21 Şubat 2012 Salı

FETİH 1453...

    Fetih 1453... Çok merak ediyordum. Dün seyrettik. Aslında film hakkında yorum yazmayacaktım ama düşündüm de... Madem ben filmleri sinemada izlemeyi seven bir seyirciyim... Demek ki bu filmler benim ve benim gibiler için yapılıyor. O yüzden fikrimi belirtmek daha doğru olacak. 
    Öncelikle bu ve bunun gibi filmlere çocuk götürülmemesi taraftarı olduğumu belirtmem lazım. Bir filmde "7 yaş" sınırı varsa, "13 yaş altı, ailesiyle seyredebilir" deniyorsa vardır bir sebebi ve çocuk götürülmemesi gerekir. Zira dün benim yanımda oturan çocukcağız örneğinde olduğu gibi, tüm film boyunca "Ne oldu şimdi baba? Şimdi ne olacak baba? Bu kim baba? Savaş ne zaman başlayacak baba?" gibi soruları dinlemek zorunda kalırsınız:)) Birşey de diyemiyorum çünkü çocukların susturulmaması, sorularının cevaplanması gerektiğini düşünürüm her zaman:) Çocuk ne yapsın? Büyüklerinde kabahat. Her şeyin bir yaşı, bir zamanı var.
    Gelelim diğer konulara. Bir kere film çok gürültülüydü. Türk filmlerinde sesin az olmasından yakınılır aslında. Demek ki bu konuya dikkat edilmiş. Ama bu kez de çok yüksek bir ses durumu vardı ortada. Salondan başım ağrıyarak çıktım. Eşim ve oğlum da aynı durumdan rahatsız oldular.
    Arada sırada, film sanki eski bir Yeşilçam filmiymiş gibi perdede yağmur gibi çizgiler oluyordu. Sanki film eski bir banda kaydedilmiş gibi... Anlatabildim mi bilmiyorum? İşin tekniğini anlamam. Sinemacı değilim. Bu durum nereden kaynaklanıyor bilemiyorum. Sinema salonuyla mı alakalı? Yoksa filmle mi alakalı? Aslında bunu çıkınca yetkili birine soracaktım (böyle huylarım vardır:)) ama o kadar kalabalıktı ki unuttum. Bilen biri bana cevap verebilirse sevinirim. Bu konuya taktım çünkü "Türk Sineması'nın en yüksek bütçeli filmini çektim" diye ortaya çıkıyorlarsa bize pırıl pırıl bir film izletmeleri gerekir. Ve yine bu iddiadaki bir filmde görüntü atlaması olmaması gerekir. Ne yazık ki  2 kere bu sorun yaşandı. Örneğin birinde karakter (Sultan Mehmet'ti yanlış hatırlamıyorsam) öne doğru bakarken, hop! birden yana dönüverdi. Biz boynunu çevirdiğini falan görmedik:)) Bırak bu kadar iddialı olmayı, sıradan bir filmde bile bu hataların olmaması gerektiğini düşünüyorum. 
    Bunlar benim dikkatimi çeken teknik konulardı ve kesinlik taşıyan aksaklıklardı. Bunların dışında kalan hikaye, konunun işlenme tarzı, oyuncular, filmin karakterleri, müzik seçimi vb. konular seyredenlerin zevkine, dünya görüşüne, ilgisine, bilgisine bağlı olarak yorumlanır. O yüzden beğeniye bağlı konularda fazla derine inmemeli. Ucundan kıyısından değinecek olursam: Fatih Sultan Mehmet gibi bilime, sanata meraklı; çevresinden bilim adamlarını, din bilginlerini, sanatçıları ayırmayan; dahi sayılacak derecede zeki bir padişahın İstanbul'u fethetmesi büyük bir başarıdır. Arkasında zeka, planlama ve cesaret vardır. Filmde bu özelliklerin göz ardı edilip İstanbul'un Fethi'nin mistik durumlara dayandırılması haksızlık gibi geldi bana. Bu yorumu Fatih Sultan Mehmet hakkında çok okumuş biri olarak yapıyorum. Zaten en iyisi okumak. Okuduğun zaman kafanda canlanan bilgilerle kendi filmini kendin çekiyorsun:) 
    Devrim Evin başarılıydı bence. Ama Osmanlı padişahlarının karakteristik kemerli burnunu aramadım desem yalan olur:) Ulubatlı Hasan ve Justiniani'nin dövüş sahnesi çok güzeldi. Hasan'ın sancağı dikme sahnesi de aynı şekilde... Bence sakıncası yok (!) ama her ikisinin de vücudu çok ön plana çıkarılmıştı her nedense:) Bol bol kaslarını sergilediler. Lağımcılar da aynı şekilde... Tamam lağımcılar güçlü kuvvetli olmalıdırlar ama vücutları parlak parlak o kadar gözümüze sokulmuştu ki, oyuncu seçiminde herhangi bir fitness salonuna gidip "sen gel, sen gel" şeklinde seçim yapmışlar gibi geldi.
    Ya bir de söylemeden edemeyeceğim... Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya'da bekleşen Bizanslılara hitap ettiğinde, Bizans halkı o kadar mutlu gösterilmeseydi keşke. İnandırıcılıktan çok uzak bir sahneydi. Kendilerine zarar gelmeyeceğini sultanın ağzından duyunca rahatlamış olabilirler ama neticede korkulu günler geçirmiş, açlık çekmiş, şehirlerini kaptırmış, yorulmuş insanlardı. 
      Filmin müziklerini ilk sahneden itibaren çok çok beğendim. Etkileyiciydi. 
    Aslında yazacak çok şey var ama "emeğe saygı" diyerek burada kesiyorum. Özen gösterilmiş, emek harcanmış. Orası kesin. Herkes gitsin, görsün. Madem ki bu film pek çok yönden Türk Sineması'nda bir ilk olarak nitelendiriliyor... O zaman desteklemek lazım. 

