16 Kasım 2018 Cuma

2018 İSTANBUL KİTAP FUARI ALIŞVERİŞİM

    İstanbul Kitap Fuarı 2018'in sona ermesine az bir zaman kaldı. Her sene olduğu gibi bu sene de etkinlikler ve ziyaretçiler açısından yoğunluk yine önümüzdeki hafta sonu olacak. Ben ziyaretimi geçtiğimiz pazartesi günü yaptım. Ortalık son derece sakindi. Fuar bildiğimiz gibi. Internet mağazalarından daha pahalı. Ortaya sürülen kitaplar hep aynı popüler kitaplar. Fakat yine de vazgeçemiyoruz, hepimiz dayanamayıp elimiz kolumuz dolu dönüyoruz. Ne dersiniz? Fikir olması için alışverişimden bahsedeyim mi biraz? 
    Bu sene fuardan 3 tanesi sahaf bölümünden olmak üzere 16 kitap satın aldım. 
    
    İlk alışverişimi E Yayınları'ndan yaptım. Aşağıdaki fotoğrafın üst kısmında görülen 2 kitap çekti dikkatimi. Yazar Nicholas Seare gibi görünse de her ikisine de "Bir Trevanian Kitabıdır" şeklinde not düşülmüştü. Meğer bu isimle yazmış bu romanları. Trevanian romanlarını çok severim. 
Satış görevlisi orta yaşlı bey, yazarın diğer kitaplarını gösterdi "İşte bunlar Trevanian" dedi. "Hepsini okudum" dedim. "Maşallah" dedi amca:) Fakat Nicholas Seare takma ismiyle yazdığını bilmediğim için eksik olmuş demek ki. İkisini de alıverdim. Amca ısrarla Boyalı Kuş'u da tavsiye edince onu da aldım. İsmini duymuştum. Otobiyografik bir roman. İkinci Dünya Savaşı sırasında ailesi tarafından güvenlik gerekçesiyle uzak bir köye gönderilen çocuğun savaşa ve ötekileştirmeye dair izlenimlerini anlatıyor. Bu roman E Yayınları'nın bastığı ilk romanmış (1968). Çocukluğumdan hatırlarım bu yayınevini ve logosunu. Babamın kütüphanesinde bolca bulunurdu.
    
    Metis Yayınları'ndan da 3 kitap aldım. Aslında ilk amacım John Berger'in Portreler'ini almaktı. Ancak internet mağazalarında çok daha uygun olduğu için ve bu kitabı nasıl olsa alacağımdan 
o an için erteledim. Metis'te epeyi bir vakit geçirdim. Kitaplarını seviyorum. Yine John Berger'den, Jean Mohr ile birlikte hazırladığı Yedinci Adam'ı aldım. Çokça ilgimi çekti. Göçmen işçiler hakkında bir kitap bu. Çok sayıda fotoğrafla desteklenmiş. Şöyle diyor Berger: "Bugün hâlâ İstanbul'un bir gecekondu semtinden, bir Yunan limanından, Madrid'in, Şam'ın ya da Bombay'ın bir kenar mahallesinden bu kitabı ele geçirip ilk okuduklarında nasıl etkilendiklerini anlatan Güneyli okurlara rastlıyorum. Böyle yerlerde kitap doğru bir adrese ulaştı, dostça ilgi gördü. Yedinci Adam bu okurlar için artık sosyolojik ya da birinci dereceden siyasal bir risale değil, daha çok bir aile albümü -insanın yakınlarının hikâyelerine, hatıralara, bir dizi yaşanmış anlara rastlayacağı bir albüm." 
    Metis'in Ötekini Dinlemek serisinden Haset ve Şükran'ı da aldım. Hasetlik, kıskançlık son derece ilgimi çeken bir konu. Yazarı Melanie Klein, Freud'dan sonra psikanaliz tarihinde en etkili isimlerden kabul edildiği için uzmanından okumak istedim. Önce bir okuyayım, bu konuda bir şeyler yazarım buraya diye düşünüyorum:)
    Yine Metis'ten aldığım Ben Buradan Okuyorum, kitaplar üzerine yazılmış bir kitap. Piyasadan, değişen değerlerden vb. konulardan bahseden faydalı olduğunu düşündüğüm bir kitap. 

