8 Ocak 2010 Cuma

UFAK BİR HATIRLATMA

   Çocukları ve gençleri çok severim. Küçük çocuklardan rahatsız olmam, gençlerle iyi anlaşırım. Gençleri hemen yargılayan insanlardan değilimdir. Öncelikle onların yaşındayken neler hissettiğimi, ne tür davranışlarda bulunduğumu hatırlamaya çalışırım. Bu şekilde empati kurmama rağmen günümüz gençlerinde tahammül edemediğim bir davranış var. Tam olarak "gençlerimizin" demeyeyim de, gençliğe adım atan ortaokul-lise çağındaki çocuklarımızın birbirlerine hitap şekilleri, birbirlerini tanımlama biçimleri çok korkunç. Herhangi bir okulun yakınından geçerken veya Facebook gibi paylaşım sitelerinde veyahut yakın çevrenizde muhakkak rastlamışsınızdır arkadaşına "gerizekalı" diye hitap eden bir genç kıza veya delikanlıya. En basit bir cümle içinde bile kullanıyorlar bu sözcükleri. O kadar ağızları alışmış. Ben arkadaşı için "gerizekalı, beyin özürlü, spastik, down sendromlu" tanımlarını aynı cümlede kullananına rastladım. Dehşete düştüm. Şu kelimeleri yazarken bile nasıl rahatsız olduğumu tarif edemem. Kaldı ki bu sözcükleri çocuklarımızın ağzından duymak çok ama çok nahoş bir durum. Kesinlikle hazmedemiyorum.
   Bana kalırsa bu gibi durumlarda anne ve babalara çok iş düşüyor. Çocuklarımıza arkadaşları için bu tip benzetmelerde bulunmamaları gerektiğini, kendilerine söylenmesine de izin vermemelerini öğretmeliyiz. Özellikle "özürlü, spastik, down sendromlu" gibi sözcüklerin ne anlama geldiğini, bu rahatsızlıklara sahip insanların bu durumu kendilerinin istemediğini, herkesin bir engelli adayı olduğunu, onların çocuklarında da bu tip rahatsızlıkların görülme olasılığının olduğunu, "spastik" tabir edilen "Cerebral Palsy" hastalarının çoğunda zeka geriliği olmadığını, kendimizi engelli vatandaşlarımızın yerine koyarak düşünmemiz gerektiğini anlatmalıyız. Tabi öncelikle biz öğrenmeliyiz belki de. Bırakın gençleri, çoğu yetişkinin bile bunları düşünmediğini biliyorum. Ama düşünmeliyiz. Çocuklarımıza da öğretmeliyiz. Gün geçtikçe bizlere has "merhamet" gibi, "saygı" gibi güzel özelliklerimizi yitiriyoruz. Duyarsız bir toplum olma yolunda ilerliyoruz. Halbuki ne kadar basit, birazcık vaktimizi ayırıp çocuklarımıza bu konularda bilgi vermek. Unutmayalım ki bugün biz çocuklarımıza yeterli ilgiyi göstermezsek, yarın bu durumdan etkilenecek olanlar onlardır.