7 Mayıs 2015 Perşembe

İNGİLİZ TURİSTTEN İNSANLIK DERSİ!

    Geçtiğimiz hafta sonunda Pamukkale'deydik. Bu geziyle ilgili izlenimlerimi en kısa zamanda paylaşacağım. Ama ondan önce orada şahit olduğumuz bir olaydan ve dolayısıyla biz Türkler'in ve Avrupalı'ların kültürel mirasa bakış açısının farklılığından bahsetmek istiyorum.
    Efendim, akşam üzeri güneşin batmasına yakın dakikalarda Pamukkale travertenlerinde gezerken, etrafımıza hayran hayran bakıp hayallere dalmışken, bir turistin bağırışıyla kendimize geldik. İngiliz olduğunu sonradan anladığımız orta yaşlı bir turist, bizden birilerine bağırıyordu. Bizden dediğim çiftin kadın olanı travertenlerde girilmemesi gereken girmişti, eşi de onun fotoğraflarını çekiyordu. Adamın elinde iyi bir fotoğraf makinesi vardı, eşi ise güzel fotoğraf verebilmek adına ortama uygun bir elbise giymişti, kafasında geniş bir şapkası, elinde kırmızı uçuş uçuş bir fuları vardı. Girilmesi yasak olan ve bu yasağın farklı dillerle yazıldığı bir tabelası bulunan, hatta çevresi zincirle çevrelenmiş bölümdeki fotoğraf çekimini gören İngiliz turist "Çık oradan! Nasıl girersin? Burası senin değil. Burası tüm insanlığa ait!" diye bağırıyordu. Bizim Türk arkadaş Türkçe olarak "Sana ne? Gerizekalı!" falan demeye başladı. 
Eşi "Ay ben çıkıyorum" dedi. Kocası "Hayır çıkma, gerizekalı adama bak!" dedi. 
Eşi "Ay benim sinirim bozuldu" dedi. Bu arada turist "Çektim senin fotoğrafını, herkese göstereceğim, şimdi görevliyi çağırmaya gidiyorum" dedi ve gitti. Hemen üzerine görevli geldi. Bu sefer turistin eşi görevliye anlatmaya başladı ama görevli İngilizce bilmiyordu ve bu da yetmiyormuş gibi oranın en korkak güvenlikçisi gelmişti sanırım. 
Biz bu sefer güvenlik görevlisine olan biteni anlattık. Adam saf saf sırıtıyor. "Turist haklı, rezil olduk, niye bir şey yapmıyorsunuz?" dedik. Görevli "Uyarıyoruz ama bazen bize kızıyor misafirler" demez mi? Fakat travertenlerdeki her güvenlik görevlisinin böyle olmadığını belirtmem gerekir. En ufak bir ihlalde uyarıyorlardı genelde. Bu arkadaş bir tuhaftı. Bu arada söz konusu çift biraz uzakta kalmıştı. Artık toplanmaya başladılar, mecbur gidecekler. Görevli onların yanına gitti bu sefer. Uzaktan duyuyoruz "Çok abarttılar" falan diyorlar. Neyse, suçlu çift gitti, güvenlik görevlisi de bize 
"İyi akşamlar" dedi gitti. Biz de söylene söylene uzaklaştık.
Girilmesi yasak olan bölge. Aslında daha güzel, ben iyi fotoğraf çekemedim.

    Şimdi soruyorum. Bu olayda kim haklı? Kimsenin turistin hareketini abartılı bulmaya hakkı yok bence. Adam "Burası tüm insanlığın" dediğinde utandım. Aramızdaki düşünce farkını belirten çok güzel bir örnek bu. Orası her ne kadar bizim topraklarımızda olsa da doğaya ait, doğanın mükemmelliğini anlatan bir insanlık mirası. Bu tip yerleri ziyarete giden herkes, hangi milletten olursa olsun saygı duymak zorunda. Pamukkale ve daha birçok doğal, tarihi, kültürel zenginliğimiz önce bize emanet. Önce biz korumalıyız,kollamalıyız. Gel gör ki bunu elin oğlu bizden daha iyi yapıyor. Bir zamanlar bembeyaz olan Pamukkale, zamanla yanlış yapılaşma vs. etkilerle yok olma tehlikesi yaşamış. Zararın neresinden dönsen kar. Travertenlerin ortasından geçen yolun kaldırılmasıyla, civardaki tehlike arz eden otellerin yıkılmasıyla, otellerin travertenlerden su almasının yasaklanmasıyla tehlikenin önüne geçilmiş. Bugün planlı olarak belli aralıklarla su akışı sağlanıyor ki kireçli su çöksün ve traverten oluşsun. Tabii daha başka bilimsel önlemler de var ama hepsini ilk etapta anlayamayız, jeolog değiliz. Çünkü travertenin oluşmasında çok farklı faktörler de var. Yani demem o ki Pamukkale beyaz kalsın diye, turist çeksin diye bir şeyler yapılıyor. Aslında üzerinde yürümek sakıncalıymış. Ama turistlerin gelmesi, görmesi için yaya yolu yapılmış. Bunu bir dereceye kadar anlamak mümkün. Turizm önemli bir gelir kaynağı. Bunun yanı sıra yaya yolu dışındaki bölümler kapatılmış. Yani ayak dahi basılması engellenerek korumaya alınmış. Yani basmayacaksın. Girmeyeceksin. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. İnstagram'a fotoğraf yükleyeceksin diye doğal dengeyi bozmayacaksın. 
Bu kadar basit.
Gezilmesi serbest olan bölge.