    Çokça vakit geçirdiğim standlardan biri de Karakarga Yayınları'na aitti. Çizgi romanı da bol olan bir yayınevi bu. Sevdiklerimden biri. Çok eğlenceli kitaplar aldım buradan. Kutlukhan Perker'in çizimlerini seviyorum. İki tanesi ona ait. Biri İnsomnia Cafe isimli çizgi roman. Seneler önce seri halinde L-Manyak'ta yayınlanmıştı. Daha sonra Amerika'da basılmış. Şimdi toparlanmış ve Türkçe haliyle Karakarga Yayınları'nda. 
    Fotoğrafta görülen, Kutlukhan Perker'in çizimleriyle desteklenmiş Öbürküler romanı 
Mahir Ünsal Eriş'e ait. Keyifle okuyacağımı düşünüyorum. İsmail Güzelsoy'un yeni romanı 
Süslü Hatıralar Sahnesini de Kutlukhan Perker resimledi ve o gün onu da alacağım düşüncesindeydim. Ancak baskıda problem olmuş ve yetişmemiş. Cumartesi günü İsmail Güzelsoy'un imza etkinliğine kadar gelecekmiş. Hafta sonu tekrar gidip gidemeyeceğimi bilmiyorum. Şimdilik kaldı sanırım ama en kısa zamanda Süslü Hatıralar Sahnesi'ni de alacağım. 
    Fotoğrafta görülen Neşeli Günler de keyifli bir kitap. Berk Kuruçay Yeşilçam filmlerini yazmış, Emirhan Perker resimlemiş. Bilmeyenler için bahsi geçen iki Perker'in kardeş olduğunu ve bizimle hiçbir akrabalıklarının olmadığını belirteyim:) İki sene önce yine fuarda her ikisiyle de tanıştım, soyadımın -aslında eşimin soyadı tabii- aynı olduğunu söyleyince şaşırdılar. Zira pek bilinen bir kelime değil. O gün Berk Kuruçay'la da tanışmıştım. Çok güleryüzlü, samimi, üretken, gencecik bir yazar. Orhun yaşında. Çok sevdim Berk'i. Epeyi bir sohbet etmiştik. Her kitabını alıyorum. Ve keyifle de okuyorum.
     
    Karakarga Yayınların'dan aldığım farklı bir kitap daha var. Daima Şık... Çıktığından beri aklımdaydı. Atatürk'ün o bildiğimiz şıklığını, zarafetini anlatan bir çalışma bu. Nebil Özgentürk 
20 yılda bir çok röportaj yaparak hazırlamış. Atatürk'ün çevresinde olup hayatta olmayan isimlerin anılarından da faydalanıp özel bir kitap çıkarmış ortaya. Tarihçiler, modacılar, sanatçılar... 
Epeyi ilginç isimler var. Hemen bu kitaba mı başlasam, ne yapsam?

    Yeni çıkanlardan biri de Yekta Kopan'ın Sıradan Bir Gün'ü. Sanırım henüz o gün gelmişti. 
İlk alanlardan olabilirim. Yekta Kopan'ın öykülerini seviyorum. O yüzden romanlarını da kaçırmıyorum ancak ille de öyküleri diyorum. Aslında öykü okuyucusu olmamama rağmen söylüyorum bunları. 
    
