26 Temmuz 2016 Salı

BUGÜNLERDE...

   
    Kuzenim Bodrum'da yaşıyor. Yine ona gittik Orhun'la birlikte geçen hafta birkaç günlüğüne. Çok fazla akraba yok bizde. Bu yüzden karmaşa da yok, olanlarla birbirimize bağlıyız. Kuzenimin küçük kızını çok özlüyoruz, gidişlerimizin sebebi o oluyor. Ağustos sonunda 3 yaşını bitirecek. İstanbul'dan toplaşıp gidilecek yine doğum gününe. 2 senedir olduğu gibi. Ancak bu sene Orhun'un üniversite işleri nedeniyle bizim fırsatımız olmayabilir diye erkene aldık ziyaretimizi. İlk defa Bodrum'u bu kadar tenha gördüm. Daha uçak yolculuğundan anlaşılıyordu tenhalık. Bu mevsimde tıklım tıklım olan Bodrum uçaklarında boş koltukların varlığı hayli fazlaydı. Yolcular tabii ki Türk ağırlıklı. Gördüğüm birkaç yabancı yolcuyu öpesim geldi. Aslında bana kalırsa gelmeliler, dünyanın birçok yeri tehlikeli şu sıra fakat bu zamanda Türkiye'de tatil yapmak onlara göre büyük cesaret. Onlar da haklı. Darbe girişimi korkularına tuz biber ekti ne yazık ki. 
    Olaydan 4 gün sonraydı yolculuğumuz, havaalanında 15 Temmuz akşamı kırılan bazı camlar yenilenmemişti henüz. Bunların kimi jetlerin sesleriyle patlamış, kimi arbede sırasında zarar görmüş. Üzücüydü. Instagram hesabımda şu fotoğrafı paylaştım ve altına şöyle yazdım o gün:

    "Havaalanının kırık camları önünde naif bir kitap... Bir nebze olsun normalleşme gayreti..."

    Kitaba dikkat! Yekta Kopan'ın İpekli Mendil'i. Kitapseverler bilirler D&R'ın 5 tl.'lik yaz kampanyası başladı. Hepsi Can Yayınları'ndan. Yolum düştükçe bakıyorum mağazalara. İpekli Mendil'in adı da güzel, kapağı da, içeriği de. Kitap adını Sait Faik Abasıyanık'ın bir öyküsünden almış. Yekta Kopan'ın 13-14 yaşlarında okuduğu ve çok etkilendiği bir öyküden. Şu satırlar -kendi deyimiyle- yumruk gibi oturmuş genç Yekta'nın boğazına: "Ölmek üzereydi. Sımsıkı kapalı yumruğunu kapıcı açtı. Bu avucun içinden bir ipekli mendil su gibi fışkırdı". İpekli mendilin su gibi fışkırmasından etkilenen yazar, okuduğu tüm öykülerden derlediği nesneleri, kişileri, yerleri, duyguları vb. terimleri ansiklopedik bir düzenle sunmuş bu kitapta. Teker teker öykülerin ve yazarlarının isimlerine yer vermesiyle, edebiyatın az ilgi gördüğüne inanılan bu türüne bir nevi saygı duruşunda bulunmuş. Herkes aynı ilgiyi göstermeyebilir fakat ben sevdim bu kitabı. Sırf kapak tasarımı bile alınması için bir sebep aslında. Yaldızlı ve şeffaf, yani ipekli bir mendil havasındaki ikinci kapak sarmalamış bu kitabı, bu öyküleri. Ruh halimiz malum bugünlerde, şu zarif kapak bile duygulandırdı beni.

    Bodrum yine sıcaktı, deniz yine güzeldi fakat dediğim gibi inanılmaz tenhaydı, yabancı turist sayısı ise parmakla gösterilecek kadar az. Restoranlar boş, sokaklarda eski kalabalıktan eser yok, ilçedeki klasik yaz trafiği yok. 

    
    Marmaris'teki kaçaklar nedeniyle olsa gerek, havaalanında kontroller sıkıydı. Önümüzdeki asker görünümlü genci hem fazla sorguladılar, hem de çantasını iki kere aradılar, bomba testi bile yaptılar. Hani şu toz halinde bir şey sürüp yaptıkları aramadan... Her şey normaldi, bizimle aynı uçağa bindi çocuk.  

    Hepimiz normalleşme arzusundayız. Biz de bu şekilde atlattık geçmiş birkaç günü. Bodrum'a küçük yeğen Parem'i sevmeye gitmeden hemen önce üniversite sınav sonuçları da açıklandı. Orhun'un puanı güzel. Hele hele bu kadar az çalışmaya rağmen gayet güzel. Ancak -daha önce anlatmıştım- bizim hazırlıklarımız birkaç aydır yurt dışında eğitim üzerine ilerliyor. O da sonuçlanmak üzere çok şükür. Hayırlısı... 
Her şeyin hayırlısı olsun. Dilerim üzerimizdeki koyu bulutlar bir an önce aydınlansın.









 

12 yorum:

  1. Orhuncum için hayırlısı neyse o olsun. Emekleri boşa gitmesin yakışıklımın, tabiki seninde...

    Hepimizde bir normalleşme çabası... Konuşsak olmuyor, konuşmasak hiç olmuyor bu günlerde. Bodrum tatili iyi gelmiştir diye düşünüyorum ikinize de.
    Kocaman öpüyorum sizi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de seni öpüyorum Şebnemcim. Çok teşekkür ediyorum güzel dileklerin için...

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. İnşallah bir yerleştirelim de çocuğu:) Çok teşekkürler.

      Sil
  3. Hayırlısı olsun canım, turist gelmemesine üzülüyoruz tabii ama ben de olsam gelmem:( deniz kıyısındaki boş sandalye, masaya baktım da, insanı çağırıyor gibi, ah orada olmak vardı şimdi:( güzelim ülkeyi ne hale getirdiler:( inşallah yeniden güzel, huzurlu günlerimize döneriz ülkece....

    YanıtlaSil
  4. aile notların ve sahil fotosu ne güzel yaaaa. :) ipekli mendil de ne güzel isim ama :)

    YanıtlaSil
  5. Hepimiz normalleşme yolunda hızlı adımlarla yürümeliyiz canım. Yok başka yolu.
    Ben de kitap okuyorum, yüzüyorum, derneklerim için çalışıyorum.
    Bu satırları da sana sahilde ayak ucumda denizin dalgaları, gözüm gönlüm mavi ile yıkanırken yazıyorum.
    İçimde kocaman, arsız bir umutla.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısınız Tülin Hanım. Ancak kendi adıma konuşmak gerekirse, bazen yapabiliyorum, bazen derin bir karamsarlığa kapılıyorum.
      İyi tatiller dilerim...

      Sil
  6. Yeni yeni bakıyoum bloglara, yokluğumda kim neler yapmış merakıyla:)
    Bize de en çok sorulan soru Türkiye idi, ne olacak, nasıl durum vs. Yurt dışında herkes endişeli. Almanya`da turizm şirketleri turları İspanya, İtalya tarafına daha çok kaydırmış duyduğumuza göre. Normalde şu mevsimde her yerde Türkiye ilanları olurdu.
    Hiçbir fikrim yok artık, daha iyi mi oluruz, kötüye mi gider bir anlam çıkaramıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son cümlene tamamen katılıyorum Semi. Hem birçok fikir üretiyorum, hem hiçbir şey düşünemiyorum gibi saçma bir durumdayım. Umut ve umutsuzluk arasındayım. Travma büyük.

      Sil

Yorumu olan?