    Olaylar burada bitmedi. Şimdi de akabinde 2 gün sonra olanları anlatayım. Dün Instagram'a girdiğimde Denizli ve Pamukkale fotoğraflarımı beğenenlerden birinin, yasak yerde fotoğraf çeken arkadaş olduğunu fark ettim. Fotoğraflarına baktım. Olaylı şekilde çektiği fotoğrafları hiç utanmadan sıkılmadan Instagram'a yüklediğini gördüm. (Turist "Seni deşifre edeceğim" dese ne fayda). İngiliz azarlamadan önce epeyi de çekmiş. Güzel bir galerisi var, çektiği fotoğraflar güzel Allah için:) Takipçisi çok. Pamukkale'de çektiği fotoğraflar çok beğeni almış. Fotoğrafın altına travertenin ne demek olduğun yazmış arkadaş güzelce. Sonra "Biz çıplak ayakla giriyoruz, gözümüz gibi bakıyoruz ama bazı bekçiler göz açtırmıyor. Aslında traverten kullanılan, satılan bir materyal, Türkiye'den satan bir şirket de var vs.vs.vs." yazmış. Millet de övgü dolu yorumlarda bulunmuş fotoğraf için. İngilizce yorum yazanlara İngilizce cevaplar yazmış arkadaş ki o gün turistin dediklerini anlamadığı gibi adama sadece "Crazy! Crazy!" diyebilmişti. Ben bunları gördüm, dayanamadım. Yorum kısmına "Çıplak ayakla da olsa girilmemesi gereken yerlere girmemek gerekir. Bir fotoğraf için doğal düzene zarar vermek hiç hoş değil" yazdım. Bu da "Sezer Hanım, asıl zarar veren oteller. Otellerin su almasını kestiler zaten" falan filan yazdı. Ben de "İşte demek ki korumak için alınan önlemler var. Bazı bölümlere basılmasını engellemek de bunlardan biri" dedim. Gülme işareti koyarak "Peki" demiş. Birkaç saat sonra baktım benim Pamukkale fotoğraflarının altına devamlı bir şeyler yazmaya başladı. Profilimi incelemiş. Fotoğraf altındaki yazıları okumuş ve o gün olaylara şahit olduğumuzu anlamış. Fotoğrafımın altında, o gün olan biteni "Pamukkale nasıldı? 10 yıl önce gittiğimde iyi durumda değildi" diye soran arkadaşıma bir güzel yazmıştım. "Bizim milleti biliyorsun" diye başlamıştım söze ve verip veriştirmiştim bu çifte. Adam bunları okumuş tabii:) 
Fakat çok bir şey de diyemiyor çünkü suçlu ve Instagram'da belli bir izleyici sayısı var. (1000 küsur izleyici). "Sen sanat tarihçisi olarak antik havuzda niye yüzmek istedin peki? Sütunlar zarar görmüyor mu?" falan filan yazıp duruyor bana. Mesleğime bakmış, her şeyi incelemiş. Bergama'lıymış da, Allianoi kurtulsun diye eylem yapmış da. Hem biz niye Pamukkale'de suya basmışız o zaman. Uzun uzun şeyler. Yazıyor da yazıyor ama hep benim fotoğraflarımın altına. Ben de okuldayım her zaman bakamıyorum haliyle. En sonunda "Daha çirkinleşecekseniz ben de çirkinleşirim" dedim. "Niye sizin fotoğrafınızın altında tartışmıyoruz ayrıca?" diye sordum. Ondan sonra bir şey yazmadı. Yazamaz çünkü o gün olayları gördüğümü biliyor. Ne şartlarda o fotoğrafları çektiğini, nasıl rezil olduğunu ve bizi de rezil ettiğini takipçileri öğrenebilir. Kibar kibar konuştuğu takipçileri onu bir de o gün turiste hakaret ederken görselerdi ne düşünürlerdi acaba? Sonra konuyla ilgili arkadaşımla yazıştım, sakinleştim, derken adama "Profilimde kavga istemiyorum. Derdimi anlattım sanırım. Konuyla ilgili tüm yorumları siliyorum" dedim. Çünkü sosyal medyada uzun uzun kavga edecek bir yapıda değilim ve adam gerçekten yüzsüz, ne yaptığının farkında ancak bunu kabul etmekten çok uzak. Hiçbir şey olmamış gibi 3 tane OK. işareti atmış:) Hani şu baş parmağın kaldırıldığı işaret. Üzerinden bir yük kalktı sanırım. 
İşte başımdan böyle saçma sapan bir olay geçti. Ve ben gerçekten çok sinirlendim. 
Bizim en büyük düşmanımız yine biziz. Kendi değerlerimizi korumaktan aciziz. 
Bu her alanda geçerli ve gittikçe artan bir durum. Saygısızlık, ben yaptım oldu mantığı diz boyu. Nasıl önüne geçilecek bilmiyorum ama gerekli zamanlarda gerekli yerlerde 
en azından bireysel tepkimizi göstermemiz lazım.



