı kitap yardımlarıyla farklılık yaratan bir yayınevi. Uğrayıp bir selam verin göreceksiniz.
Şu anda bu yazıyı yazarken anlıyorum ki aldığım bir kitabı orada unutmuşum. Ağlamak istiyorum. Murat Gülsoy'un son romanını bekliyordum. Aldım da ama evde yok, bulamıyorum. Birkaç torba taşıyıp ödeme yapmaya çalışırken bir karmaşa yaşanıyor ya, o sırada orada bıraktım herhalde:(
Kitaplarımın üzerindeki fincanım Can Dükkan'dan. Edebiyat temalı çok şeker ürünler tasarlanmış. Fincanlara dayanamadığım için üzerinde adamım Dostoyevski'nin yer aldığı bir tanesini aldım.
Aslında tahminimden az alışveriş yapmışım. Bunda internet fiyatlarının daha uygun olmasının büyük payı var. Şimdi yeni yıla kadar kitap almama kararındayım. Yeni yıl hediyesi olarak kendime Paul Auster'in 5-6 kitaba bedel 4321'ini alacağım. Fuarda elime aldım aldım bıraktım. Bundan sonra ilk sırada o olacak. Bir de Murat Gülsoy, Öyle Güzel Bir Yer ki :(
Yazar olmuş ama adam olamamış o kadar çok insan var ki, ben tanımıyorum o kişiyi, o yüzden okumadım Beşiktaş tweetlerini (bu arada ben de Fener'liyim), çok şaşıyorum genellikle Beşiktaşlılar mı hep aşırı fanatik oluyor? Benim facebook'ta hem de hanım bir arkadaşım var, çok iyi kadındır, kedi, köpek hayvanlara çok merhametlidir ama Beşiktaş'a gelince nasıl fanatik, nasıl fanatik. Valla ben Fenerbahçe'de kimler oynuyor bilmiyorum bile. Maç izlemem çünkü. Bir tek Alex'e çok üzüldüm, onu tanıyorum o kadar:)))Kitabını unutmana üzüldüm:( acaba kayıp eşya bürosu filan yok mu?:(
YanıtlaSilKitaplarını güle güle oku. Sevgiler:)
Ben tek başına bir yakadan bir yakaya geçip maça gidecek kadar seviyorum Fenerbahçe'yi. Sevindirdiği zaman paylaşımlar da yaparım ama takımımın her maçından ve diğer iki büyüğün her maçından sonra sosyal medyada çemkirirsem bu sevimsiz bir şey olur. Dediğim kişinin yaptığı da aynen bu. Tiyatrocu, oyuncu falan ama fanatik, öylesi daha bir acayip geliyor:)
SilKitap gitti gider Müjdecim. Geçmiş olsun, bir ara tekrar alacağım artık mecbur.
Öpüyorum seni, teşekkürler.
İnci Aral'ın o kitabı listemdeydi, sonra aradım bulamadım. Dedim ki senin şansın kalmadı daha da arayamam. Beş dakika sonra karşıma çıktı, alınmaya hak kazandı. Hem de indirimdeydi, gel beni al dedi :)
YanıtlaSilHafta içi gittiğimden tanıdığım bir yazar yoktu ama sanat galerisi kısmının tam tadını çıkarttım :)
Gitmeden önce aradığım kitapların yayınevlerini not alıyorum. Sonra dönüp duruyorsun sahiden. Kitabı bulmana sevindim. Aradığına göre iyi demek ki, bakalım okuyayım ben de.
SilSanat Fuarı bu sene daha da iyiydi sanki. Hafta içi şahane geziliyor.
Sevgiler Handan.
Deli fanatiğim benim :))) Sana yanıt verseydi kimbilir neler derdin, allahtan ne yapalım demiş :)))
YanıtlaSilCan Yılmaz benim de merak ettiklerimden, sen okuyunca anlatırsın ;)
Yine keyifli bir fuar ziyareti Sezercim ♥
Öpüyorum seni
Tek başına bir yakadan bir yakaya geçip maça gidecek kadar seviyorum Fenerbahçe'yi:) Ama bu bana her maçtan sonra diğer iki büyük takıma çemkirme hakkı vermemeli.
SilSen Beşiktaş'lıydın değil mi? Benim anne tarafım komple Beşiktaşlı:)
Ben de seni öptüm Şebnemcim.
elim değmişken geçen seneki kitap fuarı yazısına da gittim 22 kitap alınmış :)) the following izlemekten Poe okuyasım var ama çok üşeniyorum, nasıldı?
YanıtlaSil22 kitap mı almışım geçen sene? Bu sene niye böyle olmuş? :)
SilPoe'nun bende gördüğün kitabı şiir kitabı. Nasıl desem, enteresan bir kafa. Ben severim. Bir dene bakalım , herkese uyar mı bilemedim. The Following'te delirtmişti ama beni Poe'cular:)
Kitap fuarlarını ben de çok seviyorum. Hele sevdiğim yazarlar da oradalarsa ne mutlu:)
YanıtlaSilHaklısınız:)
SilNasıl güzel anlatmışsınız. Taa buralardan kalkıp gidesim geldi. Keyifli okumalar.
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ediyorum Tülin Hanım. Hoş etkinlikler bunlar:)
SilFavorim Enis Batur tabi ki. Başka Yollar da en güzel
YanıtlaSilkitaplarından biri.
Enis Batur çok başka çok.
SilUzaklığı bahane ediyorum bende.Güzel bir etkinlik aslında,Anadolu yakasında da istiyoruz:) Birde geçen TV de son günkü izdihamı gösterdi, şaştım kaldım.Pek belli olmuyor ama ne çok kitap okuyan bir toplummuşuz.
YanıtlaSilHoşuma gitti:)
Haydarpaşa'da olunca gidiyorum ben mesela Mehtap:) İstanbul büyük, kalabalık, zorlanıyoruz ama yapacak bir şey yok.
SilSon hafta sonu muazzam kalabalık oluyor kitap fuarı. Nefes alamıyorsun. Özellikle tanışmak istediğimiz yazar yoksa o son iki günden önce halletmek lazım alışverişi. Dün izdihamdan köprü yıkılıyormuş neredeyse:)
Ülkemizde çok az bir yüzdenin okuduğu söyleniyor, yüzde 80-90'mız okusa ne olacak bilmem:) Çok kalabalığız çok.
Sevgiler, öpücükler Mehtap...