4 yorum:

  1. ne güzel özetlemişsin :) bende çok gitmek istiyorum sıcağı sıcağına, milliyetçi duygularım çok yüksektir :)
    paylaşım için teşekkürler, bende özetlerim seyrettiğim zaman, sinemayı çok severim, bu yüksek ses konusu benide çok rahatsız eder zaman zaman, hatta biraz kıstırsak mı filan derim, bir süre sonra alışıyor insan ama taa ki salondan çıkana kadar :(

    sevgiler

    YanıtlaSil
  2. Seyrettiğiniz zaman filmin kritiğini bekliyorum:) Sevgiler!

    YanıtlaSil
  3. Merhabalar Sezer Hanim,bu filmi ben de cok görmek isterdim.Ama öyle güzel bir elestiride bulunmussunuz ki filmi izlemis kadar oldum.Cünkü bu hususlar bir filmde, hele ki bu film bizim tarihimizi anlatacaksa, cok önemli hususlardir.Mesela Istanbulun fethinin padisahin zeka,cesaret ve müthis bir planlama eserinden ziyade sadece mistik sebebe baglanmasi haksizlik olmustur; kesin. Cünkü sanirim pek az insan bilir Fatih bes dili bilen bir padisahti o genc yasina rahmen Kanuni 4 dili bilen bir padisahti ve arkalarindaki devlet kadrosu ise zamanlarinin hatta belki bu zamanimizda bile ender bir araya getirilebilecek bir kadrodan olusuyordu. O yüzden bu güc nereden geliyor, nasil imparatorluk olundu sasirmamak gerek. Filmde bu hususa yeterince deginilmemesi büyük eksiklik olmus. Tesekkürler paylasiminiz icin.Sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Siz yine de seyredin bence:) Tarihimize dair filmlerin artması taraftarıyım. Eleştirilerimizi yapalım, destek verelim ki artsın bu tür filmler. (Gördüğünüz gibi yine de kıyamıyorum:))Bu arada bloguma da hoşgeldiniz:) Sevgiler...

    YanıtlaSil

Yorumu olan?