9 Aralık 2015 Çarşamba

MATBAACILIK OYUNCAĞI...

   
    Enfes bir çocuk kitabı tanıtmak istiyorum. 

    Can Çocuk tarafından basılan Matbaacılık Oyuncağı... Yazarı Yiğit Bener... Kendisi, yine yazar olan Erhan Bener'in oğlu. Ayrıca Yiğit Bey'in amcası Vüs'at O.Bener, dayısı ise ressam, gazeteci ve yazar olan Fikret Otyam. Edebiyat, sanat, politika konularının eksik olmadığı bir ortamda büyümüş. İşte bu kitapta o yıllardan anılarını aktarıyor küçük okurlara. Yazar bir babaya sahip olmanın zorluklarından bahsederek başlıyor sözlerine. Amcasından ve dayısından söz etmeyi de unutmuyor. Daha sonra kendisinin ilk yazarlık deneyimlerini aktarıyor. Şöyle ki: Fransa'da yaşadıkları yıllarda babası bir matbaacılık oyuncağı alıyor kendisine. Şimdiki çocukların bilemeyeceği eski tip bir matbaa makinesinin minyatürü bu. Harfleri tek tek elleriyle yerleştiriyor, mürekkebi ekliyor ve önce kendi çıkardığı gazetesini bastırıyor, sonra da küçük bir öykü yazıyor. Çok küçük yaşlarda yaşadığı gazetecilik macerası sırasında yaşadığı deneyimleri okumak pek keyifli. İlk makalesi, anne ve babasının işleri nedeniyle onunla ilgilenmedikleri zamanlarda nasıl sıkıldığı üzerine oluyor. Bir de evden haberler veriyor. Annesinin bir önceki gece yemeği nasıl yaktığı gibi. Hepsini yazıyor, oyuncağında bastırıyor. Büyük bir hevesle anne ve babasına gösteriyor. Babası pek memnun kalmıyor yazdıklarından. Şöyle diyor gazeteci oğluna: "Bugün bütün bunları, yani hem annenin anlattığı yaramazlıkları yapmayı hem de gazeteni çıkarmayı başarabildiğine göre, o kadar sıkılmamışsın demektir":) Ve alıyorlar karşılarına neden çalışmak zorunda olduklarından bahsediyorlar uzun uzun. İşte bu noktada tam da gündeme cuk oturan enfes bir saptama yapıyor Yiğit Bener. Çocuklara ağır gelmeyecek bir yazı diliyle tabii: 

    "Gerçekleri dile getirmenin ne kadar riskli bir iş olduğunu sanırım o gün öğrendim. 'İfade özgürlüğü' denen kavram gerçekten çok önemliymiş. Dürüst gazetecilerin işi zormuş. Ya kaleme aldıkları gerçekleri büyükleri, patronları ya da hükümet beğenmezse?"

    İşte bu cümlelerin altını çizdim. Naif, eğlenceli ama tamamen gerçeklere dayalı sözler. Bir oyuncağın öğrettiklerine bak sen! 
    Ben bu kitaba bayıldım. Yiğit Bener babasının çok yazdığını ama çocuklara yönelik bir eser yazmadığı için hep üzüntü duyduğundan yakınıyor ve ekliyor: "Kızımın beni okuyabilmesi için büyümesini beklemek istemedim". Beklemek istemediği için böylesi kaliteli ve eğlenceli bir çocuk kitabı çıkmış ortaya. Yine benim gibi yetişkin birinden duyup satın almıştım bu kitabı. Her yaşa hitap ediyor demek ki. Belki siz de çocuğunuz, yeğeniniz için almak isterseniz. Bence o okumadan önce siz okuyun:) Mesela ben şimdi yeğenim Nisan'a vereceğim bu kitabı. 5.sınıfa gidiyor ve tam da onun yaş grubuna uygun. 





6 yorum:

  1. Hemen ekledim listeye... Hoş benim paşayı şu anda sarmaz belki ama benim okuduğum kitaplara ilgi duyuyor... Arada bunu kaynatırız belki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Önce sen oku, ilgisini çeker o zaman:) Bence sen de seveceksin zaten.

      Sil
  2. blog keşif etkinliğinden geliyorum.Bloğunuzu yeni tanıdım ve takibe aldım yeni yayınlarda ve yorumlarda görüşmek dileğiyle:) Bende beklerim sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Hoş geldiniz. Hemen dönüş yapıyorum size:)

      Sil

Yorumu olan?