İlgili Yazılar: Hafta Sonunda Denizli
                                   Hierapolis'te Ben




13 yorum:

  1. Bazılarımız için mühim olan kendisi. Ne ülke, ne gelecek ne de insanlık hak getire. :/

    YanıtlaSil
  2. Bunu söylemekten nefret ediyorum ama bazı insanlar ne kadar okumuş olsa da, ne kadar görmüş olsa da bir türlü insan olamıyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Haklısın. Okumakla, parayla, pulla ilgisi yok. Doğaya, insana, hayata saygı duymamak bambaşka bir şey.

      Sil
  3. Ne yazık ki insanlarımızda koruma bilinci kesinlikle yok. Avrupa insanının bilincine yerleşmiş bu duygu bizim insanımıza çok tesir etmiyor. Görevlilerinde "bostan korkuluğu" olduğu son derece açık. Asgari ücretle hiçbir eğitim vermeden işe alınan insanlarla koruma beklemek de yanlış. Yaşamın her alanında insanlarımız kesinlikle ne yasak dinliyor ne de yasağı kuralı çiğneyene anlatmak için uğraşıyor. Öyle vurdumduymaz yaşıyoruz. Ama onun menfaatine aykırı bir durum olduğunda hemen "devlet nerede!" diye bağırmayı da pek sever.

    YanıtlaSil
  4. Tesadüfün bu kadarı :(
    Ne yazık ki bizim ülkemizi bizden daha iyi koruyorlar yabancılar...Bizden daha duyarlılar...
    Adamla kadına şaştım kaldım vallahi... Zeytinyağı gibi su üstüne çıkmışlar.
    Pamukkaleye çok ilginçtir ki hiç gitmedim... Notlarını sabırsızlıkla bekliyorum arkadaşım.
    Mutlu hafta sonların olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zeytinyağı ki hem de nasıl!
      Ben de ilk defa gittim, daha önce hep ertelemiştik. Çocukken de gitmemiştim. Annemler yeni evliyken gitmişler, daha sonra olmadı. Ama muhakkak gitmelisin.
      Sana da mutlu hafta sonları Şebnemcim.

      Sil
  5. Hakkaten sinir bozucu bir olay yaşamışsınız.Değerlerimizi keşke koruyabilsek :(

    YanıtlaSil
  6. vay be ne yüzsüzler var ha :) o adamı instada bi rezil edebilsek yaaa. ama o diğer turistler ne iyiymiş yaaa. bu yazını koyayım bloguma. o adam türktü herhalde. biz böyleyiz işte. çok cahiliz valla :)

    YanıtlaSil
  7. :))) Benim de aklıma geldi IG'de rezil etmek ama boş verdim sonra:)
    Adamsa anlar diyeceğim ama o tarzda değildi maalesef.

    YanıtlaSil
  8. Eşi güzel çıksın da doğal güzellikler önemli değil. İnsanlarımızın bir kısmı maalesef bencil, saygısız ve düşüncesiz.

    YanıtlaSil

Yorumu olan?