    Epeydir aklımda olan Şule Gürbüz kitabını nihayet o gün aldım. Çok sevdiğim Hakan Günday'ın Şule Gürbüz romanlarını okuduğunu söylemesi beni bu yazara yönlendirdi. Kambur, yazarın ilk romanı. Yazalı üzerinden çok zaman geçmiş. İnce bir kitap olduğu için aynı gün okudum. Sert bir anlatım. Fakat severim. Tamamen çiçek böcek şeklinde ilerleyen hikayelerden hoşlanmam. İnandırıcı olmuyor. İnsan varsa acı da olmalı, hüzün de... Ve aynı şekilde daha bir çok olumsuz duygu... Şule Gürbüz'ün diğer kitaplarını da alırım ben. 

    Yeraltı edebiyatı denilen türden bir kitap daha. Bunaltı... Burak Parmaksız'a ait. Nereden duydum, nasıl aklıma yazdım bilmiyorum ama görünce kafamdaki alınacaklar listesinde olduğunu hatırladım. Bakalım nasıl bir roman?

    Bu sene kitap fuarının sahaflar bölümüne ilgi çok daha fazlaydı. Bunun sebebinin ekonomik olduğunu söylememe gerek yok. Aslında aklımda yoktu ama benim de yolum düştü. İyi oldu. Gidince uğramayı unutmayın bence. 5 liraya çok güzel kitaplar alabilirsiniz. Kalabalıktan dolayı fazla duramadım ama 5'er liradan 3 kitap seçmeyi başardım. İkisi gezi kitabı. Bir önceki yazıda Buket Uzuner'in röportajını dinlediğimi ve tarzını öğrenip sevdiğimi söylemiştim. O yüzden gezi yazılarını beğeneceğimi düşünüyorum. 

    Kapanışı Nilüfer'le yapayım. Sahafta biyografisine rastlayınca onu da aldım. 
    
    Fena kitaplar almamışım:) Fuarın son 3 günü İstanbul'un yağmurlu günlerine denk geldi ama eminim kitapsever birçok kişi hava durumuna ve TÜYAP'ın uzaklığına bakmadan bu günleri değerlendirecektir. O hâlde şimdiden keyifli gezmeler ve okumalar diliyorum. Paylaşımları merakla bekliyor olacağım.





30 yorum:

  1. Metis'ten çıkan Haset ve Şükran takıldı oltama. O kitabı inceleyeceğim. Paylaşım için teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim. Paylaşımlar, fikir alışverişleri iyi oluyor:)

      Sil
  2. Umarım biz de yarın sabah gitmeyi başaracağız, be yine umuyorum etraf kalabalıklaşmadan dolaşabileceğiz :) Kitap listem çok uzun ama internet fiyatlarını da yazdım yanına , eğer fark çoksa internnetten sipariş ederim diye düşünüyorum, zaten 50 kitabı bir defada almam zor gibi :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de internet fiyatlarını not alıyorum. O yüzden genelde yazdıklarımı almadan dönüyorum, gözüme çarpanları alıyorum:) Size keyifli gezmeler. Erken saatte daha normal bir kalabalık olur tabii. Fakat çıkılmıyor da. Her yeri gezmediğim halde 5 saat durdum o gün:)

      Sil
  3. Hakan Günday'ı ben de çok seviyorum, ve şu an senin sayende Şule Gürbüz ile tanıştım. Hakan Günday okuyorsa merak uyandırır bende :) Hemen not ettim.
    Dolu dolu bir alışveriş olmuş, şimdiden keyifli okumalar
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hakan Günday kesinlikle en sevdiğim yerli yazar. Geçtiğimiz yaz bir sohbetine katılmıştım, Şule Gürbüz'ü orada kendisinden bilhassa duyduğum için okumasam olmaz dedim ben de:)
      Çok teşekkür ediyorum Ezgi. Sevgiler...

      Sil
  4. Hepsini keyifle okumanı diliyorum.

