19 Haziran 2012 Salı

Brunelleschi'den Shakespeare'e... Şişman Marangozun Hikayesi...

    En son "Brunelleschi'nin Kubbesi" isimli kitabı okudum. Yazarı Ross King... Kitap, Floransa'daki Santa Maria del Fiore Katedrali'nin yapılış hikayesini anlatıyor. Özellikle de mimar Filippo Brunelleschi'yi ve onun yapmış olduğu kubbenin hikayesini. 

    Floransa'nın merkezinde yer alan Santa Maria del Fiore Katedrali işte şu. (Floransa'ya gitmiş olanlar bilir. Ben henüz göremedim.)

Fotoğraf: Google

    Katedralin yapımına 1296'da başlanıyor. Fakat aradan 100 yıldan fazla zaman geçmesine rağmen, devasa büyüklüğü nedeniyle kubbesi bir türlü tamamlanamıyor. İşte tam bu noktada Filippo Brunelleschi giriyor devreye. Katedralin devasa kubbesini -mucizevi sayılacak şekilde- ahşap kemer kalıbı kullanmadan, kendi mekanik buluşlarını kullanarak tamamlıyor. Çünkü o bir Rönesans adamı... Kitabın kapağında yazdığı gibi "İtalyan hümanist düşünürlerin özgün icatlara yönelik doğal yeteneği ifade etmek için türettiği İNGEGNO, yani DEHA sıfatına layık görülen tarihteki ilk mimar, hatta ilk sanatçı."

    İşte dahimiz bu... Filippo Brunelleschi...


Eser Buggiano'ya ait. Bu büst katedralde kapı girişinde yer alıyor.

    Kitapta Brunelleschi'nin yaşamına ve sanatına dair çok hoş bilgiler var. Ayrı bir yazı konusu olacak kadar ilginç bir adam. Yaşantısına dair hikayelerden bir tanesi özellikle ilgimi çekti ve paylaşmak istedim. Bütün bu girizgah bunun içindi yani:) 

    Filippo, mimarlığının yanı sıra taklit yapma becerisi, hilekarlıkları, şakaları ve oyunculuk eğilimiyle de tanınırmış. En ünlü şakası, usta marangoz Manetto di Jacopo'ya yaptığı şaka olmuş. Öyle ki bu şaka daha sonra "Şişman Marangozun Hikayesi" olarak anılmış. 
    1409 yılında Filippo'nun kurbanı olan marangoz Manetto, "Il Grasso", yani "Şişman Adam" ismiyle tanınıyormuş. Varlıklı ve iyi huylu bir adammış. Bir gün bir arkadaş toplantısını kaçırdığı için Filippo'nun öfkesini çekme bahtsızlığına uğramış. "Göze göz" yaklaşımından hiç bir zaman vazgeçmeyen ve bu davranışı hakaret sayan Filippo, öcünü almak için birçok insanı organize etmiş. Amaç, Manetto'yu bir değişim geçirdiğine ve tanınmış bir Floransalı olan Matteo'ya dönüştüğüne inandırmakmış. Bir akşam Filippo gizlice marangozun evine gitmiş. Manetto işten geldiğinde kapıyı açamamasını sağlamış ve içeriden marangozun sesini taklit ederek konuşmuş. Taklit konusunda çok yetenekliymiş. Manetto şaşkınlıkla dükkanına geri dönerken yolda herkes onu "Matteo" diye selamlamış. Ki bunlardan biri de meşhur Donatello:) Az sonra bir icra memuru marangozu bir borç yüzünden tutuklamış ve cezaevine kaydını Matteo olarak yapmış. Tembihli mahkumlar bile Manetto'ya Matteo diyorlarmış:) Zavallı marangoz cezaevinde bütün gece neler olup bittiğini düşünmüş. Sabah olunca iki adam gelip kefaletini ödemişler ve kendisini cezaevinden çıkarmışlar. Bu iki adam güya onun, yani Matteo'nun kardeşleriymiş. Yolda "neden hovardalık yapıyorsun? neden kumar oynuyorsun?" diyerek bol bol sitem etmişler marangoza:) Ve onu farklı bir eve götürmüşler. Tabii Matteo'nun evine. Adamcağız "ben Manetto'yum, Matteo değilim" deyip durmaktaymış ama nafile... Akşama doğru gerçekten değişim geçirdiğine, başkası olduğuna inanmaya başlamış:) Bu sırada marangoza verdikleri içki onu iyice uyutmuş ve o sırada kendisini alıp gerçek evine götürmüşler. Yatağa ters yatırıp, eşyaların yerlerini değiştirmişler. Sabah uyandığında iyice şaşırmış tabi adamcağız. Bir de üstüne akşam kendilerini Matteo'nun kardeşleri olarak tanıtan iki adam gelmişler bunun evine. Bu sefer ona gerçek adıyla, yani Manetto şeklinde hitap etmişler ve "Kardeşimiz Matteo, dün akşam başka birinin, yani senin yerine geçtiğini söyledi bize" demişler. Manetto "demek onun için evimin eşyalarını değiştirmiş" diye düşünüp, gerçekten bir geceliğine Matteo ile yer değiştirdiğine inanmış. Zavallı adamcağız bu olay açığa çıktıktan sonra küçük düştüğünü ve hatta aklının karışmış olduğunu düşünerek Floransa'dan Macaristan'a taşınmış. Orada mesleğini sürdürmüş. Allah'tan orada daha büyük bir servet sahibi olmuş.  
Daha bitmedi! Bu olayın asıl ilginç yanı Shakespeare'in "Bir Yaz Gecesi Rüyası" isimli oyununa ilham kaynağı olması. "Şişman Marangozun Hikayesi", Brunelleschi'nin biyografisini yazan Antonio Manetti tarafından aktarılmış önce. Daha sonra "zalim ve aşağılayıcı bir hile" (beffa) örneği olarak bu oyun Boccaccio eliyle kaleme alınmış. En sonunda Shakespeare'in Bir Yaz Gecesi Rüyası'nda, içine birçok karakter soktuğu karmaşık rüya alemine ilham kaynağı olmuş. Neredeeen nereye!:)
    Floransa'ya gittiğinizde... Katedralin o kocamaaan kubbesine baktığınızda... Brunelleschi'yi, Marangozu, Shakespeare'i ve beni hatırlayın şekerler:) 



5 yorum:

  1. :) Teşekkür ederim Sezercim. Valla kitap güzel, okunası:)

    YanıtlaSil
  2. ne güzel olmuş bir yazı. kitabı da bu bilgileri de duymamıştım. ama sevdiğim dünya. floransa benim de favori görüleceklerimden.
    aslı bora da yeni bloguyla hoşgelmiş.
    :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler deeptone! Sen de olmasan kim yorum yapacak bu yazılara:) Bu yazı, okunan ama yorum yapılmayanlar kategorisinde:)

      Sil
  3. hiç bileeeee. çok yararlı oldu kiii.
    :)

    YanıtlaSil
  4. Macbook Servisi olarak verdiğiniz bilgilerden dolayı teşekkür ederiz.Başarılarınızın devamını dileriz.

    YanıtlaSil

Yorumu olan?