    YanıtlaSil
  5. İnstagramda, bloglarda fuarla ilgili paylaşımlar görünce içim gidiyor resmen. O kadar özledim ki türkçe kitapların olduğu bir kitapçıda kendimi kaybetmeyi, saatlerce dolaşmayı. 2 sene önce İzmir fuarına denk gelmiştim.
    Aldığınız kitaplar çok güzel. Boyalı Kuş adlı kitabı yakın zamanda okudum.
    Şimdiden size keyifli bir okuma serüveni diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yurt dışında yaşıyor olsaydım, bahsettiğiniz benim de en çok özlediklerim biri olurdu kesinlikle. Umarım bir ara İstanbul fuarına da denk gelirsiniz:) Çok teşekkür ediyorum.

      Sil
  6. Bir yorumum vardı ama gidemedi nedense.
    Demiştim ki, ben de otobiyografileri severim, ben de kitap fuarlarını severim.
    Huzurlu okumalar. Bu mevsim tam da bunun için sanki değil mi?

    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ediyorum Tülin Hanım. Bugün yağmur var İstanbul'da, dediğiniz gibi tam havası. Birazdan kitabıma gömüleceğim:)
      Sevgiler...

      Sil
  7. Ahhh süpersiniz . Buradaki çok küçük bir fuardı. Kalabalıktan yanına bike yaklaşamadım standların

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalabalık olması bir yandan güzel, bir yandan zor değil mi?:)
      Çok teşekkür ediyorum, sevgiler...

      Sil
  8. Hey! Burası buram buram taze kitap kokuyor:) Şahane!

    YanıtlaSil
  9. iyi kitaplar almışsın. berger çok severiim. trevainian da okudum ivit gizemli. gürbüz de iyi yazar yaaa. boyalı kuş çok iyiiii :) uzuner biricik zaten. yekta kopanın bu kitabı çok hafifti. toplama yapmış sanki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çook teşekkürler:) Beğenmene sevindim.
      Dediğim gibi Yekta Kopan'ın öykülerini daha çok severim, romanları bir tık hafif oluyor. Toplama derken... Kurgu tekniğine uygun hareket etmiş, kurallı gitmiş gibi geldi bana da.

      Sil
  10. gündayın tüm kitaplarını aldım okuycam sırayla. biraz depresif gibi geldi bana ama :)

    YanıtlaSil
  11. vahşi kırlar belgeseli çok iyiymiş yaa. duymamışım. saol. osho da pek severim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Osho'nun hani bazı sözleri, düşünceleri iyi de bir kişiye tapar gibi davranmak nedir Allah aşkına? Asla çözemeyeceğim bir durum:) Belgesel iyiydi.

      Sil
  12. yekta kopan ile yapılan sohbetleri okudum nette. öykü kitaplarının toplama olduğunu söylüyordu. yani, yayınevleri, yekta bey, hadi size kitap yapalım diyormuş, o da eski yayınlanmış öyküleri bir araya getiriyormuş, bir iki tane de yeni öykü yazıyormuş. sanırım o da bundan hoşnut değil. yekta kopan öykü kitaplarını okuyorum ben de. sakın oraya gitme okudum en son. çok kötüydü öyküler yaa. bir iki tane vardı iyi öykü. bunu da okurum tabii. iyi yazar tabii, hatta bence edebiyat eleştirisi yazıları çok daha iyi. öykülerde herhalde böyle bir durum var demek ki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ha tamam. Anladım şimdi. Sıradan Bir Gün için toplama diyorsun sandım, roman olduğu için şaşaladım:)
      Doğrudur, öykü kitaplarında toplama yapılıyordur. Sakın Oraya Gitme'yi okumadım.

      Sil
  13. Yekta Kopan alınmış hemen ♥
    Ben de ilk internet alışverişim için koydum sepete...

    Çok güzel kitaplar almışsın yine ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aldım da okudum bile:) Kolay ilerleyen kitaplardan.
      Teşekkürler Şebnemcim. Sana da iyi okumalar...

      Sil
  14. Keyifli okumalar, ne güzeldir kitapların fotoğrafı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de severim kitaplı fotoğrafları:) Çok teşekkürler.

      Sil

Yorumu olan?